- Julian Assange, ulusal güvenlikle ilgili gizli belgeleri ifşa etmek için komplo kurma suçunu kabul etmesinin ardından bu hafta cezaevinden tahliye edildi.
- Parmaklıklar ardında geçirdiği beş yılın ardından bunu WikiLeaks kurucusu için bir kazanç olarak nitelendirmek zor. Ancak yüzeysel olarak bakıldığında, Assange’ı çok çok daha uzun bir süre hapiste tutmak isteyen ABD hükümeti için bir kayıp.
10 yılı aşkın bir süre içerisinde yaşananlar göz önüne alındığında yine de bir düzeyde ABD’li yetkililer tam olarak istedikleri şeyi elde etmiş gibi görünüyor: hükümeti kötü gösterecek bilgileri yayımlamaya cesaret edecek herkese bir uyarı.
Bu olay, hükümet sırlarını aktif bir şekilde ifşa etmeye çalıştığınızda neler olabileceğinin açık bir görüntüsünü sunuyor. Gelecekteki hain (!) gazetecilere karşı şimdiden ateş açıldı.
Assange’ın eşi Stella bugün Avustralya’da düzenlediği basın toplantısında, “Umarım her yerdeki gazeteciler, editörler ve yayıncılar, Julian’a karşı açılan ve haber toplamayı ve halkın bilmeyi hak ettiği doğru bilgileri yayımlamayı suç sayan ve mahkumiyetle sonuçlanan ABD davasının tehlikesinin farkına varırlar.” dedi. “Bu emsal karar gelecekte basının geri kalanına karşı da kullanılabilir ve kullanılacaktır.”
Bu öngörü tam olarak gerçekleşmese bile Assange’ın kovuşturulmasının, ihbarcıları (Assange’ın Chelsea Manning’e yaptığı gibi) teşvik edecek gazeteciler ya da WikiLeaks gibi hükümet bilgilerinin sansürsüz yayınlanması için bir kaynak olarak işlev görmeyi amaçlayan herhangi bir yayın organı için caydırıcı olacağı neredeyse kesin.
Sosyal medyanın hükümet yolsuzluklarını ifşa etmeyi kolaylaştırması beklenirken bu pek de böyle olmadı. Sosyal medyanın içinde bulunduğu durum hali WikiLeaks gibi oluşumların neden bu kadar gerekli olduğunu daha da netleştiriyor.
ABD’nin Savaş Vahşetini İfşa Ettiği İçin 5 Yıl Hapis Yattı
WikiLeaks Pazartesi gecesi X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada Julian Assange’ın “Belmarsh maksimum güvenlikli hapishanesinden 1901 gün geçirdikten sonra 24 Haziran sabahı ayrıldığını” duyurdu. “2×3 metrelik bir hücrede, günde 23 saat tecrit altında geçirdiği beş yılı aşkın sürenin ardından, yakında eşi Stella Assange ve babalarını sadece parmaklıklar arkasından tanıyan çocuklarıyla yeniden bir araya gelecek.”
Assange şimdi memleketi olan Avustralya’ya geri döndü.
Assange’ın hayatının bu beş yılına mal olan eylemler, WikiLeaks’in 2010-2011 yıllarında eski ordu istihbarat analisti Chelsea Manning tarafından gönderilen materyalleri yayınlamasıyla ilgilidiydi. Assange, 2018 yılında, diğer şeylerin yanı sıra ABD’nin Irak’taki askeri eylemlerinin acımasızlığını ve dikkatsizliğini ortaya koyan bu materyalin yayınlanmasıyla ilgili olarak birden fazla suçlamayla itham edildi.
Assange nihayetinde 18 suçlamayla itham edildi ve 170 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
ABD Kuzey Mariana Adaları Bölge Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada Assange, gizli ulusal güvenlik belgelerini yasadışı yollardan elde etmek ve ifşa etmek için komplo kurmak suçunu kabul etti. Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Assange’ın “ABD’deki suçlamalar nedeniyle Birleşik Krallık’taki cezaevinde geçirdiği süreyi yansıtan 62 ay hapis cezasına çarptırıldığı” belirtildi.
Bu davanın Assange ve yakınları için bir travma olduğu aşikar, ama aynı zamanda onların çok ötesine geçiyor.
