Porsche gibi otomobil şirketlerinin e-yakıt kullanma isteğinin amacı, sürücülerin hem araçlarındaki içten yanmalı motorlarını koruyabilmelerini hem de iklim değişikliğiyle mücadele edebilmelerini sağlamak. Bunun için sürücülerin yapmaları gereken tek şey, benzin yerine e-yakıt kullanmak.
Porsche, geçtiğimiz ay Şili’nin Patagonya bölgesinde yeni bir pilot tesis kurdu. Bu tesis, otomobil üreten bir tesis değil. Daha ziyade, elektrik kullanılarak hava ve sudan elde edilen, geleneksel benzine sentetik bir alternatif olan “e-yakıt” üreten bir tesis. ExxonMobil ve diğer enerji şirketleriyle ortak bir proje olan tesis; Porsche’nin 14 Şubat 2023 tarihli basın bülteninde övünerek belirttiği üzere, “iklim değişikliğiyle mücadelede daha sürdürülebilir bir gelecek için umudun sembolü”.
E-yakıt veya elektronik yakıt, elektrik yardımıyla havadaki karbondioksit (CO2) ile su moleküllerindeki hidrojen kullanılarak üretilen sentetik bir yakıt. Porsche’nin Patagonya tesisinde kullandığı alternatif bir yöntem, karbondioksit ile hidrojeni kullanarak metanol elde ediyor ve daha sonra bunu benzine dönüştürüyor.
Bir aracın benzin deposu, tıpkı benzin gibi sentetik e-yakıt ile doldurulabilir. Bununla birlikte, e-yakıtla çalışan araçlar tıpkı benzin gibi egzoz gazı kirliliği üretir. Ancak e-yakıt, yenilenebilir enerji ile üretilebilmektedir ki bu da e-yakıta yönelik iklim argümanını destekler nitelikte. E-yakıtın ürettiği karbondioksit emisyonları, yakıtın üretim sürecinde potansiyel olarak sıfırlanabilir ve bu da onu neredeyse karbon-nötr hâle getirir.
Fosil yakıtlara alternatif oluşturmak için hava ve sudan faydalanmak kulağa hoş gelse de süreç çok fazla enerji tüketiyor ve dayandığı teknolojiler hâlâ son derece pahalı. Yenilenebilir elektrik kullanılsa bile bu süreçte enerjinin büyük bir kısmı boşa harcanıyor.
Kâr amacı gütmeyen araştırma grubu Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi (ICCT)’ne göre enerji girdisinin yaklaşık yüzde 50’si, elektriğin hidrojene dönüştürülmesi ve ardından hidrojenin e-yakıta dönüştürülmesi sürecinde kayboluyor. Bu verimsizlik nedeniyle e-yakıtla çalışan bir otomobil, aynı mesafeyi gitmek için bir elektrikli aracın kullanacağından çok daha fazla elektrik yakıyor. ICCT’ye göre elektrikli araçlar yaklaşık dört kat daha fazla enerji verimliliğine sahip.
Almanya Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü (KIT) bünyesindeki Mikro Süreç Mühendisliği Enstitüsü direktörü Roland Dittmeyer’den e-yakıt konusunda iyimser bir açıklama geldi. Dittmeyer, elektrikli bir araç kullanıyor ancak güvenilir ve temiz bir elektrik şebekesine bağlı şarj altyapısına erişimi olmayan kişiler için e-yakıtın faydalı bir alternatif olabileceğini düşünüyor.
KIT, ulusal bir girişimin parçası olarak e-yakıt üretiyor. Bu girişim projesi; Volkswagen, Audi, bir Ford yan kuruluşu, Shell ve diğer endüstriyel ortaklar tarafından destekleniyor. Ancak araştırmanın odak noktası aslında otomobiller değil, uçaklar.
Araştırmacılar, e-yakıtın en iyi kullanım alanının havacılık olduğu konusunda hemfikir. Dittmeyer, The Verge’e şunları söyledi: “Binek otomobiller için öncelik akülerdir, ancak uzun bir mesafe boyunca akülerle uçma şansınız çok az.”
Aküler, otomobillerin yenilenebilir enerjiyle çalışmasını sağlamanın kolay bir yolu. Fakat akü teknolojisi, uçaklar için hâlâ çok ağır ve büyük olasılıkla uçakların daha az kirletici bir şekilde havalanması için öncelikle alternatif yakıtlara güvenilmesi gerekecek. Dittmeyer, e-yakıtla çalışan otomobillerin etrafında dönen tüm tartışmaların, havacılık için sentetik yakıt geliştirilmesi konusunun ikinci plana atılmasına sebep olacağından endişe ediyor.
Tüm eksikliklerine rağmen e-yakıt, AB’nin 2035 yılına kadar içten yanmalı motorlu araçların satışını yasaklamaya yönelik planını rayından çıkarmayı ya da en azından geciktirmeyi başardı. İklim politikası, neredeyse tamamlanmış bir anlaşmaydı fakat Almanya son dakikada fikrini değiştirmişti ve geleneksel otomobillerin e-yakıtla çalıştıkları sürece yollarda kalmasına izin verilmediği takdirde politikaya verdiği desteği geri çektiğini açıklamıştı.
Aktarılan yeni bilgilere göre Avrupa Birliği, Almanya’nın şartlarını kabul etti. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, 25 Mart 2023’te sosyal medyada yaptığı açıklamada, “Gelecekte, e-yakıtların otomobillerde kullanılması konusunda Almanya ile bir anlaşmaya vardık.” dedi.
Bu noktada politika, elektrikli araçların benimsenmesinde kilit bir rol oynuyor. Çin ve birçok Avrupa ülkesi sübvansiyonları azalttığı için küresel elektrikli araç satışlarında bu yıl düşüş yaşandı. Elektrikli araç satışları, bu değişimden önce yükselişteydi ve 2022 yılında yüzde 60 artmıştı. On yılın sonuna kadar satışlarının yüzde 80’inin elektrikli araçlardan oluşmasını planlayan Porsche, hem e-yakıt hem de elektrikli araçlar üzerine bahis oynuyor.
Derleyen: Görkem Süner