Nature Medicine Dergisi’nde yayımlanan bir makalede, Lozan’daki İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nden (EPFL) sinirbilimci Grégoire Courtine ve meslektaşları, alt vücudun genellikle beyinden ve üst omurilikten aldığı sinyalleri taklit ederek hareketi kontrol etmek için özel olarak tasarlanmış ilk implantı tanıttılar.
Tamamen kopmuş bir omurilik, beyinden gelen ve yaralanmanın altındaki vücut bölgelerine nasıl dengeleneceğini ve hareket edeceğini söyleyen elektrik sinyallerini bozarak genellikle geri dönüşü olmayan felce neden olur. Ancak kırılmanın altındaki motor nöron zinciri genellikle bozulmadan kalır. Birkaç araştırma grubu, nöronlara elektrik akımı uygulaması ile kronik ağrıyı engellemek için tasarlanmış cihazları geliştirerek omurilik yaralanması olan kişilerde hareketin bir kısmını geri kazanmayı başardı.
Courtine’in grubu, 27 kişinin omuriliklerindeki nöronların boyutunu ve düzenini haritalamak için manyetik rezonans görüntüleme ve bilgisayarlı tomografi kullanarak ortalama omuriliğin tahmini bir modelini oluşturdu. Bu model cerrahın, alıcıların vücutlarında implantın elektrotlarını nereye yerleştireceğini görebilmesine yardımcı oldu. Araştırmacılar daha sonra elektrik akımını her bireye göre titizlikle ayarladılar. EPFL beyin cerrahı Jocelyne Bloch’un da aralarında bulunduğu bir ekip, cihazı omurilikleri tamamen kopmuş ve alt vücutlarında felce neden olan üç kişiye yerleştirdi.
İmplant yerleştirildikten sonra her bir kişi, örneğin her bir bacağını kaldırmak veya indirmek için belirlenen düğmeler ve bir tablet kullanarak elektriksel stimülasyon modelini uyguladı. Üç katılımcının tümü, ağırlıkları desteklenirken bir koşu bandında yürüyebilmek de dahil olmak üzere implantı etkinleştirdikten sonraki gün içinde bir miktar hareket kazandı.
Tedavi görecek kişilerden biri olan Michel Roccati bir basın açıklamasında “İlk birkaç adım inanılmazdı, bir rüya gerçek oldu!” ifadelerine yer verdi. Katılımcılar ayrıca önceden programlanmış hareketlerle kaslarını yönlendiren cihaz sayesinde pedal çevirme, squat yapma gibi çalışmaları yapabildiler ve hatta kanoda kürek çekerken vücutlarını sabit tutabildiler.
Her ne kadar sevindirici sonuçlar bulunuyor olsa da araştırmacılar, kimlerin fayda sağlayabileceğini görmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu ifade ettiler.
Derleyen: Nazlıcan Vatansever