- Genetik düzenleme ile daha az acı, daha tatlı sebze ve meyveler sofralara geliyor, ancak bu değişiklikler sağlık açısından ne kadar doğru?
Tatlılar ve proteinler sofralarda büyük ilgi görse de acımsı sebzeler her zaman aynı ilgiyi çekemiyor. Özellikle lahana, brokoli ve brüksel lahanası gibi Brassica ailesine ait sebzeler, damak tadına alışması zor lezzetler sunuyor. Bu nedenle bilim insanları, son yıllarda genetik düzenleme tekniklerini kullanarak bu sebzelerin daha az acı olmasını sağlamak için çalışıyor.
Lezzet ve Besin Dengesi
Sebzelerdeki acı tat, aslında sağlık için oldukça faydalı olan bileşenlerden kaynaklanıyor. Örneğin, lahana ve brokolide bulunan sülfarafan isimli kimyasal, güçlü antioksidan ve antienflamatuvar özelliklere sahip. Ancak genetik düzenlemeler, sebzelerin lezzetini iyileştirirken bu faydalı bileşenlerin miktarını azaltabiliyor.
Acı Tatların Kökeni
Bitkiler, kendilerini böcekler ve diğer tehditlerden korumak için acı tatlar geliştiriyor. Brassica sebzelerindeki acılık, glukosinolat ve mirozinaz enzimlerinin karışmasıyla oluşan bir bileşikten kaynaklanıyor. Bu savunma mekanizması insanlar için bazen caydırıcı olabiliyor, özellikle bebeklik döneminde tatlı tatlara olan doğal eğilim nedeniyle genellikle caydırıcı olabiliyor, çünkü acı tatlar çoğunlukla zehirli veya bozulmuş gıdalara işaret eder.
Genetik Düzenleme ile Daha Lezzetli Sebzeler
Amerika Birleşik Devletleri’nin Durham, Kuzey Karolina şehrinde faaliyet gösteren Pairwise adlı şirket, CRISPR-Cas9 teknolojisiyle hardal yeşilliklerinden acı enzimleri çıkardı. Bu yeni tür, tüketiciler tarafından oldukça beğenildi ve Bayer gibi dev firmaların desteğiyle ulusal çapta satışa sunulmaya hazırlanıyor.
Sebzelerin tadını iyileştirme çabaları, tarımın başlangıcından beri devam ediyor. Ancak genetik mühendislik, bu süreci daha hızlı ve hedefe yönelik hale getirdi. Yine de uzmanlar, sağlıklı bir diyetin farklı tatları dengeli bir şekilde içermesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Derleyen: Elanur Atalay