Yapay zekânın (YZ) giderek yaygınlaşan kullanımı beraberinde önemli bir çevresel sorunu da getiriyor: elektrik tüketimi. Massachusetts Institute of Technology (MIT) Technology Review tarafından yayımlanan kapsamlı bir araştırma, YZ’nin enerji kullanımına dair genel kanıların eksik ve yanıltıcı olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmacılar, yapay zekâ araçlarının enerji ihtiyacını daha doğru analiz etmek için yüzlerce sayfalık veriyi inceledi ve önde gelen YZ geliştiricileriyle görüştü.
Detaylar haberimizde…

YZ’nin Yükselişi ve Enerjiye Açlığı
2022 sonunda tüketiciyle buluşan üretken yapay zekâ araçları, sektörde adeta bir patlamaya neden oldu. 2024 yılında ABD’de yapılan tüm teknoloji yatırımının %45’i YZ odaklı girişimlere gitti. Bu oran, 2022’de sadece %9’du. McKinsey gibi danışmanlık devleri, 2030 yılına kadar yapay zekâ altyapısına yapılan harcamaların 6.7 trilyon doları bulacağını öngörüyor.
Ancak bu hızlı büyüme, çevresel etkilerin göz ardı edilmesine neden oldu. Verilere göre, YZ kullanımındaki artış enerji tüketiminde dramatik bir yükselişi de beraberinde getiriyor.
Bir Soru, Binlerce Joule

Araştırmaya göre, metin tabanlı büyük dil modelleri (LLM), model boyutuna göre değişen miktarda enerji tüketiyor. Örneğin, Meta’nın Llama 3.1 8B modeli tek bir yanıtta ortalama 114 joule harcıyor. Daha büyük modeller ise bir yanıt üretmek için 6.706 joule’e kadar çıkabiliyor. Bu miktar, bir mikrodalga fırını sekiz saniye çalıştırmakla eşdeğer.
Görsel üreten modellerde tablo daha da çarpıcı. Stable Diffusion 3 Medium gibi sistemler, yalnızca tek bir 1024×1024 piksel görsel üretmek için 2.282 joule harcıyor. Kalite iki katına çıktığında, enerji kullanımı da iki katına çıkarak 4.402 joule seviyesine ulaşıyor.
Asıl Tehlike: Video Üretimi

YZ tabanlı video üretimi ise gerçek anlamda enerji canavarı. Kod temelli bir video yazılımı, saniyede 8 karelik düşük kaliteli bir video üretmek için 109.000 joule enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu değer, kaliteli bir beş saniyelik video üretiminde 3.4 milyon joule’a kadar çıkabiliyor. Başka bir deyişle, bu işlem mikrodalga fırının bir saat boyunca çalışması kadar enerji tüketiyor.
Veri Merkezleri Alarm Veriyor
YZ uygulamalarının arkasındaki en büyük enerji tüketicisi ise veri merkezleri. ABD’de 2005-2017 yılları arasında sabit kalan veri merkezi enerji kullanımı, 2023 itibariyle iki katına çıktı. Günümüzde ABD’deki tüm elektrik kullanımının %4.4’ü veri merkezlerine gidiyor. Daha da endişe verici olanı, bu merkezlerin karbon yoğunluğu ülke ortalamasının %48 üzerinde.
Kapalı Kapılar ve Karanlık Gerçekler
Araştırmacılar, bazı YZ modellerinin kapalı kaynaklı olması nedeniyle enerji kullanımının tam olarak ölçülemediğini vurguluyor. Örneğin, OpenAI’nin ChatGPT modeli gibi sistemlerin enerji izlerini takip etmek neredeyse imkânsız. Ayrıca, birçok büyük teknoloji firması, şeffaflık ilkesiyle oluşturulan “AI Energy Score” gibi girişimlere katılmayı reddediyor.
Yenilenebilir Enerji Umudu… Ama Gerçekler Farklı
Teorik olarak, tüm veri merkezleri yalnızca güneş enerjisiyle çalışsaydı, YZ’nin çevresel etkisi çok daha düşük olabilirdi. Fakat ABD gibi ülkelerde elektrik şebekesi hâlâ büyük oranda fosil yakıtlara bağımlı. Artan enerji ihtiyacını karşılamak için daha fazla fosil yakıt tüketiliyor. Örneğin, Elon Musk’ın Memphis yakınındaki xAI veri merkezi, sivil şebekeye bağlanmak yerine 35 adet metan gazı jeneratörüyle çalıştırılıyor.

Sonuç: Sürdürülebilir Bir Yapay zekâ Mümkün mü?
Eğer sektör, Paris AI İklim Eylem Deklarasyonu gibi uluslararası çevre hedeflerine uygun stratejiler geliştirmezse, bu yalnızca başlangıç olacak. Yapay zekâ uygulamalarının çevreye olan etkisi, bugünden önlem alınmazsa, ileride telafisi mümkün olmayan bir ekolojik soruna dönüşebilir.
Yapay zekâ, teknolojinin sınırlarını zorladıkça bizlere büyüleyici imkânlar sunuyor. Ancak her yanıt, her görsel üretim, her saniyelik video; arka planda doğadan biraz daha fazla kaynak çekiyor. Geleceği inşa ederken, gezegenin yükünü unutmamalıyız.
Derleyen: Eda Azap Öztemel