Yapılan araştırma, etkili öğrenmenin sırrının bilgiyi farklı yollarla geri çağırmakta yattığını ortaya koydu. Tekrar tekrar okumak yerine, farklı yöntemlerle hatırlamaya çalışmak daha kalıcı öğrenmeyi sağlıyor.
Detaylar haberimizde…
SWPS Üniversitesi’nden Ewa Butowska-Buczyńska ve meslektaşları tarafından Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayınlanan araştırma, etkili öğrenmenin sırrını ortaya koyuyor: Bilgiyi farklı yollarla geri çağırmak.
Tekrar Tekrar Okumak Yerine Aktif Hatırlama
Daha önce yapılan çalışmalar, öğrenmenin, materyali tekrar tekrar okumak yerine hafızadan geri çağırmaya çalıştığımızda ve öğrenme oturumları zaman içinde yayıldığında daha etkili olduğunu göstermişti. Ancak bu yeni araştırma, öğrenme sürecini daha da desteklemenin mümkün olduğunu ortaya koyuyor.
Değişken Öğrenme ile Hafızayı Güçlendirme
Araştırmacılar, “değişken öğrenme” adı verilen bir yöntemin öğrenmeyi önemli ölçüde geliştirdiğini keşfetti. Bu yöntem, öğrenilen konuya farklı perspektiflerden, farklı bağlamlarda ve farklı yöntemlerle yaklaşmayı içeriyor. Ayrıca, bilgiyi geri çağırma süreci de çeşitlendirilmeli, yani aynı ipuçları yerine farklı ipuçları kullanılarak yapılmalıdır.
Farklı Bağlamlarda Öğrenmenin Önemi
Araştırmada, katılımcılardan yabancı (Fince) kelimeler öğrenmeleri istendi. Kelimeler, katılımcıların ana dilinde sunulan cümlelerin içine yerleştirildi. Örneğin, “Baba lattia’yı süpürüyor” (Fince: zemin) gibi. Çalışma sırasında, her yabancı kelime birden çok kez, ya aynı cümle içinde (“Baba lattia’yı süpürüyor” x5) ya da farklı cümleler içinde (örneğin, “Baba lattia’yı süpürüyor.”, “Bir köpek lattia’nın üzerinde yatıyor.”, “Bir çocuk lattia’nın üzerinde oynuyor”. “Lattia’nın üzerinde bir halı var.”, “Bir kedi lattia’nın üzerinde kayıyor.”) sunuldu.

Yabancı kelimelerin çevirileri için daha iyi hafıza performansı, öğrenme sırasında katılımcılara aynı cümle tekrar tekrar sunulmak yerine farklı cümleler sunulduğunda elde edildi. Bu bilgi edinme yönteminin faydaları hem çalışma aşamasından hemen sonra hem de 24 saat sonra gözlemlendi.
İlginç bir şekilde, katılımcılar, yabancı kelimeleri her zaman aynı cümleleri kullanarak öğrendiklerinde ezberlemelerinin daha kolay olduğuna ikna olmuşlardı, bu da gerçek test sonuçlarıyla tutarsızdı. Buna metakognitive yanılsama denir – belirli öğrenme koşullarının etkinliğine dair yanlış bir inanç, bu da sonuçta daha az etkili öğrenme yollarını seçmeye yol açabilir.
Hafıza Zorlukları Sever
Her öğrenme oturumunda bilginin farklı yönlerini öğrenme fikri yeni değil; uzun süreli hafıza için çok önemli kabul ediliyor. Bunu, daha sonra bilgiyi hafızadan geri çağırmak için kullanılabilecek, ezberlenen bilgilere birden fazla yol oluşturmaya benzetebiliriz. Öğrenirken bu tür yollardan ne kadar çok oluşturursak, örneğin bir sınav sırasında bize olası yollardan yalnızca birine uyan bir soru sorulduğunda, aradığımız bilgiyi etkili bir şekilde geri çağırma şansımız o kadar artar.

Öğrenme Sürecinde Zorlukların Rolü
Öğrenilecek bilginin tek bir yönüyle sınırlı kalmadığımız böylesine çeşitli bir öğrenme biçimi, hafızamız için bir meydan okumadır. Bu nedenle, sürekli ve tekrarlayan bir şekilde öğrenmekten daha fazla çaba gerektirir, ancak bu çaba bilgi edinmeye yardımcı olur. Bu nedenle, öğrenme sürecinde bir miktar zorluğun arzu edilir olduğunu söyleyebiliriz. Bilgimizin yararlı olmasını, yani farklı koşullarda ve bir testte farklı ipuçlarına veya sorulara yanıt olarak erişilebilir olmasını istiyorsak, çalışma oturumlarımızı şu zorluklarla zenginleştirmeliyiz:
- Önceden öğrenilen bilgileri geri çağırmak (defalarca okumak yerine)
- Öğrenmeyi bir süreye yaymak (tek bir öğrenme oturumunda biriktirmek yerine)
- Bilgileri hafızadan farklı şekillerde geri çağırmak (ve aynı ipucuna yanıt olarak değil)
Araştırmacılar, çalışmalarının sonuçlarının etkili öğrenme için kılavuzlar geliştirmek için kullanılabileceğini öne sürüyor. Ancak, bugüne kadarki araştırmaların belirli deneysel koşullarla sınırlı olduğunu ve bu öğrenme biçimini daha büyük ölçekte teşvik etmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguluyorlar.
Derleyen: Enis Yabar