Bilim insanları, evrenin hızla genişlemesini sağlayan karanlık enerjinin zamanla zayıflıyor olabileceğini ortaya koydu. Bu şaşırtıcı bulgu, evrenin yapısına dair mevcut teorileri kökten değiştirebilir.
Detaylar haberimizde…
Astronomlar, evrenin yapısı ve genişlemesiyle ilgili bildiklerimizi kökten sarsabilecek ilginç bir keşif yaptı.

Bilim insanları, evrenin hızla genişlemesini sağlayan karanlık enerjinin zamanla gücünü kaybediyor olabileceğini ortaya koydu.
Mevcut Kozmolojik Model Tehlikede
Bulgular, karanlık enerji, sıradan madde ve soğuk karanlık maddeyi (ışık hızına göre yavaş hareket eden varsayımsal bir madde türü) içeren Lambda-Soğuk Karanlık Madde (ΛCDM) adı verilen mevcut kozmolojik modeli tehdit ediyor.
Bu modeldeki “Lambda” sembolü, Albert Einstein’ın evrenin sabit bir hızla genişlediğini varsayan kozmolojik sabitine işaret ediyor.

Karanlık Enerji Sabit Olmayabilir
Ancak geçtiğimiz yıl, Arizona’daki Karanlık Enerji Spektroskopik Aracı (DESI) tarafından yapılan gözlemler sonucunda bilim insanları, karanlık enerjinin sabit olmadığını düşündü.
New Scientist’in haberine göre, bu gizemli gücün zamanla değişiyor ve zayıflıyor olabileceği ortaya çıktı.
Mart ayında yayımlanan devam çalışmaları ise bu sıra dışı bulguları daha da güçlendirdi.
Karanlık Enerji Nedir?
Karanlık enerji, evrenin hızlanarak genişlemesine neden olan gizemli ve henüz doğrudan gözlemlenememiş bir enerji türüdür. Bilim insanlarına göre, evrendeki toplam enerji yoğunluğunun yaklaşık %68’i karanlık enerjiden oluşur.
1998 yılında süpernovalar üzerinde yapılan gözlemler, evrenin genişlemesinin yavaşlamadığı, aksine hızlandığını ortaya koyunca, görünmeyen bu itici gücün varlığı gündeme geldi. Karanlık enerji, genellikle Einstein’ın “kozmolojik sabiti” (Lambda) olarak tanımlanır ve ΛCDM modeli içinde değerlendirilir.

Bazı teorilerde ise karanlık enerji sabit değil, zamanla değişen dinamik bir alan, yani “quintessence” olarak ele alınır. Her iki yaklaşım da evrenin yapısını ve kaderini anlamada kritik öneme sahiptir. Ancak karanlık enerji hâlâ evrenin en büyük gizemlerinden biri olmayı sürdürüyor.
Standart Model Tehlikede Olabilir
Madrid Özerk Üniversitesi’nden araştırma profesörü Yashar Akrami, söz konusu bulgunun kozmolojide kabul gören standart modeli sarsabileceğini belirtti. New Scientist dergisine konuşan Akrami, “Bu gerçekten heyecan verici – kozmolojinin standart modelini tehlikeye atıyor olabilir,” ifadelerini kullandı.
Yeni Bir Model: “Quintessence” Alanı
Akrami ve ekibi, ΛCDM modelini değiştirmek yerine, karanlık enerjiyi “quintessence alanı” olarak yeniden tanımlamayı öneriyor.
Bu model, evrenin genişleme hızını açıklamak için daha önce de kullanılmıştı.
Böylece, bu yaklaşım kozmolojik modeli daha gelişmiş sicim teorileriyle uyumlu hale getirebilir.
Akrami, “Eğer quintessence’ın karanlık enerji olduğunu kanıtlarsanız, bu sicim teorisyenleri için harika olur,” dedi.
Beşinci Bir Kuvvet mi Geliyor?
Karanlık enerjinin yeni bir yorumu, onun yerçekimiyle etkileşim halinde olabileceğini de öne sürüyor.
Oxford Üniversitesi’nden astrofizikçi Pedro Ferreira, bu konuda şunları söylüyor:
“Evreni hep yerçekimi kuvvetiyle düşündük. Ancak şimdi, her şeyi etkileyen ek bir beşinci kuvvet olabileceği ortaya çıkıyor.”
Peki, Bu Beşinci Kuvvet Neden Gözlemlenemiyor?
Ferreira, bu yeni kuvvetin evrenin yakınımızdaki kısmında yapılan hassas ölçümlerde henüz gözlemlenemediğini belirtiyor.
“Fizik, düşündüğümüzden daha da karmaşık hale geliyor. Bu da insana, ‘Gerçekten bu yola girmek istiyor muyuz?’ diye düşündürüyor.”
Ferreira’ya göre, bilim insanları karanlık enerjiye dair farklı modelleri tartışmayı sürdürecek ama bu konu belki de net bir şekilde çözülemeyecek.
Umut Var: Yeni Gözlemler Yolda
Karanlık enerjinin yerçekimini etkilediğine dair ipuçları, Avrupa Uzay Ajansı’nın Euclid uydusu ve DESI tarafından yapılacak gelecek gözlemlerde ortaya çıkabilir.
Derleyen: Eda Azap Öztemel