- Jeomühendislik genellikle iklim krizine karşı son çare olarak devreye girip günü kurtarabilecek bir teknolojik çözüm olarak sunuluyor.
- Ancak yeni modeller, Güneş’i karartmak gibi riskli önlemlerin Antarktika’yı kurtarmak için yeterli olmadığını gösteriyor.
- Geriye kurtarabilecek tek bir şey kalıyor; o da 40 yıldır yapamadığımız şeyin ta kendisi: fosil yakıtları yakmayı durdurmak.
Kuzey Yarımküre’nin yazını felakete sürükleyen yangınlar, seller ve diğer aşırı hava olayları karşısında jeomühendislik potansiyeline olan ilgi yeniden arttı. Potansiyel olarak tehlikeli çözümleri denemeye yönelik teşvik, iklim kaynaklı felaketler yoğunlaştıkça daha da güçlenecek.
Bern Üniversitesinden buzulbilimci Johannes Sutter, “Küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında sınırlamak için fırsat penceresi hızla kapanıyor, bu nedenle iklimi etkilemeye yönelik teknik önlemlerin gelecekte ciddi olarak ele alınması mümkün.” diyor.
Bu nedenle Sutter ve meslektaşları, Güneş’in karartılmasının, araştırmacıların en çok endişe duyduğu hızla yaklaşan iklim devrilme noktalarından biri üzerinde nasıl bir etkisi olacağını araştırmaya karar verdiler.
“Batı Antarktika’daki buz akışlarına ilişkin gözlemler, sözde devrilme noktasına çok yakın olduğumuzu ya da çoktan geçtiğimizi gösteriyor. Bu nedenle çalışmamızla, buz tabakasının çökmesinin teorik olarak Güneş radyasyonu yönetimi ile önlenip önlenemeyeceğini öğrenmek istedik.” diye açıklıyor Sutter.
Şu anda bölgede kışın ortası olmasına rağmen, şimdiden kayda değer miktarda buz kaybı yaşanıyor. Bu, Batı Antarktika buzullarını karada yerinde tutan deniz buzundaki azalmayı da içeriyor. Batı Antarktika’nın erimesi, deniz seviyesinin metrelerce yükselmesine yol açacak ve denizdeki tüm bu ekstra tatlı su, zaten yavaşlamakta olan okyanus akıntılarının çökmesine de katkıda bulunacak.
Sutter ve meslektaşları; yüksek, orta ve düşük emisyon yolları ile dört farklı stratosferik aerosol enjeksiyon senaryosu altında buz tabakası koşullarını simüle etti.
Araştırmacıların modellemesi, 2050 yılına kadar stratosfere milyonlarca ton sülfür dioksit püskürterek Güneş’i karartmanın buz çöküşünü geciktirebileceğini gösterse de bu, sadece karbonsuzlaştırma ile birlikte ve sadece orta veya düşük emisyon yollarında işe yarayacaktır.
Araştırmacılar, “Atmosferik sera gazı konsantrasyonları yüksek kaldığı sürece, Güneş radyasyonu yönetiminin büyük olasılıkla yüzyıllar, hatta belki de bin yıllar boyunca sürdürülmesi gerekecektir.” diye açıklıyor.
Eğer Güneş’i engelleyen yönetim stratejileri aniden durursa, daha da ani bir sıcaklık artışının daha ciddi sonuçlarla birlikte ortaya çıkacağı sonlandırma şoku riskiyle karşı karşıya kalırız. Ayrıca, atmosferimizdeki aşırı CO2’nin neden olduğu diğer sorunlar da hız kesmeden devam eder.
Batı Antarktika buz tabakasının çöküşünü durdurma şansını ortaya koyan tek senaryo, karbon emisyonlarının azaltılmasını içeriyor.
Sutter, “Simülasyonlarımız, Batı Antarktika buz tabakasının uzun vadeli çöküşünü önlemenin en etkili yolunun hızlı karbondan arındırma olduğunu gösteriyor.” diye uyarıyor.
Derleyen: Görkem Süner