Son zamanlarda uzay biliminde heyecanlandırıcı gelişmeler yaşanıyor. Sizler için öncelikle NASA’nın faaliyetleri olmak üzere, “geçmişte uzay alanında neler oldu” ve “gelecekte uzay alanında bizleri hangi gelişmeler bekliyor” sorularına cevap olacak geniş kapsamlı bir dosya derledik.
Günümüzde uzay deyince akla gelen ilk birkaç kelimeden biri NASA. Amerika Birleşik Devletleri’nin uzay programı çalışmalarından sorumlu olan NASA, 29 Temmuz 1958’de soğuk savaşın en hararetli yıllarında asker kökenli bir ABD Başkanı olan Dwight Eisenhower tarafından kuruldu. Eisenhower’ın Sovyetler Birliği’ne uluslararası düzeydeki en önemli baskısı olarak iz bırakan NASA, yıllar içinde soğuk savaşın da bitmesi ile bir savunma gücünden çıkıp bir araştırma gücüne dönüştü.
Ay’a dönük Apollo uçuşlarında, Seylap uzay istasyonu ve daha sonra uzay mekiği gibi çalışmalarla her zaman ABD’nin uzay çalışmalarına yön vermiş olan NASA, günümüzde Uluslararası Uzay İstasyonu’nu desteklemekte ve yeni Ares I ve Ares V iniş araçlarını geliştirmekte. NASA’nın uzay programı çalışmalarının yanı sıra uzun vadeli sivil ve askerî roket çalışmaları da bulunuyor.
ABD’nin gökyüzü ve uzay merakı aslında yeni değil. Bu merak, yüzyılın başında NACA ile başladı. NACA (National Advisory Committee for Aeronautics /Havacılık Alanında Ulusal Danışma Komitesi) uçaklar üzerine çalışan resmî bir kurumdu. Uçak kanatları ve çeşitli cisimlerin hava ile etkileşimlerini araştıran kurum, zamanla birçok rüzgâr tüneli inşa etti ve Amerika Birleşik Devletleri’nin bütün savaş uçaklarının tasarımlarını yönlendiren bir birim hâline geldi. NACA, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Bell X-1 gibi süpersonik roket uçaklar üzerinde çalışıyordu.
1950’li yılların başlarında Uluslararası Jeofizik Yılı’nda (1957-58) uzaya uydu gönderilmesi konusunda ülkeler arasında bir rekabet vardı. 4 Ekim 1957’de Sovyet Uzay Programı çerçevesinde uzaya ulaşmayı başaran ilk insan yapımı uydu (Sputnik 1) sayesinde bu rekabeti Sovyet Rusya kazanmıştı. Bu olay (Sputnik Krizi) ABD’nin uzay alanında kendi başarılarını elde etme çabalarının tohumlarını oluşturur.
II. Dünya Savaşı’nın ardından NACA’e katılan Alman aerodinami uzmanları kuruma büyük katkılar sağladı. Özellikle jet motorları ve süpersonik uçakların tasarımında ilerleme kaydedildi.
29 Temmuz 1958’de ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower, kurumun adını NASA olarak değiştiren yasayı onayladı.
1 Ekim 1958’de NASA, 4 laboratuvar, 8.000 çalışan ve yıllık 100 milyon dolarlık bütçesi ve liderliğini Wernher von Braun’un yaptığı Alman roket programının katkılarıyla 46 yıllık geçmişe sahip NACA’nin varisi oldu.

1975-1992 arasında kullanılan “Solucan” logosu. 2020’de ikincil logo olarak yeniden kullanılmaya başlandI.
Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki astronotlar, son 20 yılda bilimi başka hiçbir yerde yapılamayacak şekilde yürüttü. Gezegenimizin yaklaşık 402.336 kilometre üzerinde Dünya’nın yörüngesinde dönen uzay istasyonu, uzun süreli mikro yer çekimi araştırmaları için kullanılabilen tek laboratuvar. Uzay istasyonu, son 20 yılda çok sayıda keşfi, bilimsel yayını, eşsiz fırsatları ve tarihi atılımları destekledi.
Bu araştırmalar, yalnızca uzayı keşfetmemize yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda Dünya’ya geri dönmemize ve evren hakkında geniş bilgilere de fayda sağlıyor.
NASA’nın Son 20 Yılda Gerçekleştirmiş Olduğu Bilimsel ve Teknolojik Atılımlar
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yapılan bilimsel atılımları NASA listeledi. Son 20 yılda yapılan 20 bilimsel atılım içinde biyolojiden fiziğe kadar birçok alanda çalışmalar yer alıyor.
Temel Hastalık Araştırması
Alzheimer, parkinson, kanser, astım, kalp hastalıkları uzay çalışmalarında incelendi. Alzheimer araştırmacıları, Dünya’nın yer çekimi etkisinin olmadan, nörodejeneratif hastalıklara neden olabilecek protein kümeleri üzerinde çalıştı.

