Cancer Research dergisinde yayımlanan çalışmaya göre College London Üniversitesi tarafından geliştirilen ve tümörleri gerçek anlamda aydınlatan yeni yöntem, doktorların tümörleri tespit etmesine ve yok etmesine yardımcı olabilir.
Yeni teknik, floresan boyalar kullanarak tümörlerin görsel bir haritasını oluşturmayı amaçlıyor. Böylece doktorlar ameliyat sırasında kanserli bölgeler ile sağlıklı dokuları birbirinden ayırt edebilecek.
Hastanın vücudunda baş gösteren kanserli hücreler, diğer organlara yayılarak “metastatik” adı verilen tümörler oluşturuyor. Bu tümörler doktorlar tarafından ameliyatla çıkarılabilse de bazen ameliyat, kanserin tamamını ortadan kaldıramayabiliyor. Fareler üzerinde yapılan çalışmada ekip, kimyasalların kan dolaşımına enjekte edildiği ve bu kimyasalların vücuttaki kanser hücrelerine bulaştığı “moleküler görüntüleme” adı verilen bir teknik kullandı. Bu kimyasallar, “Floresans” adı verilen bir işlem sırasında yanarak doktorların ameliyat sırasında tümörlerin çıkarılmayan kısımlarını tespit etmelerine yardımcı oluyor. Elde edilen görüntülerin görsel kalitesini artırmak için ise araştırmacılar, çıplak gözle görülemeyen kısa dalga kızılötesi ışık (SWIR) floresanını yakalayan HD kamera kullandılar.
Bilim insanları bu tekniğin çoğunlukla bebeklerde ve çocuklarda görülen bir kanser türü olan “nöroblastom” tedavisinde yardımcı olabileceğini belirtti. Bu hastalıkta tümör, vücudun çeşitli bölgelerinde bulunan olgunlaşmamış sinir hücrelerinde gelişiyor. Çocuklarda görülen kötü huylu tümörlerin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan ve pediatrik popülasyonda kansere bağlı ölümlerin yüzde 15’ine neden olan nöroblastom, pediatri doktorları ve cerrahları için en zorlu hastalıklardan biri olarak biliniyor.
Çalışma, yüksek riskli nöroblastom hastalarının ameliyatlarının çok zor olabileceğini çünkü bu tümörün karın ve göğüs boşluklarına, ana sinirlere, damarlara sızarak çevredeki organlara sıkıca bağlandığını belirtiyor. Ancak floresan boyalar kullanarak tümörlerin görsel bir haritasının çıkarıldığı teknik ile bu zorluğun çözülebileceğine inanılıyor.
Bu tümöre özgü tekniklerin birçoğunun geliştirilmiş olmasına ve yetişkin popülasyonun klinik çalışmalarında araştırılıyor olmasına rağmen henüz hiçbirinin pediatrik onkolojide kullanım için hazır olmadığı vurgulandı.
Derleyen: Deniz Akbulut