- Bu yılın başlarında ortaya çıkan ve bir süredir kayıp olan, Rembrandt’ın en küçük portre resimleri Amsterdam’daki Rijksmuseum’da sergilenmeye başlandı.
- Rijksmuseum, portrelerde yaptığı X-radyografi, kızılötesi fotoğrafçılık ve reflektografi, makro X-ışını floresanı, stereomikroskopi ve boya örneği analizlerinin ardından sanatçıya ait atıflar tespit edildi.
- Müzenin 17. yüzyıl Hollanda Resmi Küratörü Jonathan Bikker, eserlerdeki stil, boya ve yapılan değişikliklerin Rembrandt’ın tarzıyla eşleştirdiğini söylüyor.
Bu yılın başlarında ortaya çıkan ve Rembrandt tarafından yapılmış olan en küçük portre resimler Amsterdam’daki Rijksmuseum’da sergilenmeye başlandı. Rijksmuseum, portrelerde yaptığı X-radyografi, kızılötesi fotoğrafçılık ve reflektografi, makro X-ışını floresanı, stereomikroskopi ve boya örneği analizlerinin ardından elde edilen “ikna edici kanıtlar” sayesinde sanatçıya ait atıflar tespit edilerek portreler temmuz ayında Christie’s tarafından Londra’da açık artırmaya çıkarıldı. Müzenin 17. yüzyıl Hollanda Resmi Küratörü Jonathan Bikker, “Bu akıl almaz bir olay. Bilinirliği olmayan eserler neredeyse hiç ortaya çıkarılamazlar. Gerçekten onları insanlara gösterebilmek istedik.” diyor.
Bikker, eserlerdeki stil, boya ve yapılan değişikliklerin Rembrandt’ın tarzıyla eşleştirdiğini söylüyor. “Bu resimler, tarzları göz önüne alındığında, çok kabataslak ve spontane yapılmış eserler, bunlar bir kopyacının yapamayacağı bir şey.” diyor ve “eserlerde pentimenti de (önceki resmin izleri) dahil çok küçük değişiklikler var; bir kopya yapıldığında tam ve kesin olmaya çalışılınır ancak Rembrandt eserlerinde karakteristik olarak boyama sırasında değişiklikler yapıyor.” diye ekliyor.
Leiden’li zengin bir tesisatçı olan Jan ve Jaapgen ile eşine ait küçük oval resimler neredeyse iki yüzyıl yıldır özel bir aile koleksiyonunda kayıptı. 11,2 milyon Sterlin değerindeki tablolar, kapsamlı araştırmaların ardından Hollandalı ustanın eserlerinin bir parçası olarak kabul edilerek Rijksmuseum’da uzun süreli ödünç olarak sergilenmeye başlandı.
Bu eserler aslında Rembrandt’a atfedilmeyen iki büyük eserin daha küçük versiyonları. Ancak Amsterdam şehir arşivcisi Isabel van Eeghen’in 1977’de 1760 yılına ait bir müzayede kataloğunda dört parçayı da keşfetmesinin ardından ilk kez Hollandalı sanatçının eserlerinin varlığı fark edildi. Sanatçının aile dostları olan 69 yaşındaki Jan Willemsz van der Pluym ve 70 yaşındaki Jaapgen Caerlsdr’ın 19,9 cm’ye 16,5 cm boyutlarındaki tasvirleri, 1635 yılında muhtemelen Rembrandt tarafından, Amsterdam’ın en çok aranan portre sanatçısı olduğu bir dönemde portreleri “çifte bir hediye olarak” çizilmiş olabilir. Bikker, Jaapgen’in bir vaftiz töreni için Amsterdam’ı ziyaret ettiği sırada ve daha sonrasında eserin daha büyük kopyalarını yaptırma niyetiyle Rembrandt’tan portrelerin orijinal halini istemiş olabileceğini düşünmekte.
Van der Pluym ailesi, oğullarını (Dominicus) 1624 yılında Rembrandt’ın kuzeni Cornelia Cornelisdr van Suytbroek ile evlendirdikten sonra Rembrandt’ın ailesiyle yakın bir bağ kuruyor. Ailesi bu yılın başlarında portreleri satın alan koleksiyoner Henry Holterman’a, Rijksmuseum’un araştırması dolayısıyla portreleri uzun süreli olarak ödünç verdi. Rijksmuseum’un müdürü Taco Dibbits şunları söyledi: “Jan ve Jaapgen portreleri, ziyaretçileri Rembrandt’ın aile dostlarına ve çevresine daha da yakınlaştıracak. Resimlerin milyonlarca insanın keyfini çıkarabilmesi için Rijksmuseum’a emanet edilmesi harika bir durum.”
Derleyen: Burçin Bağatur