- Amerikan Yazarlar Sendikası (WGA) ve Hollywood oyuncularını temsil eden SAG-AFTRA sendikası, ücret artışı ve adil gelir dağılımı konularında anlaşmaya varamayınca greve başladılar.
- Sendikalar, Netflix, Amazon ve diğer yayın platformlarından elde edilen karların adil şekilde paylaşılmasını talep ediyor ve sözleşmelerin sürelerinin kısaldığı, yazarlara revizyonlar için ödeme yapılmadığı gibi sorunları dile getiriyorlar.
- Greve katılan sendikalar ayrıca yapay zekânın oyunculuk mesleğine tehdit oluşturduğunu düşünerek, yapay zekanın kullanımına kısıtlamalar getirilmesini talep ediyorlar.
Amerikan Yazarlar Sendikası (WGA) üyeleri, Disney, Netflix, Amazon ve Apple gibi şirketler için programlar üreten stüdyoları temsil eden Sinema ve Televizyon Yapımcıları Birliği (AMPTP) ile ücret artışı konusunda anlaşmaya varamayınca 2 Mayıs’ta greve başlamıştı. Bu gidişata dur deme isyanına Hollywood oyuncularını temsil eden SAG-AFTRA sendikası da katıldı.
Bu durum, 10 hafta önce greve başlamış yazarların yanında oyuncuların da greve dahil olmasıyla, 1960 yılından bu yana hem yazarları hem de oyuncuları temsil eden sendikaların ilk kez aynı anda greve gitmesine neden oldu. Sektör oyuncuların da greve gitmesiyle birlikte Hollywood’da yapımların ilk kez tamamen durma noktasına gelebileceği tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Oyuncular Sendikası, yayın devleri olan Netflix, Amazon ve diğer benzer platformlardan elde edilen karların adil bir şekilde paylaşılmasını istiyor. Bu talep, oyuncuların yapımlarda yer aldıkları ve performans sergiledikleri için elde edilen kârların daha adil bir şekilde dağıtılmasını hedefliyor. Oyuncular, bu platformlardaki büyük gelir akışının paylaşılmasında daha adil bir sistem oluşturulmasını istiyor. Sendika da oyuncuların haklarını korumak, adaletli bir gelir elde etmek ve yapay zekânın etkisiyle mesleklerinin güvence altında olmasını sağlamak amacıyla mücadele ediyor.
Ayrıca, sözleşmelerin sürelerinin kısaldığı ve yazarlara revizyonlar veya yeni materyaller üzerindeki çalışmaları için genellikle ödeme yapılmadığı da gündeme gelen konular arasında yer alıyor. Sinema Endüstrisi İşçileri Sendikası (Screen Actors Guild – SAG) başkanı Fran Drescher, “Çok açgözlü kuruluşlar tarafından kurban ediliyoruz.” diyerek bu durumu eleştiriyor. Drescher ayrıca, birlikte çalıştıkları insanların davranış biçimine şaşırdığını ifade ediyor.
Bu sorunun merkezinde yayın hizmetlerinin kendileri yer alıyor. Yayıncılar, izleyicileri kendi hizmetlerine yönlendiren dizileri yapan kişilerin hoşnutsuzluğuna yol açacak şekilde, yayın verilerini uzun süredir gizli tutuyor. İzleyici verileri, sahne arkasındaki yazarlara yol göstermesi açısından çok önemli olsa da şu anda bu bilgileri elde etmelerinin bir yolu yok. Disney Plus’ın Andor dizisinin sorumlusu Tony Gilroy, geçtiğimiz günlerde The Wrap’e yaptığı açıklamada, Disney’den herhangi bir yayın verisine erişemediği için dizinin izleyici kitlesinin ne olduğu konusunda hiçbir fikri olmadığını söyledi.
Sendika, ayrıca yapay zekânın varoluşsal bir tehdit olduğu ve yapay zekânın oyunculuk mesleğini tehlikeye atabileceğine inanıyor. Bu nedenle, yapay zekânın yapımlarda kullanımına kısıtlamalar getirilmesini istiyorlar. Bu kısıtlamalar, insan oyuncuların rol aldığı ve performans sergilediği yapımların yapay zekâ tarafından tamamen veya büyük ölçüde yerine konmasını önlemeyi amaçlıyor.
