California Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre bilim insanları karmaşık bir sürecin sonunda laboratuvarda çok yönlü, sentetik cyborg hücreleri geliştirmeyi başardı.
Bilim teknolojisi, insan yararına olabilecek her sınırı zorlamaya devam ediyor. Daha önceleri sentetik organlar geliştirmeyi başarabilen bilim insanları artık insan hücrelerinin de çözülmedik kodlarını bırakmayacak. Yeni geliştirilen hücreler gerçek hücrelerle kıyaslandığında yalnızca bölünmüyor veya büyümüyorlar.
Hücre mühendisliği mevcut hücrelere yeni işlevler kazandırmak ve sıfırdan sentetik hücreler oluşturmak üzere temelde iki yaklaşıma dayanıyor. Söz konusu bilim insanlarının ellerinde tuttukları argüman, yapay hücrelerin kanser gibi hastalıkların tedavilerini iyileştirmek gibi benzer uygulamalara sahip olabileceğini gösteren mevcut hücrelere yeni işlevler kazandırma yaklaşımını güçlendiriyor. Ancak California Üniversitesi mühendisleri, geliştirdikleri cyborg hücreleri ile yeni, üçüncü bir stratejinin kapısını araladı.
Araştırmacılar, temel olarak bakteri hücrelerini ele alıp hücrelere yapay bir polimerden elde edilen yeni elementler ekledi. Bu elementler, hücrenin içine girdikten sonra çapraz bağlanarak bir hidrojel matrisi oluşturmak için hücre zarını taklit etti. Yapılan araştırma sonucunda, cyborg hücrelerinin yüksek pH ve antibiyotik maruziyeti gibi normal hücreleri öldürecek stres etkenlerine karşı daha dirençli oldukları kanıtlandı.
Advanced Science’da yayımlanan makalede, hücreler üzerindeki doku numunelerine dayalı yapılan laboratuvar testlerinin, yeni geliştirilen hücrelerin kanser hücrelerini istila edebildiğini gösterdiği vurgulandı.
Araştırmacıların günün sonunda varmaya çalıştığı nokta, vücutta hastalıklara karşı direnmesi için geliştirilen aspirin veya antiboyitik gibi ilaçların yerini, tanımlanmış bir cyborg hücrelerin alması ya da yeni hücrelerin bu ilaçları vücudun en zor bölgelerine ulaştırmak için kullanılabilecek olması şeklinde özetlenebilir.
Derleyen: Muhammed Bayar