Durmaksızın Yanan Soğuk Alevlerin Keşfi
Bilim insanları, Alev Söndürme Deneyi (FLEX) çalışmasında yakıt damlacıkları yaktıklarında beklemedikleri bir şeyle karşılaştı. Heptan yakıt damlacığı söndü gibi göründü ama aslında tipik bir mumdan iki buçuk kat daha soğuk sıcaklıklarda görünür bir alev olmadan yanmaya devam etti. Bilim insanları ilk kez ikili yanma ve sönme moduna sahip büyük heptan yakıt damlacıkları gözlemledi. İkinci aşama, soğuk alev kimyasal ısı salınımı ile sürdürüldü. Yer çekimini yanma çalışmalarından çıkarmak, alevlerin temel ilkelerinin keşfedilmesine olanak tanıdı. Dünya’da da soğuk alevler üretiliyor; ancak hızla titreştiği için çok uzun zaman yanmayı sürdüremiyor. İstasyonda ise soğuk alevler dakikalarca yanabiliyor ve bilim insanlarına bu durumu incelemek için daha iyi bir fırsat veriyor.
Çalışmanın farkı: Sıcak alevler duman, karbondioksit ve su üretir iken soğuk alevlerin karbon monoksit ve formaldehit üretmesinden kaynaklanıyor; çünkü kimyasal olarak farklı bu alevlerin davranışları hakkında daha fazla şey öğrenmek, daha verimli, daha doğa dostu araçların geliştirilmesine yol açabilir.
Yeni Su Arıtma Sistemleri
Uzay aracında yaşayan astronotların sularının yüzde 93’ünü geri dönüştürmesini sağlıyor. Uzay istasyonunda atık suyun verimli bir şekilde geri dönüştürülmesi, ikmal görevleri aracılığıyla su sağlama ihtiyacını azaltıyor. Uzayın derinliklerine gittikçe, ikmal yapılamaz ve bu da bu sistemleri bir zorunluluk haline getiriyor.
Dünyadaki birçok insan temiz suya erişemiyor. Risk altındaki bölgeler, uzay istasyonu için geliştirilen teknoloji sayesinde gelişmiş filtreleme ve arıtma sistemlerine erişebilir.
*NASA teknolojisini kullanan birçok yer tabanlı su filtreleme sisteminden ilki 2006 yılında Irak’ta kuruldu.

Mikro Yer Çekiminde Besin Yetiştirmek
Ek besin yetiştirme yeteneği, insanların Dünya’dan daha uzağı keşfetmelerine yardımcı olabilir. Bu görevlere hazırlanmak için uzay istasyonunda bitki yetiştirmek için birçok teknik araştırıldı. 10 Ağustos 2015’te astronotlar uzayda yetiştirilen ilk salatalıklarını denedi ve astronotlar şimdi uzayda turp yetiştiriyor.

