Darren Westwood, Sky News’e verdiği bir röportajda personelin maruz kaldığı düşük ücret ve tüm gün ayakta durmalarına neden olan olumsuz koşulların üstüne bir de gün içinde belirli sayıda parçayı ayıramadıkları takdirde uyarı alma sistemi eklenmesi nedeniyle grev yapmaları için meslektaşlarını bir araya getirme yolculuğunu anlattı.
Bay Westwood, işvereni Amazon’un bir zorba olduğuna inanıyor.
Şirketin Coventry’deki deposunda ücret ve çalışma koşullarından yavaş yavaş bıktıktan sonra bir grev başlatmak ve destek almak için meslektaşlarını bir araya getiriyor.
Çalışanlar ilk başta greve katılmak için isteksiz davransa da Westwood onları yavaş yavaş bu greve katılmaları için ikna etti ve bugün yaklaşık 300 işçiyle beraber bu teknoloji devi şirketi protesto ederek haklarını savunmaya başladılar.
Westwood, “Pandemi sırasında insanlar bize işe devam ettiğimiz için teşekkür ediyordu ve biz de bunu takdir ediyorduk. Ama biz geride kaldığımızı düşünürken Amazon hâlâ para kazanmaya ve kazançlı durumda olmaya devam ediyordu.
Ortada büyük bir sermaye var. İnsanların bunun kıskançlık siyaseti olduğunu söylediğini biliyorum ama biz onun (Jeff Bezos) yatını veya roketini istemiyoruz. Sadece yolumuzu ödeyebilmek istiyoruz. Bunun için yapabileceklerini soruyoruz.” dedi.
İş gücünün ruh hali, şirketin çalışanlarına değersiz bir maaş artışı teklif etmesinden sonra ağustos ayında değişti. Amazon, saatlik ücreti 50 peni artırarak 10,50 sterline çıkardı.
Haberi duyan işçiler zammın yetersizliğinden dolayı, resmî olmayan bir iş bırakma eylemi düzenledi. Özellikle şirketin son yıllarda yüksek karlar elde etmesi ve enflasyonun son 40 yılın en hızlı artışını göstermesi nedeniyle daha fazlasını bekliyorlardı.
GMB sendikası fırsatı değerlendirdi ve işçilerin Noel’den hemen önce resmî eylem lehinde oy kullanmasıyla bir grev düzenlenmesine yardım etti.
Ancak mesele sadece para değil. Amazon, çalışanların saatte belirli sayıda parça ayrıştırmasını gerektiren zorlu üretkenlik hedefleri uyguladığı için uzun süredir eleştirilerin merkezindeydi.
Coventry’deki 1.400 iş gücünden 300’e varan kaybının Amazon’da herhangi bir büyük operasyonel soruna yol açması pek olası değil, ancak yönetim gelişmeleri yakından takip edecek. Dünyanın dört bir yanında, işgücü çalkalanmaya başladı bile. ABD’de, New York’taki bir depodaki işçiler geçenlerde şirketin ilk işçi sendikasını kurmak için oy birliğine gitti.
GMB sendikası, Amazon’u Birleşik Krallık işçilerine ücretlerini saatte 18 dolar kazanan Amerikalı meslektaşlarıyla aynı düzeye getirmek için saatte 15 sterlin ödemeye çağırıyor.
Bir şirket sözcüsü: “Ekiplerimizin yıl boyunca yaptığı harika çalışmaları takdir ediyoruz ve konuma bağlı olarak saatte en az 10,50 sterlin ile 11,45 sterlin arasında başlayan rekabetçi bir ücret sunmaktan gurur duyuyoruz. Çalışanlara ayrıca, birkaç isim vermek gerekirse, özel sağlık sigortası, hayat sigortası, sübvansiyonlu yemekler ve çalışan indirimi dahil olmak üzere, binlerce kapsamlı imkanlar sunuluyor.” dedi.
Ancak işçiler, şirketi süreçteki diğer imkanlarını kesmekle suçluyor. En önemlisi, çalışanlarına sağladığı %5’lik maaş artışı, gerçek anlamda bir maaş kesintisi anlamına geliyor çünkü geçen yıl %11’in üzerinde zirve yapan enflasyon iki katından fazla arttı.
Westwood’a göre Amazon, hizmetlerinin maliyetini enflasyon oranlarını yansıtacak şekilde yükselttiğine ve elde edilen kazancın iş gücüyle adil bir şekilde paylaşmadığını iddia ediyor.
Benzer bir hikaye, özellikle endüstriyel ilişkilerin aşırı enflasyonun baskısı altında kırılmakta olduğu kamu sektöründe yaşanıyor. Hemşireler, ambulans şoförleri, demiryolu işçileri, öğretmenler ve posta işçileri, aletlerini bırakıp yürüyüşe geçmek için oy kullandı.
Westwood, “Bazılarının vasıfsız olduğumuzu ve ‘asgari iş’e karşılık olarak asgari ücret almamız gerektiğini düşündüğünü biliyorum. Ama pandemi sırasında bize ihtiyacınız vardı. Bizi alkışladınız, tebrik ettiniz ve sokaklara gökkuşakları çizdiniz. Biz yine aynı insanlarız ve aynı insanlar olarak hakkımızı savunuyoruz.
Günde 10 saat ayaklarımın üzerinde duruyorum. 18.000 adım atıyorum ve bu artık insana zarar vermeye başlıyor. Omzumda bir sakatlık var. Bazı günler çok ağrıyor. Bazı geceler uyuyamıyorum. Ve bu, aynı işi tekrar tekrar yapmanın tekrarlayan gerginliğinden kaynaklanıyor.” dedi.
Westwood, her iki tarafın da bir anlaşmaya varabileceğinden umutlu olsa da en büyük kazancın, işçilerin kendilerini savunmaya devam etmelerini sağlamak için Amazon iş gücü içinde sendikalaşmayı artırmak olacağına inanıyor.
“Meslektaşlarım faturalarını ödemekte zorlanıyor ama biz sözde dünyanın en zengin adamlarından biri için, dünyanın en zengin şirketlerinden birinde çalışıyor, dünyanın en zengin ülkelerinden birinde yaşıyoruz… bu adil değil.” diyerek şikayetlerini son olarak böyle dile getiriyor.
Derleyen: Ceren Korkmaz