Devam eden iklim krizi ciddi boyutlara ulaştı ve dünya, iklim krizine çözüm arıyor. İklim krizinin çözüm önerilerinden biri ise çöllerin su ile doldurulması.
Sahra’yı sel alması, gelecekte iklim değişikliği ile mücadele etmenin en iyi yolu olabilir mi?
Afrika’da yeni bir “deniz” oluşturulması ve Sahra’da büyük bir vaha yaratılması bilim camiasında ilk kez tartışılmıyor.
İklim krizinin gittikçe kötüleşmesi, uzun zaman önce tartışılan “çölün geniş alanlarını su ile doldurmak” fikrinin günümüzde yeniden yeşertti.
Yeni bir “deniz”, yaklaşık 5,33 milyon yıl önce Akdeniz’in kurumuş bir bölgesinin Zanclean seliyle gençleştiğini ve Akdeniz’i Atlantik Okyanusu’na yeniden bağladığını ortaya koyan Messiniyen tuzluluk krizi çalışmasının ardından ilk kez önerildi.
Akdeniz’in sel tarafından gençleştirilmesi göz önüne alındığında, İskoç mühendis Donald McKenzie, Batı Afrika’daki El Djouf havzasını sel basmasını önerdi, benzer sonuçlara ulaşmak için Sahra’yı da sular altında bırakma fikri bilim camiasında 1877’ye kadar tartışıldı.
Dünya iklim krizine çözüm ararken bu fikir popülerliğini yeniden kazanıyor.
Bir öneride, Orta Doğu’nun Ölü Deniz bölgesini, Kızıldeniz’den Ölü Deniz Çöküntüsü’ne kadar su kullanarak su altında bırakmaya odaklanılıyor.
Afrika’da uçsuz bucaksız bir deniz, iklim değişikliğiyle mücadele ve yeni bir yaşam merkezi oluşturmaya yönelik son derece yenilikçi bir adım olabilir. Ancak böyle bir projeyi öneren insanlar bile bunun ne kadar pahalı ve tehlikeli olduğunu kabul ediyor.
Sahra’da yeni bir deniz fikrinin işe yarayıp yaramayacağını ya da hayal ürünü olarak kalıp kalmayacağını zaman gösterecek.
Derleyen: Serap Atabey