CubeSats
CubeSats, en küçük uydu türlerinden biridir ve uzayda bilim ve teknoloji çalışmalarını, görüntülerini gerçekleştirmek için daha ucuz bir yol olarak sunuldu. Şu anda uzay istasyonundan 250’den fazla CubeSats konuşlandırıldı. Bunların bazıları gezegenimizin görünümünü aktarırken, bazıları internet sağlıyor. CubeSats, her gün Dünya’nın yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını çekiyor.
Uzaydaki Bilinmeyen Mikropları Tespit Etme Yeteneği
Mikropları tanımlamak için Dünya’ya geri göndermeye gerek kalmadan uzayda gerçek zamanlı olarak tanımlama yeteneğine sahip olmak, mikrobiyoloji ve uzay araştırmaları dünyası için devrim niteliğinde oldu. Space-3’teki Genes ekibi bu olasılığı 2017’de gerçeğe dönüştürdü.
Doğal Afetlere Müdahale
Uzay mürettebatının el kamerası görüntülerinin temel bir bileşen olarak kullanılmasıyla istasyon hem ABD’de hem de yurtdışında afet müdahale faaliyetlerini desteklemek için yörüngesel veri toplamada aktif bir katılımcı haline geldi.
Yer Bilimleri Programları
Doğanın ve insanların çevreye etkilerinin küresel ölçekte anlaşılması NASA’nın yer bilimleri programlarının ana hedefi. NASA günümüzde yörüngede bulunan ondan fazla uzay aracı ve sondayla Dünya’daki sistemleri (okyanuslar, karalar, atmosfer, biyosfer, kriyosfer) her açıdan incelemekte. Önümüzdeki yıllarda daha fazla uydunun bu işler için fırlatılması planlanmakta.
*8 Mayıs 2003’te Çevre Koruma Ajansı ilk defa NASA’yı çöplük gazından enerji üreten federal ajans olarak tanıdı.
NASA bu uygulamayı Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde gerçekleştiriyor.

Robotlar Mars’ı Keşfediyor
Geçen 10 yılda Mars’a insanlı yolculuk gerçekleşmedi; ancak gönderilen yüzey araçları ile Mars’ı keşfetmeye devam ediliyor.
- 1976 yılında insansız uzay aracı Viking 1, Mars yüzeyine başarılı bir iniş gerçekleştirmiş ve ilk yüzey fotoğraflarını Dünya’ya ulaştırmıştı.
- 1976 yılında Viking 2, 1997’de Mars Pathfinder Mars’a inmeyi başardı. Çok sayıda fotoğraf ve yüzey bulgularını Dünya’ya ulaştırdı.
- Mars yüzeyine ilk başarılı inişi Spirit uzay aracı gerçekleştirdi. 3 Ocak 2004’te yüzeye iniş yapan Spirit, Dünya’ya, Mars’ın ilk renkli yüzey fotoğraflarını gönderdi.
- Spirit’in hemen ardından Opportunity, 25 Ocak 2004’te Mars yüzeyine iniş yaptı.
- 25 Mayıs 2008’de Mars yüzeyindeki araçlara bir başka araç daha eklendi: Phoenix. Yüzeye inişini herkesin televizyondan canlı olarak izlediği Phoenix, öyle bir fotoğrafı Dünya’ya ulaştırdı ki Mars’taki buzun kanıtı oldu.
- Perseverance, NASA’nın Mars 2020 görevinin bir parçası olarak Mars üzerinde Jezero kraterini keşfetmek için araba boyutunda tasarlamış olduğu bir Mars gezgini. 7 Ocak 2023 itibarıyla inişinden bu yana 276 sols (Mars günü/688 Dünya günü) Mars’ta aktif.
Galileo Görevini Tamamladı
Jüpiter ve uydularını incelemek üzere NASA tarafından gönderilen insansız uzay aracı Galileo, 14 yıl süren görevini 21 Eylül 2003’te Jüpiter’e çarparak tamamladı. Geçen süre boyunca 4,6 milyar km yol kat eden Galileo, Jüpiter ve dört uydusu hakkında önemli bilgileri Dünya’ya ulaştırdı.

