Trump yönetimi, muhafazakar podcaster Charlie Kirk’ün 10 Eylül 2025’teki cinayetini fırsat bilerek ülkedeki liberal kâr amacı gütmeyen kuruluşları hedef almaya başladı. JD Vance ve Stephen Miller gibi Trump’ın bir numaralı isimleri, Open Society Foundations gibi fonları soruşturma ve vergi statüsü iptaliyle tehdit ediyor. Kuruluşlar ise acil fonlar oluşturma, birleşme veya yurtdışına taşınma gibi radikal adımlar için hazırlanıyor. Bu saldırı, tüm dünyada sivil toplumun demokrasideki rolünü erozyona uğratabilir.
Detaylar Haberimizde…
Trump yönetimi, 2025’te sivil toplum kuruluşlarına yönelik baskıyı artırdı. Wired’ın 22 Eylül 2025 tarihli makalesine göre, Kirk’ün cinayetinden saatler sonra Başkan Yardımcısı JD Vance ve Beyaz Saray Yardımcısı Stephen Miller, suçun arkasında kâr amacı gütmeyen kuruluşlar (sivil toplum kuruluşları) olduğunu iddia etti. Teksas Temsilcisi Chip Roy, 11 Eylül’de “radikal solun Amerikan halkına ve hukuka saldırısının arkasındaki para, etki ve gücünü” soruşturacak bir komite kurulmasını talep etti. Trump, 17 Eylül’de Truth Social’da “Antifa”yı “büyük terör örgütü” ilan ederek, fon sağlayıcılarını soruşturma sözü verdi.

Adalet Bakanlığı, Soros’un Open Society Foundations (OSF) gibi kuruluşları incelemeye hazırlanıyor; OSF, ACLU, Amnesty International ve üniversiteleri finanse ediyor. Reuters’ın 23 Eylül 2025 raporuna göre, bu, Trump’ın Mayıs 2025’te “terörist destekleyen” sivil toplum kuruluşlarının vergi muafiyetini kaldırma girişimiyle uyumlu; Teksas Senatörü Ted Cruz’un Temmuz’daki Stop FUNDERs Yasası, şiddetli protestolara fon sağlayan kâr amacı gütmeyen kuruluşları hedefliyor. BBC’nin 24 Eylül 2025 analizine göre, bu politikalar, ırk adaleti, üreme hakları ve oy hakkı gibi konularda çalışan kuruluşları susturmayı amaçlıyor.
Kuruluşların Hazırlıkları ve Stratejileri
Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar , aylardır sessiz toplantılarla hazırlanıyor. Little M Media’dan Brian Reich, “Fon sağlayıcılar, acil fonlar, birleşme, yasal savaşlar, ABD dışına taşınma ve 501(c)(3) statüsünden vazgeçme gibi seçenekleri tartışıyor” dedi. OSF, suçlamalara yanıt olarak “Kirk’ün cinayetini kınıyoruz ve demokrasi ile anayasal özgürlüklere bağlıyız; iddialar siyasi motivasyonlu” açıklaması yaptı.
“Unite in Advance” kampanyası, 2025 başında dayanışma için başlatıldı. Fund the People’dan Rusty Stahl, kuruluşların finansal uyumluluğu gözden geçirdiğini, bazılarının LLC olarak yeniden yapılandığını veya Kanada gibi ülkelere taşındığını belirtiyor. Kanada hukuk firmalarının webinar’ları, uluslararası para akışını kolaylaştırmayı öğretiyor. Charity and Security Network Direktörü Ashleigh Subramanian-Montgomery, önleyici uyumluluğa karşı uyarıyor; bazı kuruluşlar riskli içerikleri web sitelerinden kaldırıyor.
MacArthur Vakfı Başkanı John Palfrey, hibe ödemelerini hızlandırdıklarını söylüyor; hükümet kesintilerinden kaynaklı boşlukları kapatıyorlar.
Etkilenen Kuruluşlar ve Örnekler
Saldırılar, iklim değişikliği, ırk adaleti ve oy hakları gibi alanlardaki kâr amacı gütmeyen kuruluşlarını vuruyor. OSF, en büyük hedef; Soros’un fonları, Antifa gibi gruplara dolaylı destek verdiği iddiasıyla suçlanıyor. Andy Ngo’nun iddiaları, Elon Musk tarafından X’te yayıldı. Turning Point USA gibi muhafazakar kâr amacı gütmeyen kuruluşlar da 501(c)(3) statüsünden faydalanıyor; Soskis, sivil toplumun partizan olmadığını belirtiyor.
Uzman Görüşleri ve Geniş Etkiler
Uzmanlar, bu saldırıların demokrasiyi tehdit ettiğini söylüyor. Hayırseverlik tarihçisi Benjamin Soskis, sivil toplumun güçlü hükümetlere karşı dengeleyici rolünü vurguluyor; bu, gelecekteki sivil katılımı sınırlayabilir. Subramanian-Montgomery, kendi sansür riskini uyarıyor; kuruluşlar programlarını değiştirebilir.
Trump’ın medya ve yargıdaki baskılarının uzantısı; sivil toplumun sessizleşmesi, muhalefeti zayıflatır. Reuters, kâr amacı gütmeyen kuruluşların vergi statüsünü kaybetmesinin, bağışları %20-30 azaltabileceğini öngörüyor.
Sonuç: Sivil Toplumun Geleceği Tehlikede
Uzmanlara göre, Trump yönetiminin kâr amacı gütmeyen kuruluşlara saldırısı, sivil toplumun temelini sarsıyor; kuruluşlar radikal adımlarla hayatta kalmaya çalışıyor. Bu, demokrasideki dengeyi bozabilir ve tüm dünya bundan etkilenerek benzer bir dalga bir çok ülkede yaşanabilir.







