Güneydoğu Asya’daki dolandırıcılık merkezleri, milyarlarca dolarlık sahtekarlıkların yanı sıra çocuklara yönelik cinsel şantaj (sextortion) suçlarıyla da bağlantılı. Yeni bir araştırma, bu merkezlerin küresel çapta çocuk istismarı vakalarına karıştığını ortaya koyuyor.
Detaylar haberimizde
Dolandırıcılık Merkezlerinin Karanlık Yüzü
Güneydoğu Asya, özellikle Kamboçya, Myanmar ve Laos gibi ülkelerde faaliyet gösteren dolandırıcılık merkezleri, son yıllarda organize suç şebekelerinin merkezi haline geldi. Bu merkezler, genellikle “pig-butchering” olarak bilinen romantik ve kripto para yatırım dolandırıcılıklarıyla milyarlarca dolarlık gelir elde ediyor. Ancak yeni bir araştırma, bu suç merkezlerinin yalnızca finansal dolandırıcılıkla sınırlı olmadığını, aynı zamanda çocuklara yönelik cinsel şantaj suçlarına (sextortion) da karıştığını gösteriyor.
Uluslararası Kölelik Karşıtı Örgüt (International Justice Mission – IJM) tarafından yapılan ve WIRED ile paylaşılan bir çalışma, ABD’deki Ulusal Kayıp ve İstismara Uğrayan Çocuklar Merkezi’ne (NCMEC) son iki yılda bildirilen 493 cinsel şantaj vakasının bu dolandırıcılık merkezleriyle bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, 18 binden fazla çocuk istismarı raporunun, bu merkezlerde kullanılan IP adresleriyle ilişkili olduğu belirlendi. Araştırma, Kamboçya’daki 27, Myanmar’daki 16 ve Laos’taki bir dolandırıcılık merkezinin bu suçlarla bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Cinsel Şantaj Suçlarında Artış
Cinsel şantaj, suçluların kurbanları müstehcen görüntüler paylaşmaya ikna ederek daha sonra bu görüntüleri şantaj malzemesi olarak kullanması anlamına geliyor. Son yıllarda bu suç, özellikle çocuklar arasında yaygınlaştı ve bazı vakalarda trajik sonuçlara yol açtı. IJM’nin araştırmasına göre, bu merkezler yalnızca yetişkinleri değil, aynı zamanda çocukları da hedef alıyor. Özellikle sosyal medya platformlarında sahte profillerle kurbanlarla iletişime geçen suçlular, güven kazandıktan sonra hassas içerik talep ederek şantaj yapıyor.
IJM’nin küresel analisti Eric Heintz, bu bulguların dolandırıcılık merkezlerinin çocuklara yönelik cinsel şantaj suçlarıyla bağlantısını gösteren “ilk net kanıt” olduğunu belirtiyor. Heintz, “Bu cinsel şantaj suçlarının yaygınlığı şaşırtıcı” diyerek, veri setinin aynı zamanda daha önce bilinmeyen dolandırıcılık merkezlerinin yerlerini de ortaya çıkardığını ekliyor.
Araştırmanın Bulguları ve Kapsamı
IJM’nin çalışması, Ocak 2022 ile Ağustos 2024 arasında teknoloji şirketleri tarafından NCMEC’e bildirilen 1,1 milyondan fazla çevrimiçi istismar vakasını inceledi. Bu veriler, Kamboçya, Myanmar ve Laos’taki 44 dolandırıcılık merkezinde kullanılan IP adresleriyle karşılaştırıldı. Ayrıca, veri aracılarının sağladığı mobil reklam verileriyle çapraz kontrol yapılarak 493 vakanın doğrudan bu merkezlerle bağlantılı olduğu doğrulandı.
Araştırmada, verilerin yalnızca bir kısmını kapsadığı ve sorunun gerçek boyutlarının muhtemelen daha büyük olduğu belirtiliyor. Örneğin, NCMEC verileri yalnızca ABD merkezli teknoloji şirketlerinin bildirimlerini içeriyor ve küresel çapta tüm sextortion vakalarını kapsamıyor. Yine de bu bulgular, dolandırıcılık merkezlerinin suç yelpazesinin genişlediğini ve çocuk istismarı gibi ciddi suçlarla bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Bölgedeki Suç Ağlarının Yapısı

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) Ekim 2024 tarihli raporuna göre, bu dolandırıcılık merkezleri genellikle Çin merkezli organize suç grupları tarafından işletiliyor. İnsan kaçakçılığı yoluyla 70’ten fazla ülkeden binlerce kişi bu merkezlere getiriliyor, pasaportlarına el konuluyor ve 24 saat dolandırıcılık yapmaya zorlanıyor. Direnenler fiziksel şiddet ve işkenceyle karşı karşıya kalıyor.
Bu merkezler, başlangıçta Çinli konuşmacıları hedef alırken, zamanla suç ağlarını genişleterek Ortadoğu, Batı Afrika, Latin Amerika ve Doğu Avrupa’ya yayıldı. Infoblox’un kıdemli tehdit araştırmacısı John Wojcik, dolandırıcılık merkezlerinin artık yalnızca finansal suçlarla sınırlı olmadığını, sextortion, kötü amaçlı yazılım ve yapay zeka destekli deepfake teknolojilerini de kullandığını belirtiyor.
Çocukları Korumak İçin Daha Fazla Çaba Gerekli
IJM’nin raporu, dolandırıcılık merkezlerinin çocuk istismarıyla bağlantısının daha iyi anlaşılması için ek araştırmalara ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Çocukların bilinçli olarak mı hedef alındığı yoksa yetişkinlere yönelik şemalarda yanlışlıkla mı bu suçlara maruz kaldığı henüz net değil. Ancak, bu merkezlerin çocuk istismarı gibi ciddi suçlarla bağlantısı, hükümetler ve teknoloji şirketleri için daha fazla sorumluluk anlamına geliyor.
Vietnamlı siber suç araştırmacısı Hieu Minh Ngo, Vietnam-Kamboçya sınırındaki dolandırıcılık merkezlerinin gençleri ve yetişkinleri hedef alan sextortion operasyonlarına katıldığını doğruluyor. Ngo, suçluların sosyal medyada çekici profiller oluşturarak kurbanlarla güven bağı kurduğunu ve ardından hassas içerik talep ettiğini belirtiyor. Yapay zeka destekli deepfake teknolojilerinin kullanımının da arttığını ekliyor.
Mücadele ve Çözüm Önerileri
Dolandırıcılık merkezlerine karşı bazı adımlar atılmış olsa da, bu operasyonlar yerel yolsuzluklar ve zayıf yasal yaptırımlar nedeniyle büyümeye devam ediyor. Binlerce kişinin tutuklanması, internet ve elektrik kesintileri gibi önlemler alınsa da, suç şebekeleri sosyal medya platformları ve web altyapısını kullanarak faaliyetlerini sürdürüyor.
Heintz, hükümetlerin ve teknoloji şirketlerinin bu suçlarla mücadelede daha etkin araçlar kullanması gerektiğini vurguluyor. “Bu sadece finansal bir suç değil, çocuklara yönelik internet suçları da içeriyor. Bu, daha geniş kapsamlı çözümler gerektiriyor” diyor. Teknoloji şirketlerinin platformlarını kötüye kullanıma karşı daha iyi denetlemesi ve hükümetlerin insan kaçakçılığı ve dolandırıcılıkla mücadelede uluslararası iş birliğini artırması gerektiği belirtiliyor.






