- Şu an yedi ülkede yapılan bir çalışma ile iş yerlerinde tükenmişlik riski yüksek kişiler belirlenebilecek.
- Tıbbi bir durum olmayan bu tükenmişlik riskinin bir teşhis şekli yok. Ancak bu tükenmişlik, bizi zihinsel ve fiziksel olarak olumsuz etkileyebilir.
- Tükenmişlik Riski Değerlendirme Aracı, iş ve evde olan sorunlar, iş yerindeki çalışma yükü, iş tatmini ve duygusal stres gibi alanları inceliyor.
Günümüzün giderek yoğunlaşan dünyasında, birine nasıl olduğunu soruduğunuzda genellikle yorgun ve meşgul kelimelerini içeren bir cevap alırsınız. Bu sorulara verilen olumsuz yanıtların artması nedeniyle uluslararası bir araştırma ekibi, iş yerinde tükenmişlik riski en yüksek olan kişileri belirlemek için bir araç geliştirdi. Tükenmişlik Değerlendirme Aracı olarak adlandırılan bu sistem, kişinin iş yerindeki zihinsel ve fiziksel durumunu kendi yanıtlarıyla değerlendirmek üzere tasarlanmış bir dizi sorunun cevaplanması şeklinde çalışıyor.
Tıbbi bir durum olmayan bu tükenmişlik riskinin resmî bir teşhis şekli yok. Bununla beraber, iş yeri tükenmişliği bizi zihinsel ve fiziksel olarak olumsuz etkiler ve genellikle kimi sağlık sorunlarına yol açar. Tükenmişlik Değerlendirme Aracı, 493 yetişkinden toplanan verileri değerlendiriyor. Ancak bu değerlendirme, şu an sadece yedi ülke (Avusturya, Belçika, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Japonya ve Hollanda) için geçerli durumda.
Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesinden psikolog Leon De Beer, “Daha önce hem uygulama hem de araştırma alanında kullanılmak üzere, tükenmişlik riski taşıyan çalışanları belirleyen ayrıntılı bir ölçüm aracına sahip değildik.” açıklamasında bulundu.
Tükenmişlik Değerlendirme Aracı, iş ve evde olan durumlar, iş yerindeki çalışma yükü, iş tatmini ve duygusal stres gibi alanları inceliyor. Sorular arasında, nedenini bilmeden üzgün hissetme ve işin değerinden emin olamama gibi unsurlar yer aldı.
Araştırmacılar, test ettikleri 493 Norveçli kişinin yüzde 13’ünün yüksek tükenmişlik riski altında olduğunu belirtti. Ekip, benzer çalışmaların diğer ülkelerde de devam ettiğini ifade etti. De Beer, “Çalışanların tükenmişlik riskini ele almamak, iş yerleri için uzun vadede kötü sonuçlar da doğurabilir.” diyor. De Beer ve araştırmacılar, tükenmişlik riskini artıran bazı faktörlere de dikkat çekti. Bunlar, hızlı kurumsal değişim süreci, düşük seviyede kendine olan saygı ve fırsat eksikliği.
Araştırmacılar, tükenmişliğin hızlı bir şekilde bitkinliğe, zihinsel yorgunluğa ve duyguları düzenleme yeteneğinin azalmasına yol açabileceğini söylüyor. İyi haber ise bu durumun tedavi edilebilir olması. Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesinde psikolog olan Marit Christensen, “Tükenmişlikle tedavi yoluyla başa çıkabiliriz. Yine de insanlar, taleplerin yüksek olup kaynakların az olduğu yerlerde çalışmaya devam ederlerse bu tedavinin pek faydası olmaz.” açıklamasında bulundu.
Araştırma, Scandinavian Journal of Psychology dergisinde yayımlandı.
Derleyen: Davut Bulut