- 2050 yılına kadar dünya genelinde 1,3 milyar insanın diyabet hastası olmuş olacağı öngörülüyor.
- 1,3 milyar kişi, şu anki diyabet hastaları sayısının iki katından fazlasına denk geliyor.
Bu kronik rahatsızlığın kalp sorunlarına, böbrek yetmezliğine ve bir dizi başka soruna yol açması nedeniyle diyabet “salgını”, toplumsal maliyetlerin ve sağlık maliyetlerinin artması anlamına geliyor.
Araştırmacılar Lancet dergisinde yayımlanan bir çalışmada, tip 2 diyabetin görülme sıklığındaki bu artışın büyük ölçüde obezitedeki artıştan kaynaklandığını belirtti. Şu anda hem tip 1 hem de tip 2 diyabetli yaklaşık 529 milyon insan olduğu tahmin ediliyor ki bu da dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 6,1’ini oluşturuyor.
Bu sayı arttıkça korkunç bir ironi ortaya çıkıyor; tıp ilerledikçe ve dünya ekonomileri büyüdükçe gerçek sağlığımız ve yaşam beklentimiz zarar görüyor. Genellikle kendi göreceli refahımızla bağlantılı koşullardan dolayı, halk sağlığı için garip ve karmaşık yeni zorluklar yaratılmış oluyor.
Somut olarak diyabet oranlarında öngörülen bu küresel artış, birçok sağlık sistemine yeni ve büyük bir yük getirecek. Diabetes Care dergisinde yayımlanan bir başka çalışmada, diyabetin ekonomik maliyetinin 2015 yılında dünya genelinde 1,3 trilyon dolar olduğu ve en kötü senaryoda 2030 yılına kadar 2,5 trilyon dolara kadar yükselebileceği öngörüldü.
Vücut yeterince insülin üretemediğinde veya kan şekerini düzenlemek için insülini etkili bir şekilde kullanamadığında ortaya çıkan diyabet; böbrekler, kalp ve sinirler gibi önemli vücut sistemleri üyelerine zarar verebilecek bir dizi soruna neden olabilir.
2021 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ veya WHO), 2030 yılına kadar ulaşılması gereken “tedavi hedefleri” ile birlikte diyabetin önlenmesine yönelik birkaç yeni girişim başlatmıştı, ancak diyabet küresel nüfusu yakıp yıkarken bunların herhangi bir etkisi olup olmayacağı henüz belli değil.
Derleyen: Görkem Süner