- 250’den fazla bilim insanından oluşan uluslararası bir ekip, 63 ülkede çeşitli çevresel müdahaleleri ve insanların bunlara nasıl tepki verdiğini inceledi.
- Ekip, dünya genelinde iklim değişikliği farkındalığını ve iklim eylemini artırmak için tasarlanan 11 stratejinin etkinliğini test etti.
- Çalışmanın bulguları, iklim değişikliği karşısında tek bir yöntemle hareket edilemeyeceğini gösteriyor.
İnsanlara doğrudan iklim dostu eylemlere geçmeleri için ilham veren hızlı ve kolay müdahaleler çok önemli. Davranış bilimciler ve politikacılar, hangi küçük adımların en büyük farkı yaratabileceğini öğrenmek istiyorlar. İklim değişikliği psikolojisi alanında bugüne kadar yapılan en büyük deneylerden biri, aynı müdahalelerin belirli bir bağlama ve en önemlisi de değişimin yönlendirildiği ülkeye bağlı olarak farklı sonuçlar doğurduğunu gösteriyor. 250’den fazla bilim insanından oluşan uluslararası bir ekip tarafından yapılan araştırma, 63 ülkede çeşitli çevresel müdahaleleri ve insanların bunlara nasıl tepki verdiğini inceledi.
Avusturya’da ağaç dikmek için harcanan zaman gibi etkili çevre yanlısı davranışları artırmanın en iyi yollarından biri, insanlara iklim değişikliğinin hâlihazırda gerçekleştiğini, Avrupa’yı olumsuz etkilediğini ve yakınlardaki insanlar için zararlı olduğunu gösteren bilgiler sunmak. Davranış bilimciler, bunu psikolojik mesafeyi azaltmak olarak adlandırıyor. Bu çerçeveleme, iklim değişikliğinin risk ve tehlikelerini daha yakın ve ilişkilendirilebilir hissettirerek insanları buna karşı harekete geçmeye teşvik ediyor.
Avusturya ile benzer bir dili, kültürü ve uzun bir tarihi paylaşan Almanya’da aynı müdahalenin çok farklı sonuçları oldu. Katılımcılar iklim değişikliğine daha az inanma eğilimindeydi. İklim değişikliğini azaltma politikalarını destekleme ve ağaç dikme olasılıkları daha düşüktü.
Ekip, dünya genelinde iklim değişikliği farkındalığını ve iklim eylemini artırmak için tasarlanan 11 stratejinin etkinliğini test etti. 59.000’den fazla katılımcıya, mektup yazmak ya da iklim değişikliğiyle ilgili bilgileri, sanki etkisi okuyucunun çok yakınında gerçekleşecekmiş gibi okumak şeklinde iklim değişikliği inançlarını etkilemek üzere tasarlanmış 11 olası müdahaleden biri gösterildi. Daha sonra katılımcılara iklim değişikliğine inançları, azaltım politikalarına destekleri ve ağaç dikmek gibi farklı çevresel eylem türlerine katılımlarını değerlendirmek üzere anket uygulandı.
Genel olarak ankete katılanların %86’sı iklim değişikliğinin gerçekleştiğine, tehlikeli bir sorun olduğuna ve büyük ölçüde insan kaynaklı olduğuna inanıyor. Önemli iklim azaltma politikalarına verilen destek ise %72 gibi etkileyici bir oran olarak ölçüldü.
Bir başka önemli ölçüt de çaba gerektiren davranışlardı. Bu, ağaç dikmek için bağış karşılığında belirli bir numara kombinasyonunu tanımlamak gibi sıkıcı bir görevi tamamlamayı içeriyordu. Katılımcıların yarısından fazlasının 300.000’den fazla ağaç dikmiş olması, çoğu insanın iklim değişikliğini sorgulamadığını, bunu azaltmaya yönelik politikaları desteklediğini ve bunu durdurmak için ellerinden geleni yapmaya istekli olduğunu gösteriyor.
Tüm verileri bir araya getirdiğimizde, psikolojik mesafeyi azaltmak gibi müdahalenin bir bağlamda işe yaradığını ancak Avusturya ve Almanya’da olduğu gibi başka bir bağlamda geri teptiğini gördük. Bu durum, muhtemelen verilerdeki büyük çeşitlilikten kaynaklanıyor. Verilerin hesaba katmadığı başka farklılıklar da olabilir. İşleri daha da karmaşık hâle getiren bir başka husus, müdahalelerin hedeflediğimiz değişkene bağlı olarak farklı etkilere sahip olması. Bir müdahale, iklim değişikliğine olan inancı artırmada işe yaradıysa çaba gösterme davranışı üzerinde geri tepme eğilimi gösteriyor. Bu da iklim değişikliği karşısında tek bir yöntemle hareket edilemeyeceği anlamına geliyor.
Derleyen: Esin Özcan