HIV ilacının, beynin Hungtington hastalığına ve bir tür bunamaya yol açan toksik proteinleri temizlemesine yardımcı olabileceği ve bunun nörodejeneratif bozukluklar için bir terapi olabileceği görülüyor.
Bu protein kümelerinin birikmesi, bilişsel gerileme ile bağlantılı bir durum. Fareler üzerinde yapılan araştırmalar, mevcut antiretroviral ilaç maravirok’un beynin bunları temizleme yeteneğini geri yükleyebileceğini gösterdi.
Selzentry (ABD) ve Celsentri (Avrupa) markaları altında satılan ilaç, genetiği değiştirilmiş farelerde beyin hücresi ölümünü azaltma ve hafıza kaybını yavaşlatma belirtileri gösterdi.
İlacın farelerde demansı veya Hungtington hastalığını gerçekten önlemeye yardımcı olup olmayacağını söylemek için henüz çok erken olsa da araştırma hakkında belki de en heyecan verici olan şey, nörodejenerasyona yol açan biyolojik bir yolu ve potansiyel bir yolu tanımlaması oldu.
Araştırmayı yöneten Cambridge Üniversitesi Birleşik Krallık Demans Araştırma Enstitüsünden sinir bilimci David Rubinsztein, “Maraviroc’un kendisi sihirli mermi olmayabilir, ancak ileriye dönük olası bir yol gösteriyor. Bu ilacın HIV tedavisi olarak geliştirilmesi sırasında, HIV’e karşı etkili olmadıkları için yol boyunca başarısız olan başka ilaç adayları da vardı. Bunlardan birinin nörodejeneratif hastalıkları önlemek için insanlarda etkili bir şekilde işe yaradığını görebiliriz.” dedi.
Bu son çalışmada Cambridge araştırmacıları, beyinde yanlış katlanmış Huntington protein kümelerinin birikmesiyle tetiklenen Huntigton hastalığını olarak bilinen ve beynin protein biriktirmesiyle bağlantılı bir demans biçimini deneyimlemek için genetik olarak tasarlanmış iki fare türü kullandılar.
Benzer şekilde Alzheimer hastalığı, amiloid-beta ve tau kümelerinin birikmesiyle de ilişkili.
Bunun gibi nörodejeneratif durumlarda, toksik protein kümelerinin birikmesi, sağlıklı beyin hücrelerinin parçalanması ve sonunda hücrelerin ölümüyle ilişkilendirilir. Bu da hafıza kaybı, kafa karışıklığı, ruh hali dalgalanmaları ve nihayetinde ölüm gibi semptomlara yol açar.
Genellikle vücut, beyindeki hücrelerin istenmeyen veya toksik proteinleri tükettiği, parçaladığı ve ortadan kaldırdığı otofaji olarak bilinen bir süreçle bu toksik proteinlerden kurtulur. Ancak nedeni bilinmeyen bir şekilde nörodejeneratif hastalığı olan hastalarda bu süreç başarısız sonuçlanıyor.
Genetiği değiştirilmiş fareleri kullanan Cambridge ekibi, hem Huntington hem de tau ile ilişkili bunamada otofajinin başarısız olmasına neden olan bir süreci sonunda tanımlayabildi ve ardından umut verici bir şekilde beyni eski ve sağlıklı haline getirdi.
Buldukları şey, genetiği değiştirilmiş farelerde, beyindeki mikroglia adı verilen bağışıklık hücrelerinin bir dizi molekülü serbest bırakmak için “aktive” hale gelmesiydi. Bu moleküller daha sonra CCR5 adı verilen nöronların dışında bulunan bir reseptörü de çalıştırır.
CCR5 açıldığında, otofajinin oluşmasını durdurur ve toksik protein kümelerinin birikmesine neden olur. Bu protein kümeleri, daha da fazla CCR5 reseptörünün aktivasyonuna yol açan pozitif bir geri besleme döngüsü oluşturur.
Bu döngünün oluşmasını engellemenin yollarını test etmek için araştırmacılar, CCR5’i devre dışı bırakmış özel bir fare türü yetiştirdiler. Bu fareler, yanlış katlanmış proteinlerin birikmesinden korunuyor gibi görünüyordu. Kontrol fareleriyle karşılaştırıldığında ise beyinlerinde daha az toksik küme vardı.
İlginç olan, CCR5’in sadece nörodejeneratif koşullarda yer almaması, reseptörün HIV tarafından hücrelerimize girmenin bir yolu olarak da kullanılması. Bu nedenle araştırmacılar maravirok’u test etmeye karar verdiler.
Genetiğiyle Huntington hastalığına sahip olacak şekilde tasarlanmış farelere ilaç ilk iki aylıkken dört hafta boyunca verildi. Araştırmacılar, tedavi süreci sonunda uygulanmayan farelere kıyasla tedaviye tabi farelerin beyinlerinde önemli ölçüde daha az toksik kümeleşme oluştuğunu gösterdi.
Bununla birlikte, tedavi edilmemiş fareler bile en az 3 aylık olana kadar Huntington’ın fiziksel semptomlarını göstermediğinden çalışma, ilacın semptomları azaltıp azaltamayacağını henüz kesin değil.
Ancak ekip, tau ile ilişkili bunamayı tetikleyecek şekilde tasarlanmış farelere de maravirok verdiğinde, ilacın sadece protein kümelerinin oluşumunu azaltmakla kalmayıp aynı zamanda beyin hücrelerinin kaybını da azalttığını gösterebildiler.
Maraviroc verilen fareler ayrıca nesne tanıma testlerinde tedavi edilmeyen farelerden daha iyi performans gösterdi, bu da ilacın hafıza kaybını yavaşlatmış olabileceğini düşünmelerini sağladı.
Rubinsztein, “Bu bulgular bizi çok heyecanlandırdı çünkü mikrogliamızın nörodejenerasyonu nasıl hızlandırdığına dair yeni bir mekanizma bulmadık, aynı zamanda potansiyel olarak mevcut, güvenli bir tedaviyle bile bunun kesintiye uğrayabileceğini gösterdik” diyor.
Derleyen: Ceren Korkmaz