- Bilim insanları, yaptıkları yeni bir çalışmayla hayal kurmanın öğrenme ve hafıza üzerindeki olumlu etkilerini buldu.
- Yapılan çalışma kapsamında hayal kurmanın bazı nöronal bağlantıları güçlendirdiği gözlemlendi.
- Bunula beraber bilim insanları, fazla hayal kurmanın da hafıza ve dikkat üzerinde olumsuz etkileri olabileceği hakkında uyardı.
Harvard Üniversitesindeki bilim insanları, fareler hayal kurduğunda veya daha önce gördükleri bir şeyi düşündüklerinde, beyinlerinin hafıza ve öğrenme için olumlu bir şekilde yenilendiğine dair kanıtlar buldu. Çalışmada 13 fareye, başka hiçbir uyarıcı olmayan bir ortamda gün boyunca 64 kez, ikişer saniye sürecek şekilde iki farklı siyah-beyaz görüntü gösterildi. Bu deneyler, birkaç gün boyunca tekrarlandı. Harvard’daki ekip farelerin sekizinin beynindeki görsel korteks ve hipokampustaki sinir hücreleri de dahil olmak üzere, 7.000 nöronun elektriksel aktivitesini izledi.
Farelerin görüntü gözden kaybolduktan sonra da görüntüyü zihinlerinde canlandırabildikleri gözlemlendi. Görsel korteksin artık orada olmayan bir görüntüyü görselleştirmekle meşgul olduğu bu “hayal” durumu, yalnızca fare uyarılmadığında, sakin ve rahat bir durumdayken ortaya çıktı. Sonuç olarak her iki görüntü de farelerin görsel korteksinde farklı birer nöral aktiviteyi tetikledi. Bulgular, fare beyninin her görüntüyü farklı bir nöral aktiviteyle kodladığını gösterdi.
Asıl ilginç olan, bu görüntüler boş bir bilgisayar ekranıyla değiştirildikten sonra fare görsel korteksinin, bazen yeniden etkinleşerek kaldırılan görüntüye benzer bir nöron modelini oluşturmasıydı. Görsel korteksteki bu kısa süreli yeniden aktivasyon genellikle hipokampüsteki keskin dalgalanmalarla birleşti. Bu da beynin bir uyaran olmamasına rağmen görsel bilgiyi etkili bir şekilde kodladığının işaretiydi. Ayrıca zamanla, bir görüntüyü görürken oluşan beyin aktivitesinin, o görüntü hakkında hayal kurarkenki beyin aktivitesine benzemeye başladığı da gözlemlendi. Bu, hayal kurmanın bazı nöronal bağlantıları güçlendirirken bazılarını zayıflattığının ve genel olarak daha verimli bir uyaran yanıtı oluşturduğunun işaretiydi.
Harvard Üniversitesinden nörobiyolog Nghia Nguyen konuyla ilgili, “İki farklı görüntüyü birçok kez gördüğünüzde, bunlar arasında ayrım yapmak zorlaşır. Bulgularımız ise hayal kurmanın iki görüntüyle ilişkili sinirsel örüntüleri birbirinden uzaklaştırarak bu sürece rehberlik edebileceğini gösteriyor.” dedi. Bilim insanları bu uyarılmamış, hayal durumunun uykuya benzer bir etkiye sahip olabileceğini, anıları pekiştirebileceğini ve öğrenmeyi geliştirebileceğini düşünüyor. Nguyen, “Bu hayal kurma sürecinin nörobiyolojik düzeyde nasıl gerçekleştiğini ve bu sessiz düşünme anlarının öğrenme ve hafıza için önemli olup olmadığını bilmek istiyoruz.” diyor.
Bulgular, beyin uyarılmadığında, zihinsel görüntülerin hayali bir dünyaya kayabileceğini düşündürüyor. Söz konusu hayali dünyada, beynin gelecekteki uyaranlara karşı tepkileri zihinsel imgeler aracılığıyla aktif olarak yeniden düzenleniyor. Bunun insan beyni için de geçerli olup olmadığı bilinmiyor. Ancak önceki bulgular da bu çalışmayı destekler nitelikteydi. Bulgular, insanlardan bir görüntüyü hatırlamaları istendiğinde görsel korteks ve hipokampüslerininin, beyin aktivitesini artırdığını göstermişti. Ayrıca diğer çalışmalar, daha fazla hayal kuran insanların dikkat dağıtıcı bir ortamda anıları hatırlamada daha iyi olduklarını da kanıtlamıştı. Ancak insan sağlığı üzerindeki iyi etkilerin de fazlası zararlı olabilir. Bazı bilim insanları, çok fazla hayal kurmanın da dikkat dağınıklığı ve kısa süreli hafızada zayıflama gibi olumsuz etkileri olabileceği hakkında uyarıyor.
Derleyen: Fatma Ebrar Tuncel