Tüm türler, anatomik, fizyolojik ve davranışsal olmak üzere çeşitlilik gösteren kalıntı özelliklere sahip. Türümüzde 100’den fazla kalıntı anomalisi görülür. Aşağıdaki liste bunlardan 7’sini incelemekte.
Detaylar haberimizde…
1- Palmar Kavrama Refleksi

Avuç içi kavrama refleksi, bebeklerin karakteristik bir davranışı ve fetüsün anne rahminde göbek bağını tutmaya başladığı 16 haftalık gebelik yaşı kadar erken bir zamanda gelişir.
İlk araştırmalar, yenidoğanların kavrama refleksine güvenerek, yatay bir çubuğa ellerinden asılı kaldıklarında kendi ağırlıklarını en az 10 saniye boyunca tutabildiklerini gösterdi.
Karşılaştırma yapmak gerekirse, benzer istemsiz kavrama davranışına sahip olan maymun yavruları, yarım saatten fazla bir süre tek ellerinden asılı kalabilmişler. Refleks, maymun yavruları için gerekli ve annelerinin vücut tüylerine tutunmalarını sağlıyor. Ancak ağaçlarda yaşamaktan evrimleşen ve vücudu kaplayan kürkü kaybeden insanlar, muhtemelen artık bu güçlü kavramaya ihtiyaç duymuyorlar. Bebekler genellikle refleksi üç aylıkken kaybetmeye başlıyor. Erken bebeklik dönemindeki gücü ve kaybına rağmen, bazı araştırmacılar kavrama refleksinin insanlarda önemli işlevlerini koruyabileceğini düşünmekte.
2-Kuyruklar

Gebeliğin altıncı haftasında, insan embriyosu birkaç omurla birlikte bir kuyruğa sahip oluyor. Ancak gelişimin sonraki birkaç haftasında kuyruk kayboluyor ve zamanla omurlar birleşerek yetişkinde kuyruk sokumunu veya kuyruk kemiğini oluşturuyor.
İnsanlar ve maymun akrabaları, kuyruksuzluklarıyla diğer primat gruplarından ayrılıyorlar; ancak maymunların kuyruklarını neden kaybettikleri belirsiz. Nadir durumlarda, bebekler körelmiş bir kuyrukla doğuyor. Modern tıp literatüründe, bu tür kuyruklarda omur yok ve genellikle zararsızlar; ancak bazıları spina bifida (omurların omuriliği tamamen kapatamaması) ile ilişkili. Bebeklerdeki kuyruklar genellikle komplikasyonsuz bir şekilde ameliyatla alınıyor.
3-Yirmi Yaş Dişleri

İnsan türü Afrika’dan göç ettikçe çeşitli yaşam alanlarına yerleşti ve nihayetinde insan medeniyetleri gelişti. Bu olaylarla aynı zamana denk gelen bir şekilde, insan beslenmesinde yumuşak ve işlenmiş gıdaların tüketimine doğru bir kayma yaşandı ve bu da büyük ve güçlü çenelere olan ihtiyacı giderek ortadan kaldırdı.
Çenenin küçülmesiyle birlikte, azı dişleri, özellikle de üçüncü azı dişleri veya yirmi yaş dişleri, gömülü kalmaya oldukça yatkın hale geldi. Yirmi yaş dişleri giderek daha fazla doğuştan eksik hale geliyor. Sonuç olarak, artık insan vücudunun bir kalıntı özelliği olarak kabul ediliyorlar.
4-Niktitasyon Zarı

Plika semilunaris, gözün iç köşesinde bulunan bir konjonktiva kıvrımı. Diğer hayvanların göz kapağı veya üçüncü göz kapağına olan benzerliği, goriller de dahil olmak üzere bazı primatlarda hala gözün bir parçası olan böyle bir yapının kalıntısı olabileceği fikrine yol açtı. Ancak insan türünün en yakın akrabalarından biri olan şempanzede, plika semilunaris’in de körelmiş olduğu görülmekte.
Birçok hayvanda göz kapağı kıvrımının işlevi koruyucu; örneğin, gözü temiz ve nemli tutmak veya irisi yırtıcılardan gizlemek. Bazı türlerde zar, yer altında veya su altında görüşü sağlayacak kadar şeffaf. İnsanlarda göz kapağı kıvrımının kaybının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, habitat ve göz fizyolojisindeki değişiklikler bu dokuyu gereksiz kılmış olabilir.
5-Kulak Kasları

Kulaklarımız, kulak kasları veya dışsal kasları, ön kulak kası, üst kulak kası ve arka kulak kasını içeriyor. Birlikte, kulak kepçesini veya kulağın görünen kısmını kontrol ediyorlar. Birçok memelide, kulak kaslarının ürettiği kulak hareketleri sesin lokalizasyonunda ve duygu ifadesinde rol oynuyor, ancak insanlarda bu kaslar işlevsiz kabul ediliyor.
Darwin, insanların başlarını sesleri alacak şekilde konumlandırarak sesleri etkili bir şekilde yakaladıklarını ve böylece kulak kaslarına olan ihtiyacın ortadan kalktığını veya bu ihtiyacın telafi edildiğini öne sürdü. Ancak, tekrarlanan çabalarla insanlar kulaklarını oynatma yeteneklerini bir miktar geri kazanabilirler.
6-Palmaris Longus Kası

Araştırmalar, bilek ve dirsek arasında uzanan ince bir kas şeridi olan palmaris longus’un, insanların yaklaşık %10’unda her iki kolda da bulunmadığını gösterdi. Kasın muhtemelen kavrama işlevi gördüğü, ancak özellikle asılmada önemli olduğu yönünde bazı spekülasyonlar var. Ancak modern insanlarda, kasın yokluğunun kavrama gücü üzerinde hiçbir etkisi yok. Günümüzde palmaris longus, rekonstrüktif cerrahide tendon grefti için doku kaynağı olarak yaygın olarak kullanılmakta.
7-Piramidalis Kası

Piramidalis kası, mevcut olduğunda alt karın bölgesinde, rektus abdominis kası ve kas kılıfı arasında yer alan, eşleştirilmiş, üçgen şeklinde bir kas. Piramidalis kaslarının boyutu ve sayısı değişir; bazı kişilerde iki, bir veya hiç yok.
Araştırmacılar, nüfusunun yaklaşık %80’inde bir veya iki piramidalis kasının bulunduğunu tahmin etmekte.
Derleyen: Damla Şayan






