- Christopher Nolan’ın Manhattan Projesi ve atom bombasının tarihine odaklan “Oppenheimer” filmi, büyük ilgi uyandırdı.
- Son araştırmalar, “Trinity” atom bombası testinden çıkan radyoaktif maddelerin sadece 46 Amerika eyaletine değil, aynı zamanda Kanada ve Meksika’nın bazı bölgelerine de yayıldığını gösterdi.
- Bu çalışma, nükleer tesislerin yakınında yaşayan ve “downwinders” olarak bilinen insanlar için ciddi sağlık sorunlarına neden olan etkileri vurguluyor.
Christopher Nolan’ın “Oppenheimer” filmi, Manhattan Projesi’nin atom bombası tarihine ve adını aldığı karaktere ilgi uyandırdı. Princeton bilim insanlarının yaptıkları son araştırmalar, “Trinity” olarak bilinen Atom bombası testinden çıkan radyoaktif maddelerin yalnızca 46 ABD eyaletine değil, aynı zamanda Kanada ve Meksika’nın bazı bölgelerine de yayıldığını ortaya koyuyor.
Oppenheimer’ın atom silahının odak noktası, genellikle Hiroşima ve Nagazaki’deki yıkım olsa da bu yeni çalışma, A-bombasının dünya üzerindeki geniş etkisine ışık tutuyor. Oppenheimer dahil Manhattan Projesi üzerinde çalışan bilim insanları, patlamanın gücü ve geniş kapsamlı sonuçları hakkında tam olarak bilgi sahibi değillerdi. Öncelikle patlama alanı yakınındaki akut risklerle ilgilenmişler, düşük dozların daha büyük nüfuslar üzerindeki etkilerini göz ardı etmişlerdi.
Bu araştırmanın, nükleer tesislerin yakınında yaşayan ve maruziyet nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşayan “downwinders” için etkileri bulunuyor. Özellikle Trinity’nin yapıldığı New Mexico’da 1962 yılına kadar devam eden nükleer denemeler sonucunda birçok “downwinders” kalp hastalığı, lösemi ve diğer sağlık sorunlarından muzdarip oldu. Ne yazık ki bunların çoğu, hükûmetten herhangi bir tazminat almadı hatta tanınmadı.
Çalışma, Trinity testinden kaynaklanan radyoaktif maddelerin yakın çevrenin çok ötesine yayıldığını ortaya koyarak etkisinin geniş kapsamını vurguluyor. Makalenin yazarları, testin tarihi olan 16 Temmuz 1945’in insan faaliyetlerinin gezegeni önemli ölçüde ve zararlı bir şekilde etkilediğini belirtiyor. Bunun Antroposen çağının başlangıcı olarak kabul edilebileceğini bile öne sürüyorlar.
Derleyen: Merve Nur Sözen