Okyanusun Yuttuğu Efsanevi Şehir Sonunda Bulundu!

Destek Olun: Dijitaliyidir'de yayımlanan reklamları engellemek için AdBlocker kullanmazsanız bize destek olmuş olursunuz. Ayrıca ekibimize destek olmak isterseniz Google aracılığı ile destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
Serap Atabey
Ekleyen Serap Atabey
2 dk okuma süresi

Yüzyıllar boyunca efsane olarak kabul edilen Rungholt kasabasının izleri arkeologlar tarafından ortaya çıkarıldı.  Kasaba, “Saint Marcellus Taşkını” olarak adlandırılan fırtına ile sular altında kalmıştı.

Yüzyıllar boyunca efsane olarak kabul edilen şehir, sonunda arkeologlar tarafından gün yüzüne çıkarıldı.

Kuzey Almanya kıyılarında bir zamanlar gelişen bir kasaba olan Rungholt, 1362 yılında yaşanan şiddetli fırtınada sular altında kaldı. Bu nedenle şehir, “Kuzey Denizi’nin Atlantis’i” lakabını aldı.

“Saint Marcellus Taşkını” olarak bilinen fırtınanın, halk arasında söylenene göre kasaba sakinlerinin zenginlik, kibir ve sarhoşluk gibi günahları nedeniyle gerçekleştiğine inanılıyor.

Tarihçiler böyle bir kasabanın var olup olmadığını tartışırken, anlatılan hikâyelerde kasabanın gerçek olup olmadığı belirsizdi. Ancak yapılan yeni araştırmalar sonucu gizemli şehrin kalıntıları ortaya çıktı.

Araştırma Kiel Üniversitesi arkeologları, Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi, Baltık ve İskandinav Arkeolojisi Merkezi ve Schleswig-Holstein Eyaleti Arkeoloji Departmanı tarafından yürütüldü.

Ekip, jeofizik görüntüleme teknolojisini kullandı ve kasabayı gelgitlere karşı korumak için inşa edilmiş insan yapımı höyükler buldu.

Yeni bulgular arasında bir kilisenin, bir limanın ve drenaj sistemlerinin temelleri de yer alıyor.

Jeofizikçi Dennis Wilken yaptığı açıklamada, “Çamur tabakaları altında saklı yerleşim kalıntıları önce lokalize edilir ve manyetik gradiyometri, elektromanyetik indüksiyon ve sismik gibi çeşitli jeofizik yöntemler kullanılarak geniş bir alan üzerinde haritalanır.” dedi.

Mainz Üniversitesi Coğrafya Enstitüsünden Dr. Hanna Hadler ise şunları söyledi: “Bu tahmine dayanarak, yalnızca yerleşim yapılarının mekansal ve zamansal ilişkileri hakkında değil, aynı zamanda peyzaj gelişimi hakkında da açıklamalar yapmamıza izin veren tortu karotlarını seçerek alıyoruz.”

Baltık ve İskandinav Arkeolojisi Merkezinde arkeolog olarak görev yapan Dr. Ruth Blankenfeldt ise bulgulara göre yerleşim yerinde kilisenin merkezî konumu ve kilisenin büyüklüğü nedeniyle geçmişte kasabada önemli ve üst düzey görevleri olan bir cemaatin bulunduğunu öne sürdü.

Derleyen: Serap Atabey

Loading

Bu içeriği paylaş
Follow:
Umutlarını cebine koyarak hedeflerine yürüyen idealist biri. Onun için mutluluk, ne olursa olsun yolda olmak. Yürüdüğü yolda güneşi, çiçekleri, kedileri selamlar; yağmur yağarsa şemsiyesini açmaz. Hayatı, şiirlerine yazar. Araştırmacı, neşeli ve daima öğrenci. Dijitaliyidir için Serap’ın sloganı “Dijital, hayatı seyre çıkmak için en iyi yol olduğu için iyidir.” oldu.
Yorum bırak, puan ver