ABD Başkanı Donald Trump, Çin’in elektronik, elektrikli araçlar ve savunma teknolojileri için hayati öneme sahip nadir toprak mineralleri üzerindeki ihracat kısıtlamalarına misilleme olarak Çin’den gelen tüm ithal mallara ek %100 gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu. Teknoloji tedarik zincirinin kırılganlığını bir kez daha gözler önüne seren bu hamle, küresel ticaret savaşını kritik hammaddeler cephesinde tehlikeli bir tırmanışa taşıyor.
Detaylar haberimizde….
ABD ile Çin arasındaki teknoloji ve ticaret savaşı, yeni ve oldukça kritik bir alanda alevlendi: nadir toprak elementleri (NTE). Dünyanın neredeyse tüm ileri teknoloji cihazlarının —akıllı telefonlardan elektrikli araç motorlarına, rüzgar türbinlerinden gelişmiş askeri teçhizata kadar— vazgeçilmezi olan bu madenler, jeopolitik bir koz olarak kullanılmaya başlandı.
Çin’in kısa süre önce samaryum, gadolinyum ve disprosyum gibi 7 kategorideki nadir toprak elementini ihracat kontrol listesine eklemesi, ABD’de büyük bir tepkiye yol açtı. Çin’in bu hamlesi, ABD’nin çip ve yapay zeka teknolojileri üzerindeki kısıtlamalarına doğrudan bir misilleme olarak görüldü.
Trump’tan Sektörleri Sarsacak %100 Tarife Tehdidi
ABD Başkanı Donald Trump, Çin’in nadir toprak elementleri üzerindeki kontrol hamlesine karşı sert bir açıklamayla yanıt verdi. Trump, Çin’in uyguladığı kısıtlamaları “kabul edilemez” olarak nitelendirdi ve halihazırda yürürlükte olan gümrük vergilerine ek olarak Çin’den yapılan tüm ithalata %100 ek gümrük vergisi uygulanacağını duyurdu. Bu tehdit, potansiyel olarak trilyonlarca dolarlık ticareti etkileyecek ve küresel teknoloji tedarik zincirinde büyük bir şok yaratacak.
Trump ayrıca, ABD’den “tüm kritik yazılımların” ihracatına da sınırlama getirileceğini belirtti. Bu adım, ABD’nin elindeki en güçlü kozlardan biri olan yazılım ve hizmetler üzerindeki kontrolü kullanarak Çin’e baskı yapmayı amaçlıyor.
Nadir Toprak Elementleri Neden Bu Kadar Kritik?
Nadir toprak elementleri, isimlerine rağmen doğada nadir bulunmuyor; ancak ekonomik ve çevresel olarak uygulanabilir bir şekilde çıkarılmaları ve işlenmeleri oldukça zor. Çin, yıllar süren yoğun yatırım ve düşük çevresel maliyetler sayesinde, küresel NTE üretiminin yaklaşık %69’unu, rafinaj ve işleme kapasitesinin ise %85’ini kontrol eder hale geldi. Bu hakimiyet, Çin’e modern teknolojinin temel bileşenleri üzerinde neredeyse tekel bir güç veriyor.

Bu elementlerin kritik teknolojik rolleri şunlardır:
- Elektrikli Araçlar (EV) ve Yenilenebilir Enerji: Neodimyum ve disprosyum gibi elementler, rüzgar türbinlerinde ve EV motorlarında kullanılan ultra güçlü kalıcı mıknatısların üretiminde vazgeçilmez.
- Elektronik: Akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve ekranlar için gereken yüksek performanslı bileşenlerde (parlaklık, renk kalitesi, manyetik depolama) kullanılıyor.
- Savunma Sanayii: Füze güdüm sistemleri, jet motorları, uydu sistemleri ve gelişmiş lazer teknolojilerinde yüksek sıcaklığa ve korozyona dayanıklı parçaların yapımında kritik bir rol oynuyor.
Çin’in ihracat kısıtlamaları, küresel teknoloji üretimini yavaşlatma ve özellikle ABD’nin temiz enerji ve savunma hedeflerini tehlikeye atma potansiyeli taşıyor.
Nadir toprak elementleri (NTE) kimyasal, manyetik ve optik özelliklere göre benzer özellikler gösteren 15 tane lantanit ile itriyum ve skandiyumdan oluşan 17 elementtir.
Nadir toprak elementlerini oluşturan elementlerde kendi içlerinde ağır (Y, Eu, Gd, Tb, Dy, Ho, Er, Tm, Yb ve Lu) ve hafif(Sc, La, Ce, Pr, Nd, Pm ve Sm) nadir toprak elementleri olarak gruplandırılır. Bu gruplandırma elementlerin atom numaraları ile doğada bulunma sıklıklarına göre yapılmıştır. Hafif nadir toprak elementleri doğada daha sık bulunur. Nadir toprak elementlerinin adlarında geçen nadir sıfatı doğada bulunma sıklığının azlığından çok cevherlerin işlenerek kullanıma sunumunun zorluğundan kaynaklanmaktadır. Çünkü, Bazı NTE’lerin doğada bulunma sıklıkları krom, nikel, kurşun ve bakır gibi metallerden daha yüksektir.
Ticaret Savaşında Tırmanma ve Küresel Yanıtlar
ABD’nin %100 gümrük vergisi tehdidine Çin’den anında yanıt geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı, nadir toprak elementleri üzerindeki kontrol tedbirlerinin “meşru ve uluslararası yükümlülüklerin gereği” olduğunu savundu. Ayrıca, ABD’nin yüksek tarife tehditlerinin “ticaret savaşını tırmandırmanın doğru yolu olmadığını” ve Pekin’in yeni bir savaştan “korkmadığını” belirtti.
Bu restleşme, halihazırda kırılgan olan küresel piyasalarda, özellikle kripto para ve teknoloji hisselerinde sarsıntılara yol açtı. Analistler, bu tür misillemelerin her iki ülkenin ekonomisine de zarar vereceği ve nihayetinde maliyetlerin küresel tüketicilere yansıyacağı konusunda uyarıyor.
Bu durum, ABD ve diğer Batılı ülkelerin, kendi tedarik zincirlerini Çin’in jeopolitik kozlarından korumak için, ikincil NTE kaynakları arayışını ve geri dönüşüm teknolojilerine yatırımı hızlandırmaları gerektiğini gösteriyor. Ancak, NTE tedarik zincirinde tam bağımsızlığa ulaşmak, yıllar alacak ve büyük maliyetler gerektirecek.
Ticaret savaşının yeni aşaması, ekonomik rekabetin artık sadece ürün ve hizmetlerle değil, aynı zamanda modern teknolojinin temelini oluşturan kritik ham maddelerin kontrolü üzerinden de yürütüldüğünü çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.







