- Gözetim altında bakımı yapılan iki şişe burunlu yunus (Dolly, Donna), araştırma görevlilerine, burunları ile sudaki zayıf elektrik alanlarını algılayabildiklerini kanıtladılar.
- Yapılan deneyler, yetişkin şişe burunlu yunuslar ile Guyana yunuslarının burunlarındaki “vibrissal kript” adı verilen hassas gözenekler yardımıyla algılama yapabildiklerini gösterdi.
- Araştırmacılar, bir yunusun Dünya’nın manyetik alanının zayıf olduğu bir bölgede yavaşça yüzmesi halinde yaklaşık 2,5 mikrovoltluk zayıf bir elektrik alanı oluşturabileceğini açıklıyor.
Dünyada üzerinde en çok çalışma yapılan deniz memelilerinden biri olan yunusların gizli bir altıncı hissi barındırdığı ortaya çıktı. Gözetim altında bakımı yapılan iki şişe burunlu yunus (Tursiops truncatus), Almanya’daki Rostock Üniversitesi ve Nürnberg Hayvanat Bahçesindeki araştırma görevlilerine, burunları ile sudaki zayıf elektrik alanlarını algılayabildiklerini kanıtladılar. Bu keşif, bazı deniz memelilerinin kuma gömülü haldeki küçük canlıların elektrik akımlarını gerçekten algılayabildiği ihtimaline işaret ediyor. Yunuslar bu yeteneklerini Dünya’nın manyetik alanını algılamak için bile kullanabilir.
Bugüne kadar dünya üzerinde sadece bir “gerçek” plasental memeli türünün elektroreseptörlere sahip olduğu tespit edilmişti. On yıldan biraz daha uzun bir süre önce bilim insanları, Guiana yunusunun (Sotalia guianensis) kendine özgü elektriksel algılama sistemi olduğunu buldular (bu sistem balıklar, amfibiler, ornitorenkler ve ekidnalar gibi monotremlerden doğal olarak daha farklı).
Yapılan deneyler, yetişkin şişe burunlu yunuslar ile Guyana yunuslarının burunlarındaki “vibrissal kript” adı verilen hassas gözeneklerin yardımıyla benzer bir algılama yapabildiklerini gösterdi. Deneylerde, şişe burunlu yunuslar, santimetre başına 2,4 ve 5,5 mikrovolta kadar zayıf elektrik alanlarını algılamak için gözeneklerini kullanıyor. Araştırmacılar bu gözeneklerin “ornitorenklerinkiyle aynı büyüklükte” ve Guiana yunuslarıyla benzerlik gösteren bir algılama eşiği olduğunu söylüyor.
Son bulgular yalnızca Nürnberg Hayvanat Bahçesindeki Dolly ve Donna adlı iki şişe burunlu yunustan elde edildi. Bu canlıların algılama duyularını vahşi doğada nasıl kullandıklarını anlayabilmek için daha fazla deney yapılması gerekiyor. Bununla birlikte, araştırmacıların yunuslardaki elektroreseptörlerin yiyecek aramalarında ne derece etkili olduğunu sorgulamak için nedenler var.
1990’larda araştırmacılar şişe burunlu yunusların balıklarla birlikte yüzmeden önce kuma kafa üstü (bazen göğüs yüzgeçlerine kadar) daldıklarını fark ettiler. “Krater besleme” adı verilen bu yiyecek arama stratejisinin esas olarak ekolokasyon yoluyla işlediği düşünülüyordu. Ancak yeni kanıtlar bu beceride elektroresepsiyonun da rol oynayabileceğini gösteriyor.
Sudaki tüm organizmalar elektrik doğrusal akım alanları (DC) üretiyor ve bir balık solungaçları aracılığıyla nefes alırken bu elektrik alanları alternatif akımların (AC) darbelerine dönüşebiliyor. Şişe burunlu ve Guyana yunuslarının “DC” ve “AC” alanlarını pasif olarak algılaması, kumda saklanan küçük canlıları bulmalarını sağlayabilir. Almanya’daki bilim insanları, deneyler kapsamında Dolly ve Donna’yı burunlarını suyun içinde elektrotlar bulunan metal bir çubuğa dayamaları için eğittiler. Deneyi gerçekleştiren kişi yunus sakinleştiğinde ona rastgele oluşturulmuş bir uyaranı sundu. Deneyde hayvan ya bir elektrik uyaranına yönlendirildi ya da herhangi bir yönlendirmede bulunulmadı. Yunuslar, elektrik alanını algıladıktan sonra beş saniye içerisinde uyarandan uzaklaşmak üzere eğitildi, eğer bir şey hissetmezlerse en az 12 saniye boyunca aynı noktada kaldılar. Araştırmacılar birkaç gün süren deneyler boyunca yunuslara sunulan elektrik alanının gücünü azalttı.
Dolly ve Donna adlı yunuslar, kendilerine santimetre başına 125 mikrovoltun altında DC elektrik alanı sunulduğunda, sinyalleri %90 doğruluk oranıyla, nasıl algılamaları gerektiğini öğrendiler. Saniyede 5,4 mikrovoltta Dolly’nin performans oranı %50’ye düştü. Araştırmacılar, yunusların eğitime devam etmekte isteksizleştiğini ve performanslarının düştüğünü söylüyor.
Donna hâlâ santimetre başına 3 mikrovoltluk elektrik sinyallerini yaklaşık %80’lik bir doğruluk oranıyla tespit ederken, 2 mikrovoltta ise performans oranı %33’e geriledi. Yunuslar titreşimli elektrik alanlarına maruz kaldıklarında dahi sırasıyla santimetre başına 28,9 mikrovolt ve 11,7 mikrovolt gibi zayıf sinyalleri de algılayabildi.
Bilim insanları, en zayıf elektrik alanları test edilirken Dolly’nin burnunu “sanki bir elektrik uyaranı arıyormuş gibi” ileri geri salladığını fark ettiler. Bu “kıpırdama” hareketi krater beslenmeleri sırasında da yaygın olarak görülüyor. Bu hareketler, ornitorenklerin elektroreseptörleriyle yemek ararken gagalarını ileri geri oynatmasına benzer şekilde, avın tespit edilmesini potansiyel olarak arttırabilir.
Araştırmacılar, “Bu hesaplamalar dikkate alındığında, mevcut çalışmada şişe burunlu yunuslar için belirlenen eşikler, köpekbalıkları için düşünülen aynı balık türlerini, 3-7 cm mesafeden tespit edebileceklerini gösteriyor.” diye yazıyor.
Ekolokasyon sistemi, yunusların burunlarının kumun 30 santimetre derinliğinde bile katı cisimleri tespit edebilmelerini sağlıyor. Ancak kraterle beslenme sırasında yunusların burnu ve gözleri gömülüyor. Dolayısıyla yankılanma ve saçılma gibi etkiler nedeniyle nesnelerin ekolokasyonla tespit edilmesini muhtemelen sınırlı hale geliyor.
Araştırmacılar, bir yunusun Dünya’nın manyetik alanının zayıf olduğu bir bölgede yavaşça yüzmesi halinde, teorik olarak vücudunun bulunduğu yerde santimetre başına yaklaşık 2,5 mikrovoltluk zayıf bir elektrik alanı oluşturabileceğini açıklıyor.
Çalışma Journal of Experimental Biology dergisinde yayımlandı.
Derleyen: Burçin Bağatur