WGA ve SAG-AFTRA tarafından gündeme getirilen sorunların çoğu, büyük yayıncıların kendi hizmetleri için program üretme yöntemleriyle ilgili. Ne de olsa yayıncılık sadece içerik izleme biçimimizi değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda içeriğin nasıl üretildiği üzerinde de büyük bir etkiye sahip oldu. İşlerin daha hızlı ve daha ucuza yapılması gerekiyor. Bu yüzden stüdyolar arka plandaki bir aktörün yüzünün haklarını almak, senaryo yazım şeklini değiştirmek gibi yenilikler yapmak istiyor. Böylece bunu yapay zekâ ile birleştirerek sonsuza kadar ucuz bir arka plan oyuncusu kaynağına sahip olabilecekler.
Bu işçi hakları krizi, Amerika Birleşik Devletleri’nin en üst düzey liderlerinden biri olan Başkan Joe Biden’ın da dikkatini çekmiş durumda. Beyaz Saray’dan yapılan bir açıklamada, Başkan Biden’ın “oyuncular da dahil olmak üzere tüm çalışanların adil ücret ve sosyal hakları hak ettiğine inandığını” belirtiyor. Sözcü Robyn Patterson, Başkan Biden’ın işçilerin grev hakkını desteklediğini ve tarafların karşılıklı yarar sağlayacak bir anlaşmaya varmalarını umduğunu dile getiriyor.
Ayrıca, Beyaz Perde Aktörleri Derneği ve Amerikan Televizyon ve Radyo Sanatçıları Birliği (SAG-AFTRA) üyelerinin grev nedeniyle bazı kısıtlamalarla karşı karşıya olduğunu da bildirdi. Üyelerin film prömiyerlerine katılması, yapımları için röportaj vermesi, ödül törenlerine katılması, film festivallerine iştirak etmesi ve sosyal medyada filmlerinin reklamını yapması yasaklanmış durumda.
Yönetmenler Sendikası (Directors Guild of America – DGA) ise haziran ayında kendi sözleşmelerinde müzakereleri başarıyla sonuçlandırdığı için greve katılmama kararı aldı. Ancak, DGA’nın, greve katılanları “güçlü bir şekilde desteklediğini” açıklaması, işçi hareketine verdiği destek açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Oppenheimer adlı merakla beklenen filmi yöneten ünlü yönetmen Christopher Nolan, grev sonuçlanıncaya kadar yeni bir film üzerinde çalışmayacağını açıkladı. Nolan, konunun kendisi ve filmin yıldızlarıyla ilgili olmadığını vurgulayarak, “Bu çalışan oyuncularla ilgili, ailelerini geçindirmeye çalışan televizyon programlarındaki yazarlarla ilgili.” dedi.
Oppenheimer filminin galasında grev başlaması nedeniyle oyuncular Cillian Murphy ve Emily Blunt erken ayrıldı. Christopher Nolan, ünlü oyuncuların grev pankartları hazırlamak üzere ayrıldığını belirtti. Filmde yer alan Matt Damon da grevin önemine dikkat çekerek, “Oyunculara ek ödemeler yapılmazsa sağlık sigortaları da olmaz, bu kabul edilemez bir durumdur.” şeklinde konuştu.
Succession dizisinin başrol oyuncusu Brian Cox, BBC’ye verdiği röportajda grevin yıl sonuna kadar sürebileceğini ifade etti. Cox, dijital platformları eleştirerek, “Bu platformlarda büyük paralar dönüyor ve amaçları bu parayı yazarlar veya oyuncularla paylaşmak değil.” dedi.
Ayrıca CNN’e konuşan George Clooney, grevin sektör için bir dönüm noktası olduğunu belirterek, birçok oyuncu ve yazarın hayatını sürdürebilme kabiliyetini kaybettiğini ifade etti. Clooney, sektörün hayatta kalabilmesi için değişim gerektiğini ve oyuncular için bu değişimin şimdi başladığını söyledi.
Bu durum, sinema endüstrisinde işçi haklarına odaklanan önemli bir krizi temsil ediyor. Yazarlar ve oyuncular, daha adil ücretler, gelir dağılımı ve mesleklerinin geleceğini koruma amacıyla mücadele ediyorlar. İlerleyen süreçte taraflar arasında yapılan müzakereler ve anlaşmalar, sektörün geleceği ve işçi haklarının korunması açısından büyük önem taşıyacak.
Derleyen: Dilara Melisa Yaman