Dijital aktivizm çağımızın en yaygın aktivizm biçimlerinden birisi olarak geçtiğimiz 10-15 yıla damgasını vurdu ve vurmaya devam ediyor. Özellikle “edit” üretmek, izleyerek tüketmek, beğenerek veya paylaşımda bulunarak etkileşim vermek bir ifade biçimi halini almış durumda.
Detaylar haberimizde…
Dijital Aktivizm Nedir?
Dijital aktivizm en basit tabiriyle aktivizmin, yani toplumsal alanda meydana gelen değişimlere gösterilen tepkilerin sosyal mecralarda kendisine yer bulmasıdır. Sosyal mecralardan yapılan paylaşımların hem bir tepki gösterme hem de bir farkındalık yaratma amacı taşıyor olması bu eylem biçimini dijital aktivizm olarak tanımlamamızı sağlıyor.

Dijital aktivizm toplumda tepki gören bir olayı gündeme taşımakta ve gündemde tutmakta oldukça geleneksel aktivizm biçimlerine göre oldukça etkin ve pratik bir yöntem. Ayrıca, geleneksel medyada yer bulamayan, hatta baskı altında tutulmaya çalışılan gelişmeler, olaylar dijital platformlarda daha özgürce tartışılabilir ve bu durum, toplumsal bilinçlenmeyi pekiştirebilir.
Dijital Aktivizmde Editlerin Rolü
Yakın zamana kadar apolitik olduğu düşünülen Z kuşağının, öğrenci hareketlerine aktif katılım sağlaması dijital aktivizmin pasif bir aktivizm biçimi olmadığının kanıtını oluşturdu. Dijital aktivizmin pasif bir aktivizm olmadığının kanıtı öğrenci hareketi evet, fakat tepkisellik boyutunu yaratması yani ortak tepki, kınama, coşku ve birlik duygularının oluşmasındaki editlerin rolünü hafife almamak gerekir.
Z kuşağı “edit sever”, heyecanı yüksek, etkileşimden beslenen ve kitlenin yoğun duygu patlaması yaşayan ruhuna hızla adapte olan bir kuşak. Bu sebeple dinamizmini oluşturan etmenler arasında editlerin rolü küçümsenemez. Gündemle ilgili yapılan paylaşımların özellikle TikTok platformunda yaygınlaşmasının önemine değinen bir Instagram kullanıcısı, paylaşımların farkındalık yaratma alanının geliştirilmesi gerektiğini ifade ederek aslında TikTok editlerinin etkileşim yaratma becerisine vurgu yapıyor.
Bir videoya veya kaydırmalı görsellerle oluşturduğu kolajlara duygusal tepkiler oluşturmayı hedefleyen şarkılar eklenerek oluşturulan editlerde video içerisindeki geçişler de o ruhu yakalamamızı sağlıyor. Kimi zaman toplum tarafından ilgi gören bir kişinin veya siyasetçinin konuşmasıyla birleştirilen şarkılarla oluşturulan editler beğeni yağmuruna tutuluyor ve bu beğeni yağmuru sayesinde viral olan editler yeni kolektif duygusal ve düşünsel alanın oluşumuna hizmet ediyor.
Dijital Aktivizmin Merkeziyetsizliği Z Kuşağının İdeolojisi Olabilir Mi?
Dijital aktivizm diğer aktivizm biçimlerinden oldukça kritik bir noktada ayrılıyor: merkeziyetsizlik. Dijital aktivizmin merkezi ve lideri olmayan, keskin çizgileri bulunan ideolojileri çıkış noktası olarak belirlemeyen, herhangi bir siyasi görüşü yansıtan partiye bağlı tutum sergilemeyen yapısı aslında onu biricik kılan en göze çarpan yanını belirliyor.
Merkeziyetsizliği ve geleneksel aktivizm-dijital aktivizm ayrımını oldukça iyi açıklayan bir metafor olarak deniz yıldızı-örümcek metaforunu ele alalım. Örümcek merkezden yönetilen bir hayvan olarak, her şeyin tek bir noktadan kontrol edildiği ve yönlendirildiği bir sistemi; deniz yıldızı ise bütün itibariyle her parçasının kendi başına hareket edebildiği ve işlevini yerine getirebildiği daha dağınık, lidersiz ve esnek bir sistemi temsil ediyor.
Bu metafora göre dijital aktivizmin, deniz yıldızı temsiline oldukça uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Dijital platformlarda kendini ifade etmeyi seven bir kuşak olarak Z kuşağı, dijital aktivizmin merkezi olmayan yapısını özellikle keskin sınırları olan ideolojik görüşlere göre yönetilemeyerek veya yönetilmeyi istemeyerek yansıtıyor.
Derleyen: Deniz Tuğçe Şimşek