Dijital tüketici araştırma şirketi Bulbshare tarafından yayımlanan yeni bir raporun çarpıcı bulgusu, “Z Kuşağı tüketicilerini hedeflemek isteyen herhangi bir şirket, geleneksel reklamcılığı acilen bırakmalı.” oldu.
Z kuşağının reklam konusundaki davranışlarını inceleyen bu rapor, neslin tüketicilerinin %99’unun eğer seçenek varsa “reklamı atla” butonuna bastığını ve yaklaşık üçte ikisinin çevrim içi reklamlardan kaçınmak için reklam engelleyiciler kullandığını ortaya koyuyor.
Bunu yapmalarının büyük ölçüde nedeni her gün gördükleri reklamların sayısı karşısında bunalmış hissetmelerinden kaynaklanmakta. Rapor, tüketicilerin yaklaşık dörtte üçünün reklam bombardımanına tutulduğunu hissettiğini gösteriyor. Aynı yüzde, kişilerin reklamlardan ve zamanlarına yapılan saldırılardan rahatsız olduklarını ortaya koymakta.
Bulbshare’in kurucusu ve CEO’su Matt Hay, “En iyi reklamlar her zaman yıkıcı olmuştur. Görmezden gelmek zor olmalı ancak bugünün markaları, belirsiz ama can sıkıcı bir gürültü duvarının parçası olma tehlikesiyle karşı karşıya.” diyor.
Son on yılda markalar, geleneksel reklam çabalarını, influencer pazarlama ile daha fazla desteklediler. Ancak müşteriler, büyük markalar ve yüksek profilli figürler arasındaki ilişkiye karşı daha güvensiz hale geldi.
Bulbshare’in araştırması, Z kuşağı tüketicilerinin %84’ünün influencerlara olan inancını kaybettiğini gösteriyor. Aslında, %86’sı, ücretli bir influencer yerine arkadaşının tavsiye ettiği bir ürünü satın almaya daha meyilli görünüyor.
Hay, “Bu orijinallik arzusu, markaların yalnızca tavsiye edilmeye değer ürünlere sahip olmalarını değil, aynı zamanda gerçekçi tavsiyelerin var olduğu topluluklar geliştirmelerini de zorunlu kılıyor.” dedi. “Aslında, Z Kuşağı tüketicileri arasında buna karşı gerçek bir açlık var. Bu nesil, sadece gerçekten önemsedikleri bir ürünü internette tanıtıyor. Ayrıca, %88’i markalarla iş birliği yapmaya gönüllü ve bundan heyecan duyuyor.” diyerek yeni topluluklar oluştururken Z jenerasyonunun bu topluluklara dahil edilmesi gerektiğini savunuyor.
“Tüketicilerin %81’inin bir reklam aracılığıyla tanıtılanlara kıyasla gerçek görüşlere güvendiği bir dünyada, tüketicilerin en iyi ihtimalle görmezden geleceği ve en kötü ihtimalle aktif bir kızgınlığa neden olacağı bir reklama para harcamaktansa, bir ürünün veya markanın gerçek savunucuları olmalarına izin vermek çok daha mantıklı.”
Derleyen: Damla Şayan