- Mikroplastikler, kaya katmanlarına sızarak aslında bize plastiklerin ortaya çıkışının insanlık çağının başlangıcının bir işareti olabileceğini gösteriyor.
- Göllerden alınan örnekler mikroplastiklerin çamurun derinliklerine kadar inebildiğini gösterdi.
- Tespit edilen mikroplastiklerin arasında poliamid, polietilen, poliüretan ve polivinil asetan gibi plastikler yer alıyor.
Mikroplastikler sadece hayvanlara, okyanuslara hatta vücudumuzun derinliklerine işlemekle bitmiyor. Mikroplastikler aynı zamanda kayaların katmanlarına da sızıyor. Bu da bize, plastiklerin ortaya çıkışının insanlık çağının başlangıcının bir işareti olabileceğini gösteriyor. Yapılan yeni bir çalışmada, Letonya’da bulunan üç farklı gölden -Seksu, Pinku ve Usmas- alınan tortu örnekleri ile mikroplastiklerin gölde ne kadar derine inebildiği analiz edildi. Sonuçlar, daha küçük olan mikroplastik parçalarının çamurun derinliklerine inebildiğini gösterdi. Bu, 1950’lerin başında dünyada plastik üretimi hızlanmadan önce oluşan katmanlara da ulaşabileceğini bizlere ortaya koydu.
Letonya Su Ekolojisi Enstitüsünden ekolog Inta Dimante-Deimantovica ve uluslararası bir araştırma ekibi, kaya tabakalarındaki plastik varlığın, plastiklerin toplumda yaygınlaşmasının bir göstergesi olduğunu belirtiyor. Araştırmacılar yayımladıkları makalede, “İncelenen tortu profillerinde mikroplastik dağılımının yorumlanmasının belirsiz olduğu ve bundan dolayı da Antroposen Çağının başlangıcını kesin olarak göstermediği sonucuna varıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Tespit edilen mikroplastik parçalarının türleri arasında poliamid (dayanıklı oluşundan dolayı tekstil, otomotiv sektörü gibi alanlarda kullanılır), polietilen (genellikle ambalajlarda bulunur), poliüretan (köpüklerde ve liflerde bulunur) ve polivinil asetat (yapıştırıcılarda bulunur) yer alıyor.
Araştırmacılar, Letonya’da bulunan bu üç gölün, tortuları kapsamlı bir şekilde incelendiği ve daha önce tarihlendirildiği için seçildiğini söylüyor. Bu da ekibin daha küçük plastik parçacıkların çamurun daha derin katmanlarına ulaştığından emin olabileceği anlamına geliyor. Araştırmacılar, “Bu bulgular, mikroplastiklerin sediman profillerde aşağı doğru kesin hareket ettiğini gösteriyor.” açıklamasında bulundu.
Ekip, tortu malzeme türünden mikroplastik türüne ve çevresel koşullara kadar her türlü faktörün, aslında bu aşağı doğru olan hareketi etkileyebileceği ve bunun da çalışmayı zorlaştıracağını belirtiyor. Ancak açık bir şekilde bilinen şu ki, mikroplastiklerden kaçamayacağımız bir zamandayız. Uzmanlar hâlâ mikroplastiklerin sağlığımıza olan etkilerini araştırıyor ve bu mikroplastiklerin düşündüğümüzden çok daha yaygın olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, “Bugüne kadar üretilen tüm plastik malzemenin yaklaşık %9’unun geri dönüştürüldüğünü ve %12’sinin yakıldığını tahmin ediyoruz. Bu da 6.000 milyon metrik tondan daha fazla plastiğin çevreye sızma, doğal döngülere ve gıda zincilerine dahil olma potansiyeline sahip olduğu sonucunu bizlere gösteriyor.” açıklamasında bulundu.
Araştırma, Science Advances dergisinde yayımlandı.
Derleyen: Davut Bulut