NASA’nın Stratejik Hedefleri:
2011’den beri NASA’nın stratejik olan hedefleri şunlar:
- Güneş Sistemi boyunca insan faaliyetlerini genişletmek ve sürdürmek
- Dünya ve evren hakkındaki bilimsel anlayışı genişletmek
- Yenilikçi yeni alan teknolojiler yaratmak, havacılık araştırmasını geliştirmek
- NASA’nın havacılık ve uzay faaliyetlerini yürütmek için program ve kurumsal yetenekleri etkinleştirmek
- Katılım fırsatları sağlamak için NASA’yı halk, eğitimciler ve öğrencilerle paylaşmak
Peki, NASA’nın bundan sonraki projeleri neler? Ülkeler, uzay alanında neler planlıyor?
Geçtiğimiz 10 yılda uzay araştırmaları alanında pek çok adım atıldı. En son NASA’nın, Mars’taki “Ingenuity” adlı keşif helikopteri, ilk kontrollü uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi.
Önümüzdeki 10 yılda, uzay alanında neler yapılması planlanıyor?
İşte Geleceğin Uzay Takvimi
Starlink Yörüngeyi Daha Fazla Kaplayacak
Starlink, Elon Musk’ın CEO’su olduğu uzay teknolojileri şirketi SpaceX’in bir parçası. Aynı zamanda yörüngeye fırlatılan uyduların oluşturduğu takımyıldızının da adı. Teknik olarak Starlink, bir uydu internet sistemi. Yani internetin fiber kablolar aracılığıyla değil, uydu sinyalleri aracılığıyla kullanılması. Bu ağın gelişimi, ilk prototip uyduların 2018’de yörüngeye fırlatılmasıyla 2015’te başladı. 2021 yılında şirket, 12 bin haberleşme uydusu hedefine ulaşmak için uydu fırlatma çalışmalarına devam ediyor.

Starship
Kızıl Gezegen’de insanlara ait bir yaşam alanı kurma hayalini sıklıkla dillendiren Elon Musk, Ay’a ve Mars’a gidecek yeniden kullanılabilir Starship roketlerinin geliştirilmesine öncülük ediyor.
Uzay firması SpaceX’in NASA için tasarladığı Starship roketleri, başarılı yüksek irtifa uçuşlarına imza attı. Ancak henüz hiçbiri uzaya çıkamadı.
Aracın yörüngedeki ilk test uçuşununsa 2023’ün ilk aylarında gerçekleşmesi bekleniyor.
Görev başarıyla tamamlanırsa Starship, Alçak Dünya yörüngesinde 100 ton yük taşıyabilen en güçlü fırlatma aracı olacak.
SpaceX, Mars’a Yeni Görev Başlatacak
SpaceX, 2022’de su kaynakları, madencilik ve yaşam desteği altyapısını araştırmak için Mars’a mürettebatsız bir görev başlatmayı planlıyor. 2024’te ise aynı görevin mürettebatlı gerçekleştirilmesi üzerinde çalışılıyor.

DearMoon
Japon girişimci Yusaku Maezawa’nın finanse ettiği DearMoon aslında turistik bir uzay gezisi. Milyarder, Ay etrafında 6 günlük uçuş için halktan 8 mürettebat seçti.
Bu yolculukta uzay turistlerini yine Starship taşıyacak.
İlk kez geçen yıl duyurulan uzay gezisinin 2023’te yapılması planlanıyor. Ancak her şey Starship’in 2023’ün başlarında yapacağı yörünge denemesine bağlı.
Mars’ın Uyduları Keşfedilecek
Japonya Uzay Araştırma Ajansı, 2025’te Mars’ın uydularına sonda gönderecek. Görev başarılı olursa uzay aracı beş yıl sonra Dünya`ya geri dönecek ve Mars’ın uydularının nasıl oluştuğu sorusuna cevap verecek.
Dünyanın En Büyük Teleskobu Göreve Başlayacak
En ilginç uzay projelerinden bazıları Dünya’da gerçekleşecek. Bunlardan biri ETL. Şili’deki teleskop 2025 yılında tamamlandığında dünyanın en büyük teleskobu olacak ve günümüzün en güçlü uzay gözlem teleskoplarından 13 kat daha fazla ışık toplayabilecek.

NASA’nın Titan görevi: Dragonfly
2026 yılında Satürn’ün buzlu uydusu Titan’a uzay aracı gönderilecek. Araç Titan’a 2034 yılında ulaşacak. Dünya`nın ilk zamanları ile ortak noktalar taşıdığına inanılan Titan ile yaşamın gelişimine dair cevaplar arayacak.

NASA’nın Mars Misyonu
NASA, insanları 2030’a kadar (en erken) Mars’a göndermeyi hedefliyor. Ancak projenin hayata geçmesi için öncelikle Artemis gibi Ay üssü projelerinin başarıyla tamamlanması gerekecek.
ESA’nın Jüpiter Görevi
Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Nisan 2023’te Jüpiter’e doğru bir araç fırlatmaya hazırlanıyor. Jüpiter Icy Moons Explorer (Jüpiter’in Buzlu Aylarını Keşif Aracı / Juice) adlı aracı uzun bir yolculuk bekliyor. Zira hedefine varması Temmuz 2031’i bulacak.
Jüpiter’in yörüngesine girmesi hedeflenen uzay aracı, gaz devinin çevresindeki buzlu doğal uyduları Europa, Ganymede ve Castillo’yu inceleyecek. Söz konusu gök cisimlerine yakın geçişler yapacak.

