Leonardo da Vinci’nin asırlar öncesinden çizdiği ve yeni bulunan eskizleri, yer çekiminin temel yönlerini Galileo, Newton ve Einstein’dan çok daha önce anlamış olabileceğini gösteriyor.
California Teknoloji Enstitüsü yakın tarihli bir araştırmasında, da Vinci’nin defterlerindeki uzun süredir unutulmuş olan diyagramları inceledi. Artık dijital ortama aktarılan 1500’lerden kalma bu diyagramlardan birinde bir sürahiden düşen parçacıkların incelendiği deneyler bulunuyor. Enstitünün yaptığı açıklamaya göre bu diyagramda gösterilen şey yer çekiminin bir tür ivme olduğunun göstergesi.
Galileo Galilei’nin düşen bir nesnenin kat ettiği mesafenin geçen zamanın karesiyle orantılı olduğunu teorileştirmesi 1604 yılında gerçekleşti ve Isaac Newton ise yer çekimi yasasını 17. yüzyılın sonlarına doğru buldu. Da Vinci’nin ise birincil bir engeli vardı, o da elindeki aletlerle sınırlı olmasıydı. Örneğin, nesneler düşerken zamanı tam olarak ölçecek bir araçtan yoksundu.
Da Vinci’nin eskizlerinden bazıları, yere paralel düz bir yol boyunca hareket ederken bir sürahiden dökülen parçacıkların oluşturduğu üçgenleri gösteriyor. Da Vinci’nin bu deneylerde fark ettiği şey, eğer sürahi sabit bir hızla hareket ederse, düşen malzemenin oluşturduğu çizginin dikey olması. Oysa sürahi sabit bir hızla hızlanırsa, düşen malzeme eğimli bir çizgi veya bir hipotenüs oluşturur.

Eskizler ayrıca, sürahinin hareketinin, yer çekiminin düşen malzemeyi hızlandırdığı oranda hızlandırılması durumunda, bir eşkenar üçgen oluşturduğunu da gösterdi.
Araştırmanın baş yazarı ve aynı zamanda Havacılık ve Tıp Mühendisliği profesörü Mory Gharib, “Gözüme çarpan ilk şey, çizdiği üçgenlerden birinin hipotenüsüne ‘Equatione di Moti’ (ikizkenar dik üçgen) yazdığı zamandı. Leonardo’nun bu ifadeyle ne demek istediğini merak ettim.” dedi.
Eskizleri incelerken, araştırmacılar, da Vinci’nin sağdan sola okunan ünlü solak ayna yazısıyla yazılmış İtalyanca notlarını çevirmek zorunda kaldılar. Daha sonra, da Vinci’nin deneylerini kopyalamak için bilgisayar modellerini kullandılar.

Da Vinci’nin notları, düşen malzemenin hızının aşağı doğru hızlandığını ve parçacıklar düşerken artık sürahiden etkilenmediklerini, bunun yerine yalnızca onları aşağı çeken yer çekimi tarafından hızlandırıldığını kabul ediyor. Ancak, bunları not ederken da Vinci’nin gözlemlerini bir denklem haline getiremediğini görüyoruz.
Çalışmanın ortak yazarı Chris Roh, “Gördüğümüz şey, Leonardo’nun denklemlerle boğuştuğu oldu, düşen nesnenin mesafesinin 2 üzeri t gücü [t zamanı temsil eder] yerine t’nin karesiyle orantılı şekilde modelledi. Bu da denklemi yanlış kılar, ancak daha sonra bu tür yanlış denklemleri bile doğru şekilde kullandığını öğrendik.” dedi.
Ekip, su vazosu deneylerini modellerken, da Vinci’nin yüzyıllar önce yaptığı hatanın aynısını yaptı.
Gharib yaptığı açıklamada, “Da Vinci’nin daha fazla deney yapıp yapmadığını veya bu soruyu daha derinlemesine inceleyip incelemediğini henüz bilmiyoruz. Ancak, bu sorunla bu şekilde ve de 1500’lerin başında boğuşuyor olması gerçeği, ne kadar ileri gittiğini ve onun gerçekten kendi çağının ötesinde bir bilim insanı olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
Bu bulgular 1 Şubat’ta Leonardo dergisinde yayımlandı. Orijinal deney çizimleri, Leonardo da Vinci tarafından yazılan ve British Library’nin izniyle çevrim içi olarak görüntülenebilen bir makale koleksiyonu olan Codex Arundel’de yayımlandı.
Derleyen: Ceren Korkmaz