- İnsanların sesinin yıllar içinde oldukça farklı çıkmasının tek nedeni yaşlanmak değil.
- Yaşam tarzımız ve biyolojik faktörler de ses kalitemizi etkilemekte.
- Ses tellerimizde yaşa bağlı olarak meydana gelen bazı değişiklikleri engelleyemesek de ses kalitemizin ve yeteneğimizin bir kısmını sürekli kullanım yoluyla koruyabiliriz.
Ses telleri sesinizin üretilmesini sağlar ve gırtlakta bulunurlar. Hava, akciğerlerden çıkıp gırtlaktan geçtiğinde ses tellerinin titreşmesine neden olarak ses üretir.
Ses telleri üç ana bölümden oluşur: vokalis kası, vokal ligament ve bunları örten bir mukoza zarı. Bu, yüzeyi nemli tutar ve onları hasardan korur.
Ayrıca gırtlakta ses teli pozisyonunu ve gerginliğini değiştirebilen yaklaşık 17 kas daha var; böylece üretilen ses değişiyor.
Ergenlik öncesi ses tellerinin ürettiği seste çok az fark görülür. Ancak ergenlik döneminde hormonlar etkilerini göstermeye başlayınca gırtlağın yapısını değişir. Gırtlak, erkeklerde daha belirgin hâle gelir ve ses tellerinin uzunluğunu değiştirir. Ergenlikten sonra ses telleri erkeklerde yaklaşık 16 mm, kadınlarda ise 10 mm uzunluğuna sahip olur.
Kadınların ses telleri de ergenlikten sonra %20-30 daha ince hâle gelir. Bu daha kısa ve daha ince ses telleri, kadınların tipik olarak erkeklerden daha tiz seslere sahip olmasının nedeni.
Her Şey Yaşlanır
Vücudun hemen hemen her yerinde olduğu gibi, ses telleri de yaşlanır. Ancak bu değişiklikler herkes için o kadar belirgin olmayabilir.
Yaşlandıkça gırtlak, mineral içeriğini artırmaya başlar, daha sert ve kıkırdaktan çok kemiğe benzer hâle gelir. Bu değişim, özellikle erkeklerde otuzlu yaşların başlarında gerçekleşmeye başlayabilir. Bu durum ses tellerini daha az esnek hâle getirir.
Ses tellerinin hareket etmesini sağlayan kaslar da (diğer kaslarımız gibi) yaşlandıkça zayıflamaya başlar. Ses tellerini destekleyen bağlar ve dokular da elastik özelliklerini kaybederek daha az esnek hâle gelir.
Akciğer kas fonksiyonlarında da azalma olur ve bu da sesi oluşturmak için akciğerlerden atılan havanın gücünü azaltır. Koruyucu mukus üreten bezlerin sayısı da azalır. Böylelikle gırtlağı kontrol etme kabiliyeti azalır.
Yaşam Tarzı Etkeni
Ses telleri çoğu insanda büyük ölçüde aynı oranda yaşlansa da birçok yaşam tarzı faktörü, bu tellerin hasar görme riskini artırabilir ve böylece sesinizin çıkma şeklini değiştirebilir.
Örneğin sigara içmek, lokal enflamasyona ve mukoza üretiminin artmasına neden olur ancak mukozal yüzeyleri de kurutabilir. Alkol de benzer bir etkiye sahip. Zamanla bu faktörler ses tellerine zarar verebilir ve sesin tonunu değiştirebilir.
Larenjit için kullanılan steroid inhalerler gibi bazı reçetesiz ve reçeteli ilaçlar da sesi değiştirebilir. Kan sulandırıcılar da ses tellerine zarar verebilir ve polip oluşumuna neden olarak sesin törpülenmesine veya boğuk çıkmasına neden olabilir. Kas gevşeticiler de mide asidinin gırtlağa geri akmasına izin veren ilaç nedeniyle tahrişe ve ses teli hasarına yol açabilir. Neyse ki bu ilaçların neden olduğu tahriş ve değişiklikler, genellikle kullanımı bıraktıktan sonra kaybolur.
Bir diğer yaşam tarzı faktörü; genellikle şarkıcılarda, öğretmenler ve fitness eğitmenleri gibi iş sırasında sesini çok kullanan diğer kişilerde görülen aşırı kullanım olabilir. Bu durum, Reinke ödemi adı verilen ve sigaranın da neden olabileceği nadir bir duruma yol açabilir. Reinke ödemi, ses tellerinde sıvı şişmesine neden olarak sesin perdesini değiştirir ve genellikle daha kalın hâle getirir.
Ses Kalitemizi Korumak
Ses tellerimizde yaşa bağlı olarak meydana gelen bazı değişiklikleri engelleyemesek de ses kalitemizin ve yeteneğimizin bir kısmını sürekli kullanım yoluyla koruyabiliriz. Bu, birçok durumda şarkıcıların neden yaşla birlikte şarkı söylemeyen meslektaşlarına göre önemli ölçüde daha az ses değişikliği gösterdiğini açıklayabilir.
Her gün yüksek sesle şarkı söylemek ya da sesli okuma, ses tellerine yeterli egzersiz yaptırarak gerilemelerini yavaşlatabilir.
Ses tellerinize iyi bakmak önemli. Susuz kalmamak ve alkol ile tütün alımını sınırlandırmak, ses tellerimize verebileceğimiz hasarı önlemeye yardımcı olabilir.
Derleyen: Serap Atabey