Pompeu Fabra Üniversitesinden bir ekibin araştırması, kalsiyum kontrolüyle görevli olan genin, Alzheimer hastalığının tedavisinde yeni bir yöntem alternatifi olabileceğini gösterdi.
Şu anda yaklaşık altı milyon Amerikalı Alzheimer hastalığı ile yaşıyor ve bu rakamın 2050 yılına kadar 13,8 milyona çıkması öngörülüyor. Umut vaat eden denemelerin sonuna gelindikçe araştırmacılar, bu yıkıcı nörodejeneratif hastalığın durdurulmasını sağlayacak herhangi bir atılım konusunda umutsuzluğa kapılıyor.
En son bulgular, 5.000’den fazla mutasyona uğramış maya örneği üzerinde yaptıkları hücre çalışmasıyla Alzheimer’ın düzenlenmesinde rol oynayan 238 geni ortaya çıkaran İspanya’daki uluslararası bir araştırma ekibinden geldi.
Barselona’daki Pompeu Fabra Üniversitesi (UPF) Moleküler Fizyoloji Laboratuvarı tarafından yürütülen çalışmada, Alzheimer ile bağlantılı 238 gen; mitokondriyal aktivite, protein çevirisi ve hücre içi kalsiyum düzenlemesiyle ilgiliydi. Ancak ikinci, işlevsel grupta öne çıkan bir gendi.
Surf4 olarak bilinen genin proteini, kalsiyumun hücrelere girişini düzenler ve AD dejenerasyonunun ayırt edici özelliği olduğuna inanılan amiloid beta protein toksisitesini artırır. Aşırı aktivitesi, kalsiyum mesajının hücreler arasında seyahat etme yeteneğini bozar ve amiloid beta toksisitesini hızlandırır.
Araştırmada amiloid beta toksisitesinin artmasında rol oynayan 81 genden biri iken, tanımlanan diğer 157 gen bu hücresel hasara karşı koruyucuydu.
UPF’den çalışma koordinatörü Francisco J. Muñoz, “Kalsiyum, bilgiyi dışarıdan hücre içine aktaran en önemli habercilerden biridir. Neredeyse tüm hücre fonksiyonlarında rol oynar. Dolayısıyla, kalsiyum girişini azaltan ve buna bağlı hücresel süreçleri iptal eden Surf4 proteini aşırı eksprese edildiğinde, nöronlar işlev göremez ve amiloid toksisitesine karşı çok hassas hale gelirler.”
Kalsiyum düzenlemesinin nöron yolaklarının kesintiye uğramasında rol oynadığı ilk kez düşünülmüyor. Bu aynı zamanda hücre ölümü ve nörodejenerasyonla da bağlantılı. Kalsiyum, en önemli hücre içi habercilerden biri olması ve özellikle nörotransmisyondaki rolüyle nöronlarda hücre fonksiyonu için hayatî önem taşıyor.
Ekip, bu genetik tablonun çok ihtiyaç duyulan yeni araştırma yollarına kapı açacağını umuyor.
Derleyen: Hatice Bulut