Özgür Basın Tehdit Altında
Stella Assange’ın da belirttiği gibi, kovuşturma, büyük gazetelerdeki araştırmacı muhabirler ve ulusal güvenlik yazarları da dahil olmak üzere her türden gazetecinin gizli bilgilerle ilgili yazılar yayınladıkları için kovuşturmaya uğramalarının önünü açıyor. Bu durum özgür basını ciddi şekilde tehlikeye atmakta ve bir başkası bu bilgileri elde ederken yasaları çiğnemiş olsa bile hükümet hakkında bilgi yayınlamayı koruması gereken Anayasa ile alay etmekte.
Bu olayın sızdırılan bilgilerin haberleştirilmesi ya da yayınlanması konusundaki hevesi kırmaması ya da uzun bir süre daha kırmaya devam etmemesi mümkün görünmüyor.
Assange’a yapılan muamele, gizli belgeleri yayımlamak bir yana, özellikle WikiLeaks ölçeğinde, sızdırılan bilgiler hakkında yazacak herkes için bir uyarı niteliğindeydi.
Stella Assange, “Casusluk Yasası’nda yapılacak bir reformla bu mevcut durumun değişmesini istemek tüm basının çıkarınadır, basına yönelik korumaların arttırılması ve evet, nihayetinde zamanı geldiğinde bir af.” dedi.
Bağımsız Platformlara Olan İhtiyacın Ortaya Çıkarılması
Bir zamanlar bazı insanlar sosyal medyanın bir tür WikiLeaks işlevi göreceğinden, demokratikleştirici bir güç olacağından, yurttaş gazetecilere, anonim konuşmalara ve insanların güç suistimallerine karşı seslerini yükseltmelerine olanak sağlayacağından bahsediyordu.
Ancak sosyal medyanın mevcut hali, Wikileaks gibi sitelerin neden bu kadar önemli olduğunu daha da netleştiriyor.
Politikacılar ve düzenleyiciler tarafından zorbalığa uğrayan ve davalarla kuşatılan sosyal medya platformları giderek daha sansürcü bir hal alıyor. Yetkililerin “gevezelik” çabaları, platformları iktidardaki insanları rahatsız eden söylemleri bastırmaya teşvik ediyor. Ve teknoloji şirketleri, yetkililerin maskesini düşürmek istedikleri kişilerin hesaplarındaki bilgileri teslim etmek için kolluk kuvvetleriyle yakın işbirliği içinde çalışmaya istekli olduklarını kanıtladılar.
Hükümetlerin Süs Köpeği: Sosyal Medya
Sosyal medya artık sıklıkla hükümetlerin süs köpeği gibi görünüyor. WikiLeaks ise kontrol edilemeyen farklı bir şeydi. Sosyal medya ise tam olarak kontrol edilebilen bir şey durumunda.
Assange’a nasıl davranıldığını ya da hükümetin kendi zevklerine boyun eğmeyen diğer yayıncıların (Backpage’in kurucuları gibi) peşine nasıl düştüğünü yıllarca gördükten sonra, bugün teknoloji liderlerinin federallere çok fazla karşı gelmekten çekinmeleri şaşırtıcı değil. Belki de günümüzün konuşmayı engelleyen sosyal medya ortamının izleri kısmen Assange kovuşturmasına kadar sürülebilir.
Tüm bunlara rağmen, toplumun önemli bir bölümü sosyal medyanın özgürleştirici gücüne inanıyor. Ancak sosyal medya platformlarının, hükümetin gizlenmesini istediği söylemleri teşvik etmek bir yana, genel olarak ifade özgürlüğünü teşvik etmeye bile elverişli olmadığını inkar etmek mümkün değil.
Hala WikiLeaks gibi platformlara ve daha fazlasına ihtiyacımız var. Chelsea Manning, Edward Snowden ve Reality Winner gibi yetkililerin ifşa etmemelerini tercih ettikleri şeyleri ifşa etmek için işlerini ve özgürlüklerini riske atmaya hazır insanlara hala ihtiyacımız var. Ve hala Julian Assange gibi, Manning’lerin ve Snowden’ların uğruna çok şey riske attığı şeyleri yayımlamaya istekli insanlara ihtiyacımız var.
Assange’ın yargılanması ve mahkum edilmesi tüm bunların olasılığını azaltıyor – bu da Amerikan halkının sivil özgürlük ihlalleri, savaş taktikleri ve daha fazlası hakkında daha az şey öğrenmesi olasılığını arttırıyor. Assange davasının asıl mirası hükümetlerin daha fazla gizliliği ve halkın ülkeyi yönetenlerin ne yaptığı konusunda biraz daha karanlıkta kalması gibi görünüyor.
Derleyen: Okan Köroğlu