- Yeni bir çalışma, sim parçalarının su kütlelerine nüfuz eden Güneş ışığı miktarını azalttığını ve bazı su bitkilerinin fotosentez yapma yeteneğini potansiyel olarak bozduğunu gösteriyor.
- Bir mikroplastik olan sim, tipik olarak bozulmaya karşı direnç göstererek çevrede birikir ve filtrelenemeyecek kadar küçük olduğundan su yollarına düşebilir.
- Araştırmacılar, simin sürdürülebilir alternatifleri üzerine çalışma yapılması konusuna dikkat çekiyor.
Sim, görüntüsü ve kullanımı sebebiyle eğelence ile ilişkilendirilse de doğaya ciddi zararları var. Yeni bir çalışma, sim parçalarının su kütlelerine nüfuz eden Güneş ışığı miktarını azalttığını ve bazı su bitkilerinin fotosentez yapma yeteneğini potansiyel olarak bozduğunu gösteriyor. Sim aslında kılık değiştirmiş bir mikroplastik ve tuhaf doğası, plastik kirliliğine olan tehlikeli etkilerini görmezden gelmemize neden olur. Avrupa Birliği’nde mikroplastik simlere getirilen son yasakta görüldüğü üzere bu durum bir dereceye kadar değişmeye başladı.
Bir mikroplastik olan sim, tipik olarak bozulmaya karşı direnç göstererek çevrede kalıcı olarak birikir. Genellikle atık su arıtma tesisleri tarafından filtrelenemeyecek kadar küçük olduğundan su yollarına düşebilir. Aynı zamanda potansiyel olarak tatlı suda yaşayan canlılara zarar verebilir veya okyanusu kirletmeye devam edebilir.
Brezilya’daki Federal São Carlos Üniversitesinden (UFSCar) araştırmacılar tarafından yürütülen yeni çalışma ek bir soruna işaret ediyor. Araştırmacılar, sim parçalarının plastikten yapılmış olmasına rağmen genellikle alüminyum, bizmut, demir veya titanyumdan yapılmış metalik bir kaplamaya da sahip olduğunu belirtiyor. Çalışmaya göre bu metallerin varlığı, su bitkilerinin yeterince Güneş ışığı almasını engelleyebilir. UFSCar’ın Hidrobiyoloji Bölümündeki Biyo-tahlil ve Matematiksel Modelleme Laboratuvarında (LBMM) yüksek lisans öğrencisi olan başyazar Luana Lume Yoshida, “Bu bulgular, muhtemelen mikroplastik parçacıkların metalik yüzeyinin ışığı yansıtması nedeniyle parıltının fotosenteze müdahale ettiği şeklindeki hipotezimizi destekliyor” diyor.
Çalışma, Arjantin, Brezilya ve Uruguay’a özgü bir makrofit veya su bitkisi olan büyük çiçekli su otu Egeria densa‘ya odaklandı. Araştırmacılar bunun gibi makrofitlerin, ekosistemdeki komşuları için yiyecek, barınak, gölge ve oksijen sağlamak gibi bir dizi işleve hizmet ettiğini belirtiyor. Ayrıca kirlenmiş yerlerin detoksifikasyonuna yardımcı olmak için bitkilere bağımlı fitoremediasyon çalışmalarıyla birlikte akvaryumlarda ve yapay göllerde yaygın olarak kullanılan oksijenasyon hizmetleri için de değerli.
Yoshida ve meslektaşları, UFSCar kampüsündeki Monjolinho rezervuarından topladıkları suyu kullanarak 400 parça su otunu şişelerde inkübe ettiler. Ayrıca perakende mağazalarında satılan ve ortalama parçacık yüzey alanı 0,14 milimetrekare olan sıradan simleri kullandılar. Araştırmacılar, litre su başına 0,04 gram sim arasında su yosunu ve kontrol olarak simsiz su yosununu hem ışıkta hem de karanlıkta yetiştirdiler.
Çalışmaya göre fotosentez oranları sim yokluğunda 1,54 kat daha yüksekti. Küçük sim parçacıklarının sudaki ışık miktarını azalttığı sonucuna varan araştırmacılar, bitkilerin solunumunun da etkilendiğini ancak bunun o kadar önemli olmadığını belirtti. LBMM’nin baş araştırmacılarından Marcela Bianchessi da Cunha-Santino, bunun gibi bir makrofitin etkilenmesi hâlinde etkilerin ekosistemde çok daha fazla dalgalanabileceğini belirtiyor.
Su yollarımızdan yayılan simlerin konsantrasyonları ve özelliklerine ilişkin sınırlı araştırma göz önüne alındığında, sorunun ne kadar ciddi olabileceğini tahmin etmek zor. Araştırmadaki seviyeler, çeşitli mikroplastik türleri kullanılarak yapılan deneylerden tahmin ediliyor ve daha net rakamlar elde etmek için gelecekteki saha çalışmalarına yer bırakıyor. Parıltının doğadaki su ekosistemlerinden önemli seviyelerde ışığı engellediğini göstermek ve su sakinlerinin buna nasıl tepki verdiğini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu açık. Araştırmacılar, simlerin sürdürülebilir alternatifleri konusunda çalışma yapılması konusuna da dikkat çekiyor.
Derleyen: Esin Özcan