Monash Üniversitesi biyologlarının liderliğindeki uluslararası araştırmacılar, özellikle proteinin metabolize edildiğini etkileyen bozuklukları olan kişiler için, değişen diyetlerin hastalık semptomlarını hafifletmeye nasıl yardımcı olabileceğini gösteren yeni bir yolu belirlediler.
Her 1000 bebekten yaklaşık olarak biri, vücudun gıdayı enerjiye dönüştürme şeklini etkileyen kalıtsal bir hastalıkla doğar.
Toplu olarak Kalıtsal Metabolik Hastalıklar (IMD’ler) olarak bilinen bu genetik hastalıkların 1.400’den fazla çeşidi var ve bunlar yeni doğan bebeklerde ve küçük çocuklardaki başlıca ölüm nedenlerinden biri olabiliyor.
Ancak IMD’lerin yalnızca küçük bir kısmı için etkili tedaviler mevcut. Bu hastalıklar nadir olduğu için tedavilerin test edilmesi de belirli bir zorlukta .
Monash Üniversitesi Biyolojik Bilimler Okulu’ndan ortak çalışma yazarı Dr. Travis Johnson, “IMD’ler genellikle basit diyet değişikliklerine yanıt verir ancak hangi besin maddelerinin değiştirileceğini bilmek her zaman açık değildir.” dedi.
Sarah Mele, “Araştırma, çoğunlukla hastanın protein alımını azaltmaya odaklanan klinikte, diyetleri test etmek için mevcut sözleşmeye tamamlayıcı bir hayvan modeline dayalı yaklaşım geliştirmeyi amaçlıyordu. Diyetteki her besin üzerinde tam kontrole ve birçok diyeti aynı anda test etme yeteneğine ihtiyacımız olduğunu fark ettik, bu hastalıklar çok nadir olduğu için klinikteki hastalar üzerinde elde edilmiyor.” dedi.
Ekip, test modeli olarak sirke sineği olan Drosophila Melanogaster’ı kullanmak için bir plan yaptı.
Doçent Doktor Piper, “Sineklerde, onları insanlardaki gibi hastalığa sahip olması için genetik olarak değiştirmek kolaydır, o zaman çok sayıda insan toplayabilir ve hangisinin en faydalı olduğunu görmek için test yapabiliriz.” dedi.
Bilim insanları, birçok insan hastalığının genetik nedenlerini öğrenmek için Drosophila’yı kullanıyor.
Bunun nedeni, insanda hastalığa neden olan genlerin yaklaşık %75’inin sinekte benzer biçimde bulunması, çalışılması kolay bir hayvan olması, hızla üremesi ve içindeki herhangi bir geni manipüle etmek için birçok aracın bulunması.
Dr. Johnson, “Sirke sineği, her biri kendi özel deney setini gerektiren, üzerinde çalışılacak çok fazla hastalığın olduğu bu yüksek verimli, büyük ölçekli çalışma için mükemmel bir şekilde uygundur. Bu fareler gibi diğer modellerde elde edilemez.” dedi.
Doçent Piper, “Sineklerin tamamen özelleştirilebilir bir diyete sahip olması, diyete bağlı olarak genlerimizin nasıl etkileşime girdiğini anlamak için bir kapı açıyor.” dedi.
Ancak Dr. Johnson, hastalıklı sinekleri tedavi eden diyetleri bu hastalıkları olan vakalara uyarlamanın zaman alabileceği konusunda uyardı.
“Amaç, sinek modelimizi bir başlangıç noktası olarak kullanarak diyete yanıt verebilecek hastalıkları tespit etmektir.” diye ekledi.
Derleyen: Beyza Keleş