Uluslararası Dünya Dışı İstihbarat Araştırma Komitesindeki bilim insanı dünya dışı varlıklarla ilk temasımızın bir sinyal ile olacağını vurguluyor.
Yıl 2063 ve bilim insanı Zefram Cochrane, ışıktan hızlı yolculuğun imkânsız gibi görünen olasılıkların kilidini açan bir “warp motorunun (Yıldızlararası uzaklıklara ışık hızının pozitif katlarında yolculuğa olanak veren varsayımsal teknoloji.)” ilk başarılı test uçuşunu gerçekleştirdi.
Warp imzası, mürettebatı insanlığın nihayet uzaylılarla ilk temas için yeterince olgunlaştığını belirleyen yakındaki bir Vulcan gemisi tarafından tespit edilir. İşte, uzaylıların varlığından bu şekilde haberdar oluruz.
Jodrell Bank Astrofizik Merkezi direktörü ve Uluslararası Uzay Bilimleri Akademisi Dünya Dışı İstihbarat Arama (IAA SETI) Daimî Komitesinin şu an başkanı olan Prof. Michael Garrett , “Böyle bir senaryoyu göz ardı edebileceğinizi düşünmüyorum. Herhangi bir uzaylı uygarlığının bizden önemli ölçüde daha gelişmiş olması muhtemeldir. Gizlenmiş olabilirler.” dedi.
Garrett’a göre, zeki uzaylı yaşamı hakkındaki bilgimiz, bir geminin ani gelişinden ziyade dünya dışı bir sinyal alan bir gözlemevinden gelecek.
Garrett, “İlk adım, sinyalin bağımsız bir gözlemevi tarafından doğrulanması.” diyor ve daha geniş bir doğrulama gerçekleşene kadar keşfin gizli tutulması gerektiğini açıklıyor.
Keşif, hükümetler ve nihayetinde Birleşmiş Milletler tarafından kısa süre sonra halka uzaylılar ile ilgili temas haberi ile bildirilmeli.
Garrett, “Protokolün gerçekten benimsenip benimsenmeyeceği konusunda bazı şüphelerim var. Örneğin, sinyal bilgi açısından zenginse, bunun oralarda bir yerlerde akıllı bir medeniyet olduğuna işaret eden bir sinyalden çok daha büyük sonuçları olduğunu düşünüyorum. Sinyal, hükümetler tarafından çok çabuk anlaşılacak bir değere sahip olacak. Bilim insanları bir düzeyde kendilerini korumak zorunda. Protokollerde yazılanlar, uygulamada olanlarla aynı olmayabilir.” dedi.
Uzaylı sinyalinin doğasını veya sinyali anlayıp tercüme edip edemeyeceğimize bağlı olarak yanıt verip vermeyeceğimiz sorusu da kafalarda soru işareti.
Garrett, “Uzaya sinyal göndermek isteyen insanları durdurmak çok zor ve eğer orada gerçekten gelişmiş bir uygarlığınız varsa uzaylıların algılayabilecekleri bir sinyali iletmek çok uzun sürmeyebilir. Sinyal gönderecek küçük meraklı ve amatör gruplarınız olacağına şüphe yok. Ancak herhangi bir gruba, kişiye veya ülkeye tüm gezegen adına mesajlar gönderme yetkisi veren nedir? Şu anda BM’nin bu konuda bir görüşü olmasa da, Birleşmiş Milletler’in katılımının önemli olduğu yer burası.”diyor.
Star Terk’te yalnız olmadığımızın, yıldızların ötesinde yaşamın var olduğunun açığa çıkması insan ırkında derin bir değişikliğe yol açar.
Savaş veya açgözlülükten ziyade keşif ile insanlar daha aydın, daha birleşmiş ve nihayetinde daha motive olmuş olacak. Bununla birlikte, uzaylılara ne şekilde tepki verip vermeyeceğimizi de göreceğiz.
Garrett, “Birçok şeyin mesafeye bağlı olduğunu düşünüyorum. Uzaylılar Güneş Sistemi içindeyse o zaman insanların endişeleneceğini düşünüyorum ama galaksinin diğer tarafındalarsa bence insanlar bundan heyecan duyacak.” dedi.
Ayrıca Garrett, uzayda başka bir medeniyet bulunduğu takdirde bu durumun siyasi olgunluğu ve ahlakı iyi yönlü hızlandıracağını düşünmek istediğini vurguladı.
Derleyen: Serap Atabey