Bu hafta UNESCO, Kore’deki şaşırtıcı gömü alanları ve Danimarka’daki Viking Çağı kaleleri dahil olmak üzere 41 yeni Dünya Mirası alanını açıkladı. Bu eklemeler, korunan alanların dünya çapındaki toplam sayısını 1.100’ün üzerine çıkararak olağanüstü evrensel değerlerini vurguluyor.
UNESCO, bu kararları Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde yapılan görüşmeler sırasında aldı. Görüşmeler hâlen devam ettiği için UNESCO, bugün bir alanı daha koruma altına alabilir ve Madagaskar’ın Andrefana Kuru Ormanları gibi mevcut alanların kapsamını da genişletebilir.
Yeni belirlenen alanlar, insanlık tarihinin ve doğa harikalarının zengin dokusuna bir bakış sunuyor. Bu duyuru, dünyanın en olağanüstü yerlerini korumaya ve kutlamaya yönelik süregelen kararlılığı ortaya koyuyor.
Kültürel Alanlar
Jingmai Dağı’nın Eski Çay Ormanları, Çin

Jingmai Dağı’nda yer alan bu kültürel manzara, binlerce yıl önce inşa edilen çay tarlaları ve köylerden oluşuyor. Çay bitkileri, dağın 1,5 metreye kadar yağmur getirebilen subtropikal muson yağmurlarına maruz kalması nedeniyle özellikle bu bölgede gelişiyor. Yerli topluluklar da asırlık törenlere ve doğa odaklı kutlamalara katılırken bu bitkileri izliyor. UNESCO’ya göre bu, öncelikle ruhların çevredeki bitki örtüsü arasında yaşadığına dair çay ataları inancını ifade ediyor.
Gaya Tümülüs Mezar Höyükleri, Güney Kore

Bu olağandışı höyükler, MS 1. ila 6. yüzyıllar arasında Orta-Güney Kore’yi yöneten Gaya Konfederasyonunun antik mezar alanları. Bu alanların şeklinin, liderlerin “kültürel ortaklıkları paylaşırken özerk siyasi eşitler” olarak var olduğu siyasi sistemi de simgelediğine inanılıyor.
UNESCO, “Yeni mezar biçimlerinin ortaya çıkması ve tümülüs alanlarındaki mekansal hiyerarşinin yoğunlaşması, Gaya toplumunun tarihi boyunca yaşadığı yapısal değişiklikleri yansıtıyor.” açıklamasında bulundu.
Geyik Taşı Anıtları, Moğolistan

Bu girift süslemeli geyik taşları, Geç Tunç Çağı’nda (MÖ 1200 – 600) törenlerin ve cenazelerin bir parçası olarak kullanılmıştı. Yaklaşık 4 metre yüksekliğindeki bu sütunlar, geyik resimleriyle oyulmuş ve Moğolistan’daki bir dizi kurban sunaklarında bulunuyor.
UNESCO komitesi, “Son derece stilize veya temsili geyik gravürleriyle kaplı geyik taşları, MÖ 2. ve 1. binyıllar arasında gelişen ve daha sonra yavaş yavaş ortadan kaybolan Avrasya Tunç Çağı göçebelerinin kültürüne ait hayatta kalan en önemli yapılar.“ dedi.
Gedeo Kültürel Manzarası, Etiyopya

Doğal çevreye büyük önem veren yerli Gedeo topluluğunun diniyle yakından bağlantılı olan bu anıtlar, Ana Etiyopya Yarığının doğu kenarı boyunca uzanan kutsal ormanların kalbinde yer alıyor. Topluluk, aynı zamanda kahve ve diğer bitkileri yetiştirirken yerel orman yönetimini desteklemek için asırlık gelenekleri de kullanıyor.
Tarih Öncesi Talayotik Menorca Siteleri, İspanya

Bu alışılmadık megalit, Stonehenge’e esrarengiz bir benzerlik taşısa da aslında İspanya’da bulunuyor. “Taylot” olarak bilinen yapı, Batı Akdeniz’deki Menorca adasında bulunan birçok Bronz Çağı yapısından biri. Bu oluşumların birçoğunun savunma amaçlı kullanıldığı düşünülse de diğerleri net olarak anlaşılamamış.
Koh Ker, Kamboçya

Kamboçya ormanının merkezinde yer alan bu antik alan, MS 928’den 944’e kadar çok sayıda kutsal tapınak ve kutsal alandan oluşuyor. Sitenin, 23 yıllık bir süre boyunca inşa edildiğine ve bir zamanlar tüm Khmer İmparatorluğu’nun başkenti olduğuna inanılıyor. Sanatsal ifadenin şehrin merkezinde olduğunu gösteren bir dizi heykel, yazıt ve duvar resmi bugün hâlâ burada mevcut.
Viking Çağı Kaleleri, Danimarka

