Son araştırmalar, ertelenmiş hazzın her zaman refahın garantisi olmadığını gösteriyor ancak dikkatlice planlanmış haz anları, son derece faydalı olabilir.
Kısa vadeli arzularımızdan kaçınmak yerine onları kucaklayarak ve onları ne zaman ve nasıl şımartacağımızı bilerek, üretkenliğimize hiçbir maliyeti olmadan daha fazla refahın tadını çıkarabiliriz.
Kendine hakim olma özelliğinin kültürel ruhun çok derinlerinde yer aldığı açık ve yakın zamana kadar psikolojik araştırmalar, hazzı geciktirmenin gerçekten de uzun vadeli başarının sırrı olduğunu doğruluyor gibi görünüyordu. Ancak son zamanlarda yapılan bazı araştırmalar bu fikirleri sorgulamaya başladı. Orta düzeyde irade gücü neredeyse kesinlikle faydalı olsa da her türlü düşkünlükten kaçınmaya çalışan insanlar, ne daha mutlu ne de daha sağlıklı. Hatta hedeflerine ulaşmada daha başarılı bile değiller.
Tanım olarak geciktirilmiş haz, anlık geçici zevkleri ertelemenin uzun vadeli hedeflerimize ulaştığımızda daha fazla memnuniyete yol açacağı fikridir. Araştırma, en iyi şekilde, çocuklardan çeyrek saat sonra iki marşmelovun tadını çıkarma vaadiyle hemen bir marşmelov yemeye direnmelerinin istendiği ünlü “marşmelov testi” ile temsil edilebilir. Marşmelov testinde başarılı olanlar, yıllar sonra okulda daha iyi notlar almış ve kariyerlerinde daha hızlı ilerlemişler.
Ancak geciktirilmiş haz her zaman daha iyi bir sağlığa yol açar mı? Durumun böyle olmayabileceğine dair işaretler 1990’larda çoktan ortaya çıkmıştı. Kanıtların durumunu analiz eden Riverside’daki California Üniversitesinden Prof. David Funder, öz denetim konusunda iyi puan alan çocukların aynı zamanda aşırı çekingen ve meraktan yoksun olarak büyüdüklerini buldu. Funder, ayrıca çok yüksek düzeyde öz denetime sahip kadınların depresyon riskinin daha yüksek olduğunu gösteren araştırmalara da işaret etti.
Daha sonra yapılan araştırmalar, en yüksek düzeyde öz denetime sahip kişilerin pişmanlık duygularından muzdarip olabileceğini öne sürdü. Bu kişiler, içinde bulundukları anı takdir etmekte zorlanabilir ve yaşamlarına dönüp baktıklarında yaptıkları fedakarlıklara içerleyebilirler.
Bu olasılığı araştırmak için Columbia Üniversitesinden Prof. Ran Kivetz ve doktora öğrencisi Anat Keinan, üniversite mezunlarından 40 yıl önceki kış tatillerini düşünmelerini istedi. Araştırmacılar, yaşlanan mezunların gençliklerinin bu önemli anında çok az öz denetime sahip olmaktan ziyade çok fazla öz denetime sahip olduklarından yakınma olasılıklarının çok daha yüksek olduğunu buldular. Seyahat etme fırsatını geri çevirmek gibi aşırı mantıklı davranarak kaçırdıkları zevkler için duydukları pişmanlık; derslerini aksattıkları, çok fazla harcadıkları ve sorumsuzca davrandıkları şımarıklık anları için duydukları suçluluktan çok daha fazlaydı.
Öz denetimi düşük olan kişilerin genellikle bir tür psikolojik miyopluğa sahip oldukları söylenir ancak Kivetz ve Keinan, pek çok kişinin bunun tam tersi bir sorundan muzdarip olduğunu öne sürdü. Gelecekteki hedeflerine o kadar derinden odaklanmalarına neden olan psikolojik bir ileri görüşlülüğe sahip insanlar, şu anın tüm lezzetli dikkat dağıtıcı unsurlarının tadını çıkaramamakta.
Bu yeni öz denetim anlayışını kendi hayatımıza birkaç stratejik hoşgörüyü dahil ederek uygulayabileceğimiz pek çok yol var. Uzun bir iş günü içinde keyifli oyalanmalar ayarlayabilir ya da sağlığımıza kavuşmak için düzenli ikramlar planlayabiliriz. Para biriktiriyorsak tutumlu yaşamımızın bir ödülü olarak her ay bir lüksün tadını çıkarmak için bir tarih belirleyebiliriz.
Daha da önemlisi, bu araştırma bize yanlışlıkla bizi uzun vadeli hedeflerimizden bir adım uzaklaştırabilecek plansız hoşgörülere biraz daha nazik bakmayı öğretmeli. Suçluluk duygusu ve öz eleştirinin hatalarınızdan ders çıkarmanıza yardımcı olacağını düşünebilirsiniz ancak son psikoloji literatürü, bunların genellikle ters etki yarattığını göstermekte. Bu duygular, stres düzeyimizi artırarak ve öz yeterlilik duygumuzu azaltarak motivasyonumuzu bozabilir. Kendinize biraz öz şefkat göstermeniz ve tekrar yola koyulmak için pratik yollar aramadan önce bu zevkin tadını çıkarmanız başarıya giden yolda çok daha iyi olacak.
Derleyen: Görkem Süner