Cambridge Üniversitesi ve MRC Moleküler Biyoloji Laboratuvarı’nda çalışan bilim insanları, genetik kodu yeniden yazarak doğada görülmeyen “Syn57” adlı sentetik bakteriyi üretti. Bu buluş, yaşamın sınırlarını yeniden tanımlayabilir.
Detaylar haberimizde…

.Yaşamın Genetik Koduna Müdahale
Bilim insanlarının açıklamalarına göre dünyadaki tüm canlılar, DNA ve RNA’da yer alan 64 kodon üzerinden işliyor. Üç nükleotitten oluşan bu diziler, amino asitlerin dizilimini belirleyerek protein sentezini sağlıyor. Ancak yapılan araştırmalar, bu sistemin tamamen verimli olmadığını ortaya koyuyor. Çünkü bazı kodonlar aynı amino asidi ifade ediyor ve bu da genetik kodda fazlalık oluşturuyor.
Uzmanlara göre bu tespit, uzun süredir tartışılan iki kritik soruyu gündeme getiriyor: Evrim neden tam verimliliğe ulaşamadı? Ve daha önemlisi, doğanın bıraktığı boşlukları insan zekâsı doldurabilir mi?
Syn61’den Syn57’ye Uzanan Yolculuk

İlk büyük adım, 2010’da tamamen sentetik bir bakteri hücresinin üretilmesiyle atıldı. Fakat bu hücre hâlâ doğanın tanımladığı 64 kodon üzerinden işliyordu. Ardından 2019’da Cambridge Üniversitesi’ndeki genetik mühendisleri, E. coli bakterisinin genetik kodunu yeniden düzenleyerek kodon sayısını 61’e düşürdü. Bu, yaşamın daha az kodonla da sürdürülebileceğini kesin olarak gösterdi.
Bugün ise bilim dünyası bir adım daha ileriye taşındı. Syn57 adı verilen yeni E. coli suşu, doğadaki 64 kodondan tam 7’sinden arındırılmış durumda. Bu, tarihteki en küçük ve en sadeleştirilmiş genetik kodu temsil ediyor.
101 Bin Değişiklikle Gelen Başarı

Syn57’nin ortaya çıkışı, olağanüstü bir mühendislik sürecini gerektirdi. Bilim insanları, bakterinin DNA’sında 101.000 ayrı değişiklik yaptı. Genom 38 parçaya ayrıldı, her biri tek tek yeniden tasarlandı ve sorun çıkaran bölümler defalarca düzeltildi.
Bu kapsamlı çalışmayla birlikte yaşamın temel kodları sadece kısaltılmakla kalmadı; aynı zamanda yeni biyoteknolojik uygulamalara kapı aralayacak şekilde yeniden düzenlendi.
Daha Yavaş Ama Daha Esnek
Elde edilen sonuç bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Syn57 yaşıyor. Ancak bir dezavantajı var: Doğal E. coli’ye kıyasla dört kat daha yavaş büyüyor.
Yine de uzmanlara göre bu geçici bir sorun. Sentetik biyolojinin ilerlemesiyle bu hızın artırılması mümkün görünüyor. Asıl önemli nokta, bakterinin yaşam fonksiyonlarını sorunsuz sürdürüyor olması.
Gelecek İçin Ne Vaat Ediyor?
Syn57’nin en dikkat çekici yanı, boşaltılan yedi kodonun bilim insanlarına sunduğu alan. Bu sayede, doğada bulunmayan amino asitler eklenebiliyor ve yeni proteinler sentezlenebiliyor.
Araştırmacılar bu özelliğin,
- Virüslere dirençli organizmalar geliştirilmesi,
- Daha güvenli ilaç üretimi,
- Yeni malzemelerin ve polimerlerin sentezi gibi devrim niteliğinde uygulamalara kapı aralayabileceğini düşünüyor.
MRC’den araştırmacı Wesley Robertson, sürecin zorluklarını şöyle özetliyor:
“Defalarca ‘acaba çıkmaz yola mı girdik, yoksa bu işi bitirebilecek miyiz?’ diye düşündük. Ama sonunda gördük ki, yaşam hâlâ işliyor.”
Harvard’dan sentetik biyolog Akos Nyerges ise daha ileri giderek, “Artık yaşamın hangi sınırları tolere edebileceğini keşfetmeye başlayabiliriz. Bu, alternatif genetik kodların test edilmesi için eşsiz bir fırsat” diyor.
Yaşamın Tanımı Yeniden Yazılıyor
Syn57’nin başarısı, biyolojide “yaşam nedir?” sorusuna verilen cevapları yeniden şekillendirebilir. Doğa milyarlarca yıl boyunca 64 kodonla işledi; ancak insanlar şimdi, bu kodları değiştirebilecek noktaya ulaştı.
Bu gelişme sadece bilimsel bir başarı değil, aynı zamanda etik tartışmaların da önünü açıyor. İnsan eliyle tasarlanan yaşam formları, doğanın düzenini değiştirme gücü taşıyor. Bilim insanları, bu sürecin titizlikle ve küresel etik ilkelerle yönetilmesi gerektiğini vurguluyor.
Kaynak:
- Joe Wilkins, Futurism (24 Ağustos): “Scientists Say They’ve Created a New Form of Life More Perfect Than the One Nature Made
- MRC Laboratory of Molecular Biology (Insight on Research): “Syn57 represents a new chapter in the genetic code of life” (1 Ağustos 2025).
Derleyen: Eda Azap Öztemel






