- İzmir’in Bornova ilçesindeki Yeşilova Höyük’te yapılan kazılarda, 8,200 yıllık en eski göz kalemi keşfedildi.
- Bu keşif, bölgede yaklaşık 6,500 M.Ö. civarında yerleşim olduğunu göstererek Ege bölgesindeki Neolitik yaşam anlayışımızı genişletiyor.
- Buluntular, Ege kadınlarının güzelliğe olan ilgisini ve kişisel süslenmenin günlük yaşamın önemli bir parçası olduğunu ortaya koyuyor.
İzmir’in Bornova ilçesindeki Yeşilova Höyük’te gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda 8,200 yıllık olağanüstü bir göz kalemi keşfedildi. Buluntu, erken dönemdeki insanların medeniyetin başlangıcında kişisel görünümüne yönelik farkındalığını vurgulayan önemli bir keşif olarak öne çıkıyor. Bu keşif, diğer son buluntularla birlikte bölgede yaklaşık 6,500 M.Ö. civarında yerleşim olduğunu göstererek Ege bölgesindeki Neolitik yaşam anlayışımızı genişletiyor. Çatalhöyük’ün sıkışık yerleşimlerinden farklı olarak Yeşilova sakinleri, farklı bir toplumsal yapıyı işaret eden farklı çatı sistemlerine sahip ayrı evlerde yaşıyordu.
2005 yılında Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ege Üniversitesinin desteğiyle başlatılan ve devam eden kazılar, yakınlardaki Yassıtepe Höyüğü’ndeki çalışmaları da içeriyor. Kazı lideri Zafer Derin, 9.5 cm boyutundaki taş göz kaleminin bilinen en eski örneği olduğunu belirtti. Bu aracın, muhtemelen pigment ile boyanarak kozmetik uygulamak için kullanıldığı Ege kadınlarının güzellik konusundaki tarihsel ilgisini güçlendiren bir kanıt sunuyor. Aplikatör üzerindeki siyah kalıntının manganez oksit olduğu düşünülüyor ve bu uygulama, bugün Anadolu’nun bazı bölgelerinde hâlâ kullanılan antik kozmetikler bağlantılı.
Her iki höyükte bulunan süs eşyaları, boncuklar, kemik, taş ve deniz kabuklarından yapılan takılar, kişisel süslenmenin günlük yaşam ve kültürel kimlik açısından önemli olduğunu gösteriyor. Deniz kabuklarının kullanımı, erken ticaret ağlarını ve topluluğun kıyı kaynaklarına olan bağlantısını vurguluyor. Ayrıca ayrı evlerin varlığı, bireysel yaşam alanlarını teşvik etmiş olabilir; bu da daha fazla kişisel bakım uygulamalarına olanak tanıdı.
Mezar eşyaları arasında yer alan takılar, güzellik ve süslenmenin hem yaşamda hem de ölümde değerli olduğunu gösteriyor; bu da öz bakım için uzun süredir devam eden bir kültürel takdiri vurguluyor. Genel olarak bu buluntular, kadınların görünüşleriyle gurur duyduğu bir toplumu ortaya koyarak binlerce yıl boyunca süren güzellik uygulamalarındaki sürekliliği yansıtıyor.
Derleyen: Eliz Canyurt