- Araştırmacılar, Suriye’deki bir mezarda bulunan ve yaklaşık 4.500 yıl öncesine tarihlenen kil silindirlerdeki yazıtların alfabenin bilinen en eski örneği olabileceğini düşünüyor.
- Bu keşif, alfabenin M.Ö. 1900’lerde Mısır kökenli Proto-Sinaitik sistemle başladığına dair geleneksel görüşleri sorguluyor.
- Bazı uzmanlar, daha fazla kanıt gerektiğini söylese de sembollerin morfolojisi erken alfabe yazılarıyla büyük benzerlik taşıyor.
Araştırmacılar, bilinen en eski alfabe yazısına ait bir parçayı, yaklaşık 4.500 yıllık bir hediye etiketini, tespit etti. Johns Hopkins Üniversitesinden arkeolog Glenn Schwartz’a göre Suriye’nin kuzeyindeki antik Tell Umm el-Marra kentindeki bir mezarda bulunan kil bir silindir üzerinde “silanu” yazısı yer alıyor ve bu yazının bir isim olabileceği düşünülüyor. Altı iskeleti barındıran bu mezar, muhtemelen varlıklı bir aileye aitti. Bu silindirin yanında, benzer kazımalar taşıyan üç silindir daha bulundu. Bu silindirlerin her biri ipliğe geçirilebilecek kadar küçük ve muhtemelen mallar için etiket olarak kullanılmıştı. “Silanu” yazısı, ölen kişiye öteki dünyada eşlik eden yiyecek ve içeceklerin alıcısını veya gönderenini ifade ediyor.
Bu keşif, alfabenin kökenine dair önceki inanışları sarsıyor. Geleneksel olarak alfabenin M.Ö. 1900 civarında Sina Yarımadası’nda, Sami dilleri konuşan insanlar tarafından geliştirildiği düşünülüyordu. Proto-Sinaitik olarak adlandırılan bu erken sistem, Mısır hiyerogliflerini harflere dönüştürmüştü ancak bu kil silindirler, Yakın Doğu’daki kültürlerin çok daha önce, hiyerogliflerden türetilmiş benzer alfabe sistemleriyle deneyler yapmış olabileceğini öne sürüyor ve alfabenin gelişim hikayesini yeniden şekillendiriyor.
Radyokarbon tarihleme, eserlerin M.Ö. 2400 civarına ait olduğunu gösteriyor. Schwartz, bulgularını ilk olarak 2021’de temkinli bir şekilde rapor etti ancak 2024’teki bir konferansta daha iddialı bir yorum sundu. Bazı uzmanlar, sınırlı yazıtların olması nedeniyle sembollerin gerçekten alfabe olup olmadığını veya Proto-Sinaitik yazıya tesadüfen benzemiş olabileceğini doğrulamanın zor olduğunu belirtiyor. Cambridge Üniversitesinden Philippa Steele, sistemin niteliğini kesin olarak belirlemek için daha fazla kanıta ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.
Bununla birlikte, Bologna Üniversitesinden Silvia Ferrara ve George Washington Üniversitesinden Christopher Rollston gibi diğer araştırmacılar ikna olmuş durumda. Bu sembollerin morfolojisinin erken alfabe yazılarıyla yakından örtüştüğünü ifade ediyorlar. Mısırlılar ve Suriyeliler arasındaki kapsamlı ticaret ağlarının kültürel etkileşimleri kolaylaştırmış olabileceği belirtiliyor. Ferrara, bu tür keşiflerin Mısır yazısının komşu bölgeleri ne kadar geniş bir şekilde etkilediğini gösterdiğini vurguluyor.
Derleyen: Eliz Canyurt