- Plasebo etkisi, tedavi etkin olmasa bile kişinin inancına bağlı olarak iyileşme yaşamasına neden olabiliyor; hatta bu etkiler, plasebonun etkin olmadığını bilen kişilerde bile gözlemlenebiliyor.
- Yapılan bir çalışmada plasebo alan bireyler stres, anksiyete ve depresyonda azalma yaşadı.
- Küçük örneklem ve kısa süreli çalışmalardan dolayı plaseboların uzun vadeli ve geniş çaplı terapötik etkileri konusunda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
Plasebo etkisi, bireylerin tedaviye olan inançları nedeniyle durumlarında iyileşmeler yaşadığı bir fenomen olup tedavi etkin olmasa bile bu etki gözlemlenebiliyor. Dikkate değer bir şekilde plasebolar, insanların aldıkları maddenin etkin olmadığını bilmelerine rağmen etkili oluyor.
Michigan Eyalet Üniversitesinden (MSU) psikolog Darwin Guevarra’nın liderlik ettiği yakın tarihli bir çalışma, bu kavramı stres yönetimi bağlamında inceledi. Araştırma, COVID-19 pandemisi nedeniyle önemli stres yaşadıklarını belirten 64 katılımcıyı içeriyor. Katılımcılar iki gruba ayrıldı: birinci grup plasebo (etkinsiz bitki lifi hapları) alırken; diğer grup herhangi bir tedavi almadı.
Hapların plasebo olduğunu bilmelerine rağmen plasebo grubundaki bireyler, iki haftalık süre boyunca stres, anksiyete ve depresyonda azalma gösterdi. Bu etkiler tedavi almayan gruba kıyasla gözlemlendi. Plasebo grubunun tedavilerinin doğası hakkında tam bilgi sahibi olmalarına rağmen bu etki gözlemlendi. Bu bulgu, plaseboların sadece beklentinin ötesinde mekanizmalar yoluyla zihinsel sağlık üzerinde olumlu bir etkisi olabileceğini düşündürüyor.
Çalışma, aldatmaca içermeyen plaseboların orta seviyedeki stresleri hafifletme potansiyelini vurguluyor ve bu, geleneksel zihinsel sağlık kaynaklarına sınırlı erişimi olan bireyler için özellikle değerli olabiliyor. Araştırmacılar, plaseboların uzaktan uygulanabileceğini ve böylece erişilebilirlik ile ölçeklenebilirliğin arttırılabileceğini öneriyor.
Çalışmanın küçük örneklem büyüklüğü ve kısa süresi dikkatli olunması gerektiğini işaret ediyor. Araştırmacılar, aldatmaca içermeyen plaseboların uzun vadeli etkinliğini ve farklı popülasyonlara uygulanabilirliğini belirlemek için daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç olduğunu kabul ediyor.
Eleştirmenler, mevcut kanıtların plaseboların yaygın terapötik kullanımını desteklemeye yetersiz olduğunu savunuyor. Yine de, plasebolar klinik denemelerde önyargıları kontrol etmek ve tedavi etkilerini anlamak için değerli bir araç olmaya devam ediyor. Bu da potansiyel terapötik yararlarının daha fazla araştırılmasına olan ihtiyacı vurguluyor.
Derleyen: Eliz Canyurt