Geçen cuma gününe kadar 200 milyar doları aşan değeriyle ABD’nin en büyük 16. Bankası olan Silikon Vadisi Bankası yaşadığı büyük çöküşle 2008’deki küresel finans krizinden bu yana görülen en büyük ikinci iflası yaşadı.
Kırk yıl önce, Silikon Vadisi Bankası (SVB), teknolojik becerisi ve akıllıca kararlar vermesiyle tanınan bir bölge olan Kaliforniya’nın kalbinde kuruldu. Kaliforniya merkezli kuruluş, bir dizi talihsiz yatırım kararının çökmesine yol açmasından önce, dünya çapındaki teknoloji şirketlerinin finansal ihtiyaçlarını karşılayan ABD’nin en büyük 16. bankasıydı.
SVB’ye ne oldu?
Teknoloji sektörünün tercih ettiği banka olarak bilinen SVB’nin hizmetleri, pandemi yıllarında yoğun talep gördü.
2020’nin başlarındaki Covid-19’un ilk piyasa şokunu yaratmasının ardından, tüketiciler mekanik/elektronik cihazlara ve dijital hizmetlere büyük harcamalar yaptı. Yeni kurulan şirketler ve yerleşik teknoloji şirketleri için de yeni dönem başladı.
Birçok teknoloji şirketi, maaş bordrosu ve diğer işletme giderleri için kullandıkları paranın hesabını tutmak için SVB’ye başvurdu ve bu da bir mevduat akışına yol açtı. SVB de mevduatın büyük bir kısmını tıpkı diğer bankaların yaptığı gibi bankasına yatırdı. İpotekle desteklenenler de dahil olmak üzere uzun vadeli ABD devlet tahvillerine büyük yatırımlar yaptığından bu durum bankanın çöküşünün tohumlarını atmasına neden oldu.
Tahvillerin faiz oranlarıyla ters bir ilişkisi bulunur; oranlar yükseldiğinde, tahvil fiyatları düşer. Federal Rezerv, enflasyonla mücadele etmek için oranları hızla artırmaya başlattığında, SVB’nin tahvil portföyü önemli ölçüde değer kaybetmeye başladı.
SVB bu tahvilleri vadesi gelene kadar birkaç yıl elinde tutabilseydi sermayesini geri alabilirdi. Bununla birlikte, özellikle teknoloji şirketlerinin etkilendiği son bir yılın içinde ekonomik koşullar git gide kötüleştiğinden, bankanın müşterilerinin çoğu da mevduatlarını çekmeye başladı.
SVB’nin elinde yeterli nakit olmadığından tahvillerinin bir kısmını büyük kayıplarla satmaya başladı, bu da yatırımcıları ve müşterileri korkuttu. En sonunda varlıklarını sattığını açıklaması ile iflas etmesi arasında ise sadece 48 saat vardı.
İflası Ne Tetikledi?
Bankaların varlıklarının yalnızca bir kısmını nakit olarak tuttukları göz önüne alındığında, müşterilerden gelen talep akışına karşı hassastırlar.
SVB’nin sorunları daha önceki yatırım kararlarından kaynaklanıyor olsa da, 8 Mart’ta 1,75 milyar dolarlık sermaye arttırımının açıklanması da çöküşü tetikleyen durumlardan biri oldu. Sonrasında yatırımcılara, zarar ettiren tahvil portföyünün satışından kaynaklanan bir deliği kapatmaları gerektiği söylendi.
Bunların ardından müşteriler artık SVB’deki derin mali sorunların farkına vardı ve toplu halde para çekmeye başladı.
İşletmelere ve hane halkına hizmet veren bir perakende bankanın aksine, SVB’nin müşterileri çok daha büyük hesaplara sahip olduğundan bu durum bankanın sonunu hızlandırdı.
Sermayeyi artıracağını açıklamasından iki gün sonra 200 milyar dolarlık değere sahip banka iflas ederek 2008’deki küresel finans krizinden bu yana ABD’deki en büyük ikinci banka iflası yaşandı.
Bu Bir Krizin Başlangıcı mı?
İflasın ardından artmaya başlayan endişeler, ABD hükümetinin banka müşterilerinin tüm mevduatlarını garanti altına alarak uyguladığı hızlı bir müdahaleyle kontrol altına alındı. Yatırımcıların gelecekteki fiyat hareketleri hakkında spekülasyon yapmasına olanak tanıyan finansal vadeli işlemler, verilen garantilere yanıt olarak ABD teknoloji sektörü lehine yükseldi.
Bu garanti uygulanmasaydı SVB hesabı sahiplerinin çalışanlarına ödeme yapamayacağına ve ekonomide dalgalar yaratacağına dair endişeler vardı.
Federal Rezerv, riske karşı koymak ve bankaların mevduat müşterilerinin taleplerini karşılamak için devlet tahvilleriyle desteklenen fonları ödünç almasına izin veren yeni bir program açıkladı.
Bu program, bankaların örneğin artan faiz oranları nedeniyle değer kaybeden devlet tahvillerini satmaya zorlanmasını önlemek için tasarlanmış. Bununla birlikte, teknoloji sektörünün daha başka endişeleri de var.
Son aylarda teknoloji sektörünün ekonomik koşulları kötüleştiği için art arda personel çıkarttığı bilinirken bir de mali desteğe ihtiyaç duydukları bir zamanda, en büyük mali destekçilerinden biri olan SVB’nin iflas etmesiyle teknoloji şirketlerinin bu yıkıcı etkiyi nasıl hafifletebilecekleri de ayrıca bir merak konusu oldu.
Derleyen: Ceren Korkmaz