Asteroit Kâşifi, Dünya’ya Dönüyor
NASA’nın OSIRIS-REx uzay aracı, gök taşı Bennu’yu inceliyor ve ondan örnekler topluyor. 101955 Bennu, (geçici tanımı 1999 RQ36), 11 Eylül 1999’da LINEAR Projesi tarafından keşfedilen Apollo grubundaki karbon içerikli bir asteroittir. Sentry Risk Tablosunda listelenen ve Palermo Skalasında en yüksek kümülatif dereceye sahip olan potansiyel olarak tehlikeli bir cisimdir.
2016’da fırlatılan ve Bennu’dan kayaç örneği almakla görevlendirilen uzay aracı, 20 Ekim 2020’de ilk kez kısa süreliğine gök taşına inmiş ve yaklaşık 56 gramlık örnek toplamayı başarmıştı.
Uzay aracı, 24 Eylül 2023’te bu örnekleri Dünya’ya getirecek.
OSIRIS-REx’in bu gök taşını inceleme amacı Güneş Sistemi’nin kökenlerine dair yeni bilgiler bulmak.
Uzay aracı örnekleri teslim ettikten sonra OSIRIS-APEX olarak yeniden adlandırılacak ve “potansiyel tehlike” diye sınıflandırılan, Apophis adlı bir gök taşına gidecek. Bilim insanları bu yeni görevle hem asteroidin yapısını incelemeyi hem de yakın geçişler sırasında Dünya’nın kütle çekim kuvvetiyle gireceği etkileşimi anlamayı hedefliyor.

Ay ile Türk Bayrağı Buluşacak
Türkiye Uzay Ajansı (TUA) 2023’te Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Ay’a insansız araç göndermeyi planlıyor. Uzay aracına Ay’a sert iniş için kullanılması planlanan milli ve özgün hibrit roket motoru, ilk ateşlemesini yaptı. Yapılan testler başarıyla sonuçlandı. İki motor da planlanan süre boyunca sorunsuz şekilde çalıştı.

Elon Musk: “NASA’nın 2024 hedefi muhtemel görünüyor”
Uzay firması SpaceX’in kurucusu Elon Musk, uzay biliminin geleceği hakkındaki görüşlerini yapmış olduğu röportajlarda şu şekilde dile getiriyor: “Önce yeniliklere hız vermeliyiz, sonra birkaç yıl içinde hedeflediğimiz o noktada hazır olabiliriz.”
Elon Musk, NASA’nın 2024 yılına kadar gerçekleşmesini hedeflediği Ay’a insanlı seferler düzenlemesini de yakın zamanda muhtemel olarak görmekte.
NASA, Artemis görevi kapsamında 2024 yılına kadar Ay’a insanlı seferler düzenlemeyi amaçlamakta, 2028 yılına kadar sürmesi planlanan seferlerin ardından Ay yörüngesinde bir uzay istasyonu kurulması ve burayı basamak olarak kullanarak Mars’a insanlı seferler düzenlenmesi hedeflemekte.
Yaşadığımız Dünya’ya “tepeden” bakmaya başladığımız dönem; Sovyetler Birliği’nin, 4 Ekim 1957′de Dünya’nın ilk yapay uydusu Sputnik-1′i uzaya göndermesiyle başlayıp, Neil Armstrong’un Ay’a ayak basan ilk insan olduğunu bilmemizle devam etti. 1950’li yıllardan bu yana, uzay araştırmaları çok hızlı bir gelişim gösterdi. Uzay teknolojilerinde ardı ardına devrimler yaşandı. O dönemden bu yana, uzay çalışmaları giderek bütün ülkelerin gündemine girdi. Önümüzdeki yıllarda hiç kuşkusuz bilim insanları, uzay araştırmaları ile bizleri aydınlatmaya devam edecek gibi görünüyor.
Derleyen: Tuğba Akkesen