- Homo naledi’nin cenaze uygulamaları hakkındaki iddialar, bilim dünyasında yeni bir tartışma başlattı.
- Berger’in Homo naledi’nin cenaze ritüellerine dair iddiaları, yeni araştırmalarla geçerliliğini yitirdi.
- Homo naledi’nin ölülerini gömme teorisi, yeni araştırmalar ışığında sorgulanmaya devam ediyor.
Güney Afrika’daki “Rising Star Mağara” sistemi, yaklaşık 300.000 yıl önce yaşamış Homo naledi türüne ait çok sayıda bireyin kemiklerini içeriyor. Bu bulgu, bilim insanlarını şaşırtan; yorumlara, tartışmalara yol açan bir konu oldu.
Geçen yıl, Witwatersrand Üniversitesi’nden paleoantropolog “Lee Berger” ve ekibi, Homo naledi’nin ölülerini bilinçli olarak gömdüğüne dair dikkat çekici bir iddia ortaya koydu. Bu bulgu, kendi Netflix belgeseliyle de popülerlik kazandı. Eğer bu iddia doğruysa, Homo naledi’nin karmaşık bilişsel eylemleri gerçekleştirebileceği düşünülüyordu, bu da bize insan ve büyük maymunların evrimsel kesişim noktasındaki türler için devrim niteliğinde bir keşif olduğunu gösteriyor.
Bir süre sonra George Mason Üniversitesi’nden antropolog Kimberly Foecke liderliğindeki yeni bir araştırma ekibi, Berger ve ekibinin bulgularının mevcut kanıtlara dayanarak desteklenemediğini belirtti. Foecke ve meslektaşları, Berger’in makalesinde kullanılan istatistiksel yöntemlerin yanlış nitelendirildiğini ve veri analizi, görselleştirme ve yorumlama süreçlerinde ciddi yapısal sorunlar olduğunu ifade ettiler. Makalede kullanılan verilerin numunelerin bileşimini doğru bir şekilde temsil etmesine rağmen, yazarların yorumları ve sonuçlarının mevcut veriyle desteklenmediği vurgulandı.
Berger’in bulgusu başlangıçtan itibaren tartışmalıydı. Makalenin yayınlandığı eLife dergisinin açık yayın politikasının, inceleme sürecinden geçmeden önce yayın yapılmasına izin vermesi eleştirildi. Daha sonra, bir dergide yayınlanan ileri analizler, cenaze uygulamalarıyla ilgili kanıtların seçici olduğunu ve sonuçlara ulaşmak için yetersiz olduğunu ortaya koydu.
Foecke ve ekibi, Berger’in makalesini detaylı bir şekilde inceledi. Araştırmacılar, Berger ve ekibinin veri toplama, analiz ve yorumlama süreçlerinde standartlara uygunluk açısından ciddi eksiklikler buldular. Özellikle toprak analizlerinin, cesetlerin üzerindeki toprak ile mağaranın diğer bölgelerindeki toprak arasında önemli bir fark göstermediğini tespit ettiler.
Bu bulgular, Homo naledi’nin ölülerini gömmediği anlamına gelmiyor ancak bu tür bir gömü uygulamasının varlığına dair yeterli kanıt bulunmuyor. Dolayısıyla, bilim camiasında bu konuda şüphecilik giderek artıyor.
Berger’in ekibinden jeokimyacı Tebogo Makhubela, bazı eleştirilerin haklı olduğunu kabul etmekte ve makalenin halen revize edilmekte olduğunu belirtiyor. Ancak, bu revizyonların araştırma yayın aşamasından önce yapılması gerektiği kesinlikle tartışmaya açık.
Bu tür iddialara karşı ihtiyatlı yaklaşmanın önemini vurgulayan Foecke, arkeolojik araştırmalarda bilimsel şüpheciliğin ve standartlara uyumun önemine dikkat çekiyor. Foecke, “Karizmatik arkeologların geçmişle ilgili büyük iddialar ortaya attığı gösterişli şovlara sıkça rastlıyoruz” ifadelerini kullandı. “Ancak, halkla iletişim kuran bilim insanlarını bilimin kendisinden sorumlu tutmalı ve bir alan olarak iyi işler yaptığımızdan emin olmalıyız” diye ekledi. Bulgular Paleoanthropology dergisinde yayınlandı.
Derleyen: Dilan Gicgel