Halka şeklindeki yapılar, UFO benzeri ekin çemberleri gibi görünse de aslında Viking Çağı kaleleri. Norsemen olarak da bilinen Vikingler; İskandinavya’dan gelen, Avrupa çapında vahşet ve şiddetleriyle tanınan bir grup denizciydi. MS 793’ten 1066’ya kadar süren yolculuklarında Kuzey Afrika ve Orta Doğu’ya kadar ulaşmış olabilecekleri düşünülüyor.
Aggersborg, Fyrkat, Nonnebakken, Trelleborg ve Borgring’deki halka şeklindeki kaleleri, önemli kara ve deniz yollarının yakınında stratejik olarak konumlandırılmıştı. Halka şekillerinin asıl amacı, bugüne kadar bir sır olarak kaldı.
Antik Eriha/Tell Es-Sultan, Filistin Devleti
Kazan Federal Üniversitesi Astronomi Gözlemevleri, Rusya Federasyonu
Kınalık Halkının Kültürel Peyzajı ve “Köç Yolu” Yaylacılık Rotası, Azerbaycan
Cerbe: Bir Ada Bölgesindeki Yerleşim Düzenine Dair Tanıklık, Tunus
ESMA Müzesi ve Hafıza Alanı Eski Gizli Gözaltı, İşkence ve İmha Merkezi, Arjantin
Franeker’deki Eisinga Planetaryumu, Hollanda
Gaya Tümülüsleri, Kore Cumhuriyeti
Gordion, Türkiye
Hopewell Tören Toprak İşleri, Amerika Birleşik Devletleri
Erfurt’un Yahudi-Ortaçağ Mirası, Almanya
Jodensavanne Arkeolojik Alanı: Jodensavanne Yerleşimi ve Cassipora Creek Mezarlığı, Surinam
Soykırım anma yerleri: Nyamata, Murambi, Gisozi ve Bisesero, Ruanda
Modernist Kaunas: İyimserliğin Mimarisi, 1919-1939, Litvanya
Ulusal Arkeoloji Parkı Tak’alik Ab’aj, Guatemala
Kuldīga’nın Eski Kenti, Letonya
Hoysalaların Kutsal Toplulukları, Hindistan
Santiniketan, Hindistan
İpek Yolları: Zarafşan-Karakum Koridoru Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan
Si Thep Antik Kenti ve İlgili Dvaravati Anıtları, Tayland
Yogyakarta’nın Kozmolojik Ekseni ve Tarihi Simgesel Yapıları, Endonezya
Nîmes Maison Carrée, Fransa
Pers Kervansarayı, İran
Tr’ondëk-Klondike, Kanada
Ortaçağ Anadolusunun Ahşap Hipostil Camileri, Türkiye
Zagori Kültürel Peyzajı, Yunanistan
Žatec ve Saaz Şerbetçiotu Manzarası, Çekya
Doğal Alanlar
Anticosti, Kanada

Quebec’in en büyük adasında yer alan bu kıyı şeridinin, Dünya’nın ilk kitlesel yok oluşunun en iyi korunmuş fosil kaydı olduğuna inanılıyor. Bunun, 447 milyon yıl önce çoğu canlının okyanuslarda yaşadığı bir dönemde oksijen seviyelerinin düşmesi nedeniyle meydana geldiği düşünülüyor.
UNESCO, “Fosillerin bolluğu, çeşitliliği ve mükemmel şekilde korunması olağanüstü ve dünya standartlarında bilimsel çalışmalara olanak sağlıyor. Binlerce geniş yatak yüzeyi, eski bir tropik denizin sığ deniz tabanında yaşayan kabuklu ve bazen yumuşak gövdeli hayvanların gözlemlenmesine ve incelenmesine olanak tanıyor.” ifadelerinde bulundu.
Bale Dağları Milli Parkı, Etiyopya

UNESCO; Etiyopya’nın Bale Dağları’nı geniş vadileri, ormanları ve sayısız şelalesi sayesinde “olağanüstü güzellikte bir mozaik” olarak tanımladı. Arazinin benzersiz şekli, yıllar önce meydana gelen lav püskürmeleri ve buzullaşmanın bir sonucu.
UNESCO, “Mülk, ekosistem, tür ve genetik düzeylerde çeşitli ve benzersiz biyolojik çeşitliliği barındırıyor. Parkın içinden çıkan, su sağlayan, Etiyopya içinde ve dışında milyonlarca insanın geçimini desteklediği tahmin edilen beş büyük nehir var.” dedi.
Evaporitik Karst ve Kuzey Apeninler Mağaraları, İtalya

İtalya’daki bu inanılmaz bölge, yaklaşık 100 km içinde 900’den fazla mağaradan oluşuyor. Kumtaşındaki minerallerin korunmasını ifade eden, dünyada ilk ve en iyi çalışılan evaporitik karst olduğuna inanılıyor.
UNESCO komitesi, “Yüzeyin 265 metre altına ulaşan, var olan en derin alçı mağaralarından bazılarını da içeriyor.” dedi.
Turan’ın Soğuk Kış Çölleri Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan
Odzala-Kokoua Orman Masifi, Kongo
Nyungwe Ulusal Parkı, Ruanda
Tigrovaya Balka Doğa Koruma Alanı’nın Tacikistan Tugay Ormanları
Pelée Dağı Volkanları ve Ormanları ile Kuzey Martinik Pitonları, Fransa
Uruk Bani Ma’arid, Suudi Arabistan
Derleyen: Eliz Canyurt