- Darwin’in Türlerin Kökeni’ni yayınladığı Eylül 1859’da, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki telgraf sistemleri çalışmayı durdurdu ve kıvılcım çıkarmaya başladı. Bazı durumlarda da yangınlara yol açtı.
- Birkaç saat önce araştırmacılar Güneş’ten yayılan yoğun bir radyasyon patlaması olan ilk doğrulanmış güneş patlamasını gözlemledi. Bu, gezegenimize büyük bir şeyin çarpmak üzere olduğuna dair bir uyarıydı.
- Kuzey ve güney gökyüzünün büyük bir kısmı parlak auroralarla aydınlandı ve büyük bir güneş fırtınasının yaklaşmakta olduğunu işaret etti.
Daha sonra Carrington olayı olarak adlandırılan bu fırtına, belgelenmiş tarihin en güçlülerinden biriydi. Ancak Nature dergisinde yakın zamanda yayınlanan bir makalede, çok da uzak olmayan bir geçmişte Dünya’nın çok daha aşırı güneş fırtınaları tarafından hırpalandığı görüldü.
Bu fırtınaların kanıtı, özellikle ağaç halkalarındaki radyokarbon veya karbon-14 olarak bilinen radyoaktif karbon seviyelerinin analizinden elde edildi.
Güneş fırtınaları Dünya’nın manyetik kalkanında ya da manyetosferinde bozulmalara neden olur. Bu fırtınaların sıkça görüldüğü yollardan biri de koronal kütle püskürmeleri. (Güneş’ten Dünya’ya ulaşan ve manyetosfere nüfuz eden yüklü parçacık püskürmeleri.)
Aşırı güneş fırtınaları, dijital dünyada yaşayan yeni dünya düzeni için felaket anlamına gelebilir. Çünkü uydulara zarar verme, iletişim ağlarını ve küresel elektrik şebekelerini çökertme potansiyeline sahiptirler.
Ağaç halkalarında tespit edilen geçmişteki bazı aşırı güneş fırtınalarının gücü, bunların teknolojik altyapımıza daha önce hiç görülmemiş ölçekte zarar verebileceğini göstermekte. Örneğin MS 774 yılında meydana geldiği bilinen aşırı bir güneş fırtınası, Carrington olayını gölgede bırakacak güçte.
Radyokarbonları ölçerek fikir edinmek mümkün
Radyokarbon veya karbon tarihleme, kemik, ahşap ve deri gibi bir zamanlar canlı olan nesneleri yaşlandırmak için onlarca yıldır yaygın olarak kullanılmaktadır. Bitkiler ve hayvanlar öldüğünde, içlerindeki radyokarbon tahmin edilebilir bir oranda bozunur.
Dolayısıyla bilim insanları kemik gibi bir nesnede ne kadar radyokarbon kaldığını ölçerek, organizmanın ne kadar zaman önce öldüğünü tahmin edebilirler.
Ancak son on yılda bilim insanları, aşırı güneş fırtınalarının ağaçlar gibi canlı organizmalarda emilen radyokarbon miktarını etkileyebileceğini keşfettiler. Bu durum araştırmacılara, tarih kitaplarında yer almayan aşırı güneş olaylarını araştırma ve bunları kesin olarak tarihlendirme fırsatı sunuyor.
Atmosferdeki radyokarbon miktarı zaman içinde değişir, bu da radyokarbon tarihlemesinin yanıltıcı yaşlar vermesine neden olabilir.
Bu nedenle yıllar boyunca radyokarbon kaydını daha doğru hale getirmek için “kalibre etmeye” yönelik kapsamlı çabalar olmuştur. Bu, yaşı bilinen diğer materyallerle ilişkilendirilmesi anlamına gelmektedir. Bunlar, büyüme halkaları aracılığıyla tarihlendirilebilen ağaçlar veya başka yöntemler kullanılarak tarihlendirilmiş dikitler ve mercanlar olabilir.
Ağaç halkalarından yaş belirleme bilimi (dendrokronoloji) ile birleştirildiğinde, aşırı bir güneş fırtınasının radyokarbon imzası tam yıl için bir referans noktası sağlayabilir. Bu da radyokarbon tarihlemenin daha da doğru yapılmasına yardımcı olabilir.
Bu aşırı güneş fırtınaları için mevcut kanıtları gözden geçirerek, şimdi bu olayların ne sıklıkla meydana geldiğini anlamaya çalışabiliriz. Kanıtlar bize küresel karbon döngüsü, okyanus ve atmosferik dolaşım (ısının Dünya yüzeyinde nasıl yeniden dağıtıldığı) ve Güneş’in işleyişi hakkında pek çok şey söylemektedir.
Güneş fırtınaları, ağaçlardaki radyokarbonu değiştiriyor
2012 yılında, Japonya’daki Nagoya Üniversitesi’nden Fusa Miyake liderliğindeki bir ekip, aşırı güneş fırtınalarının ağaç halkalarında bulunan radyokarbon konsantrasyonlarında ani değişiklikler yaratabileceğini keşfetti.
Bundan önce, radyokarbon üretim oranlarının kısa zaman aralıklarında önemli ölçüde değişmediği düşünülüyordu ve bu nedenle geçmiş radyokarbonun yıllık ölçümlerinin özellikle ilgi çekici olması muhtemel değildi.
MS 774 yılındaki aşırı fırtınayla ilişkili olarak atmosferdeki radyokarbon üretiminde büyük bir artış olduğunu tespit ettiler. O zamandan beri diğer aşırı olayların MS 993, MÖ 660, MÖ 5259 ve MÖ 7176’da meydana geldiği doğrulanmıştır.
Bu olayları tahmin edebilmek ve şebeke operatörlerine önceden uyarı verebilmek hayati önem taşımakta.
Bilim dünyası, yeni keşifler için çalışıyor
Önümüzdeki yıllarda radyokarbon kayıtları daha fazla aşırı güneş fırtınasını ortaya çıkarabilir. Bilim camiası, mevcut kanıtları güçlendirmek ve geçmişteki yeni aşırı güneş fırtınalarını keşfetmek amacıyla dünyanın farklı bölgelerindeki yaşlı ağaçları analiz etmek için yarışıyor.
Bu aşırı olaylara ilişkin anlayışımızı geliştirmek sadece hassas radyokarbon tarihlemesi için değil, aynı zamanda Güneş’te ve kendi gezegenimizde meydana gelen süreçleri anlamak için de önemlidir. Ayrıca bir sonraki aşırı güneş fırtınasına hazırlanmamıza da yardımcı olabilir.
Ne zaman olacağını henüz tahmin edemiyoruz, ancak geçmişe dair yeni bilgiler bize er ya da geç bir tane olacağını söylüyor.
Bu çalışma The Conversation’da yayımlandı.
Derleyen: Rüya Uzun