Oyunculardan Hastalara: Hareket Yakalama Teknolojisi Hastalık Araştırmalarında Kullanılıyor

Destek Olun: Dijitaliyidir'de yayımlanan reklamları engellemek için AdBlocker kullanmazsanız bize destek olmuş olursunuz. Ayrıca ekibimize destek olmak isterseniz Google aracılığı ile destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
Deniz Akbulut
Ekleyen Deniz Akbulut
5 dk okuma süresi

Nature Medicine dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre Avatar gibi filmlerde karakterlere hayat veren hareket yakalama giysileri, araştırmacıların hareketi bozan hastalıkları başlangıç evresindeyken tespit etmesine yardımcı oluyor.

İnsanların hareket yeteneğini etkileyen hastalıklar ne kadar erken tespit edilirse hasta, uygun destek ve tedaviyi o kadar çabuk alabiliyor. Yeni sistem vücut hareketlerini analiz etmek için yapay zekâ kullanıyor. Araştırmaya göre söz konusu teknoloji, iki genetik bozukluğun seviyesini en iyi doktorlardan iki kat daha hızlı ölçtü. Araştırmacılar bu yöntemin klinik deneylerde yeni ilaçların geliştirilmesi için gereken süreyi yarıya indirebileceğini ve maliyeti büyük ölçüde azaltabileceğini söylüyor. Great Ormond Street Çocuk Sağlığı Enstitüsü’nden Dr. Valeria Ricotti, verdiği bir demeçte “Sonuçlar karşısında tamamen şaşkına döndüm. Bu teknolojinin çok çeşitli hastalıkların teşhisi ve yeni ilaçların geliştirilmesi üzerindeki etkisi kesinlikle çok büyük olabilir.” dedi.  Dr. Ricotti, Imperial College ve University College London’da yeni teknolojiyi geliştirmek için 10 yılını harcayan bir grup araştırmacı arasında yer alıyordu.

James’in bileğine, dirseklerine ve dizlerine, Duchenne Musküler Distrofi (1) adı verilen nadir bir genetik bozukluk nedeniyle hareketlerinin nasıl etkilendiğini izlemek için sensörler bağlanmıştır.

Teknoloji, Friedreich Ataksisi (FA) ve Duchenne Musküler Distrofi (DMD) hastaları üzerinde test edildi. Araştırmacılar, hareketi etkileyen diğer hastalıklardan iyileşen hastaları izlemek için de bunun kullanılabileceğini söylüyor. Bunlar arasında beyin ve sinir sistemi, kalp, akciğerler, kaslar, kemik ve bir dizi psikiyatrik bozukluğu içeren hastalıklar yer alıyor. Bu tür hastalıkların seviyesinin ve olası ilerlemesinin izlenmesi genellikle bir klinikte hastaların bir dizi standartlaştırılmış hareketi gerçekleştirme hızının ve doğruluğunun ölçülmesini içeriyor. Bir hastanın hangi destek ve tedaviye ihtiyacı olduğunu belirlemek için hayati önem taşıyan bu değerlendirme  yıllar alabilir. Perşembe günü yayımlanan iki çalışma, hareket yakalama sisteminin bunu çok daha hızlı ve doğru bir şekilde yapabileceğini gösteriyor.

Bu teknoloji, film yapımcıları tarafından Avatar filmlerinde aktörlerin hareketlerini yakalayarak ekranda gerçekçi uzaylılar yaratmak amacıyla kullanılan teknolojiden uyarlandı. Fikri ortaya atan bilim insanlarından biri olan Imperial College’dan Prof Aldo Faisal, bunun muazzam bir gelişme olduğunu söyledi. “Yeni yaklaşımımız insanların algılayamadığı ince hareketleri tespit ediyor. Klinik araştırmaları dönüştürmenin yanı sıra hastalar için teşhis ve izlemeyi iyileştirme kapasitesine sahip.” dedi.

Dr. Aldo Faisal (sağda) açık havada ve klinik dışındaki günlük durumlarda hareketi takip edebilen sensörler geliştiriyor.

Imperial College’dan bir ekip hareket sensörlü giysileri ilk olarak FA hastaları üzerinde test etti. Yapay zekânın hastalığın on iki ay içinde kötüleşeceğini tahmin edebildiğini, bunun da normalde bir uzmanın harcayacağı sürenin yarısı kadar olduğunu tespit ettiler. Great Ormond Street’teki ayrı bir ekip ise teknolojiyi yaşları beş ile 18 arasında değişen DMD’li 21 erkek çocuk üzerinde test etti. Sistem, bireylerin hareketlerinin altı ay sonra nasıl etkileneceğini bir doktordan çok daha doğru bir şekilde tahmin etti.

Hareket, bir hastadaki herhangi bir kötüleşmeyi en iyi doktorlardan iki kat daha hızlı değerlendirebilen bir yapay zeka sistemi tarafından kaydediliyor ve analiz ediliyor.

Araştırmacılar, sistemlerinin çok çeşitli hastalıklar için yeni ilaçları test etmek üzere klinik deneyleri hızlandırmak ve maliyetini düşürmek için kullanılabileceğine inanıyor. Özellikle nadir görülen genetik bozukluklara yönelik yeni ilaç denemelerini daha uygun maliyetli hale getirebilir. UCL Ataksi Merkezi Başkanı Profesör Paola Giunti şunları söyledi: “Daha az hastayla daha fazla ilacı daha düşük maliyetle deneyebileceğiz.”

DMD vakasında, yeni bir ilacın etkinliğine ilişkin istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar elde etmek için yaklaşık 18 ay boyunca en az 100 hastaya ihtiyaç duyulmakta. Çalışma, yeni sistem kullanılarak potansiyel olarak altı ay boyunca 15 hasta ile yapılabileceğini gösterdi. Tıbbi Araştırma Konseyi’nin Londra Tıp Bilimleri Enstitüsünden Profesör Richard Festenstein yaptığı açıklamada geliştirilmesine yardımcı olduğu takım teknolojisinin ilaç keşif ekonomisini değiştirme potansiyeline sahip olduğunu belirtti ve “Bu, ilaç endüstrisini nadir hastalıklara yatırım yapmaya çekecek. Araştırmamızdan asıl yararlananlar hastalar olacak, çünkü bu teknoloji sayesinde çok daha hızlı bir şekilde yeni tedaviler bulunabilecek.” ifadelerini kullandı.

Araştırmacılar halihazırda FA ve DMD için ilaç denemelerinde hareket yakalamanın kullanımı için onay arıyor. Onay alınırsa çalışmalar iki yıl içinde başlayabilir. Ayrıca araştırmacıların teknolojinin Parkinson, Alzheimer ve MS’te kullanımı için de veri topladıkları da duyumlar arasında.

Derleyen: Deniz Akbulut

Loading

Bu içeriği paylaş
Follow:
Dijitalleşen dünyanın tadını tuzunu gelenekselliğin özüyle bulmaya çalışan Z kuşağının ilk numunelerinden biri. Sanat, tarih ve evren hakkında araştırma yapmayı ve jenerasyonları bu paydada buluşturmayı gaye edindi. Deniz’in Dijitaliyidir için sloganı ‘dijital anlamak ve anlaşılmak için iyidir’ oldu.
Yorum bırak, puan ver