Yeni bir araştırma, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) fermente edilen misoda, Dünya’da üretilenlere kıyasla belirgin lezzet farklılıkları olduğunu ortaya koydu. Uzay misosu, daha yoğun bir fındıksı ve kavrulmuş tada sahip.
Detaylar haberimizde…
Yeni bir bilimsel çalışma, miso fermantasyonunun uzay ortamında gerçekleştiğinde, ortaya çıkan ürünün Dünya’da üretilenlere kıyasla ilginç ve belirgin lezzet farklılıkları gösterdiğini ortaya koydu. Bu bulgular, uzayda gıda üretimi ve astronot beslenmesi açısından önemli sonuçlar doğurabilir.

Uzay Misosu: Fındıksı ve Kavrulmuş Lezzet
Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) ve Dünya’da aynı anda gerçekleştirilen bir deneyde, uzayda fermente edilen miso, ABD ve Danimarka’da aynı anda üretilen misolara kıyasla belirgin şekilde daha fındıksı ve kavrulmuş bir tada sahip oldu.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) endüstriyel tasarım bilimcisi Maggie Coblentz, “ISS’deki fermantasyon, mikrobiyal ölçekteki bir yaşam sisteminin, mikrobiyal topluluğunun çeşitliliği sayesinde nasıl gelişebileceğini ve yaşamın uzayda var olma potansiyelini vurguluyor” diyor.
Coblentz, “ISS genellikle steril bir ortam olarak görülse de, araştırmamız mikropların ve insan olmayan yaşamın uzayda etkili olduğunu gösteriyor. Bu durum, bitkileri ve mikropları ana gezegenlerinden uzaklaştırmanın ve dünya dışı ortamlara tanıtmanın önemli biyoetik sorularını gündeme getiriyor” diye ekliyor.
Miso: Japon Mutfağının Temel Fermente Ürünü
Miso, Japon mutfağında yaygın olarak kullanılan lezzetli, tuzlu, fermente bir soya fasulyesi ezmesidir. Bu ürün, buharda pişirilmiş soya fasulyesi, tuz, pirinç veya arpa gibi tahıllar ve miso fermantasyon sürecinin arkasındaki mantar olan kōji (Aspergillus oryzae) kullanılarak üretilir.
Deneyin Tasarımı ve Uygulanması
Araştırma ekibi, deney için basit bir düzenek kullandı. Üç parti miso başlangıcı hazırlayan araştırmacılar, bu partileri üç farklı konuma gönderdi: Cambridge, Massachusetts; Kopenhag; ve Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS).

ISS’nin yüksek radyasyonlu ve mikrogravite ortamında, deney partisi, sıcaklık, nem, basınç, ışık ve radyasyonu izleyen özel olarak tasarlanmış bir algılama kutusu içinde 30 gün boyunca fermente edildi.
Bu arada, Cambridge partisi de aynı kutuya yerleştirilirken, Kopenhag partisi bu kutuya yerleştirilmedi. Bu, Kopenhag partisinin, algılama kutusunun kendisinin fermantasyon sürecini değiştirip değiştirmediğini ölçmek için bir kontrol görevi görmesini sağladı.
Analiz ve Karşılaştırma
30 günlük fermantasyon süreci tamamlandıktan sonra, miso örnekleri Dünya’ya geri getirildi ve iki karasal kontrol partisiyle karşılaştırıldı.
Bu analiz, miso ezmelerindeki mikrop popülasyonlarını incelemek için genom dizilimi, doku ve renk gibi fiziksel özelliklerin değerlendirilmesi ve lezzet profillerinin değerlendirilmesini içeriyordu.
Uzay Misosunun Farklı Özellikleri
Uzay misosu başarılı bir şekilde fermente oldu, ancak Dünya misolarından belirgin şekilde farklıydı.
Örneğin, uzay misosundaki mikrobiyal topluluklar, muhtemelen uzay istasyonundaki daha yüksek sıcaklığın bir sonucu olarak, daha yüksek popülasyonlarda Staphylococcus epidermidis ve Staphylococcus warneri içeriyordu. Ek olarak, Bacillus velezensis bakterisi yalnızca uzay misosunda tanımlandı.
Lezzet Profili: Fındıksı ve Kavrulmuş Tat
Üç miso ezmesinin de benzer aroma bileşikleri ve amino asitlere, ayrıca beklenen karakteristik tuzlu lezzete sahip olmasına rağmen, araştırmacılar uzay misosunun daha fındıksı ve kavrulmuş bir tada sahip olduğunu buldular.
Bu lezzet, muhtemelen fermantasyon sürecini hızlandıracak olan ISS’deki daha yüksek sıcaklıkların bir sonucu olarak ortaya çıkan pirazin bileşikleriyle ilişkilidir.
Uzayda Gıda Üretimi ve İnsan Sağlığı İçin Önemi
Bu sonuç, çevresel değişikliklerin yaşamın kendini nasıl organize ettiği üzerindeki etkilerini ve yıldızları keşfederken nasıl beslenebileceğimizi gösteren büyüleyici bir örnektir. Özellikle mikrogravitede tat alma duyumuzun köreldiği düşünüldüğünde, bu bulgular uzayda gıda üretimi ve astronotların beslenmesi açısından önemli sonuçlar doğurabilir.
Danimarka Teknik Üniversitesi’nden gıda bilimcisi Joshua Evans, “Mikrobiyoloji, lezzet kimyası, duyusal bilim ve daha geniş sosyal ve kültürel düşünceleri bir araya getiren çalışmamız, yaşamın uzay gibi yeni ortamlara seyahat ettiğinde nasıl değişeceğini keşfetmek için yeni yönler açıyor” diyor.
Evans, “Bu, özellikle gelecekteki uzun süreli uzay görevlerinde astronotların refahını ve performansını artırabilir. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, alan büyüdükçe uzay keşfinde yeni mutfak ifade biçimlerini, mutfak ve kültürel temsili genişletebilir ve çeşitlendirebilir” diye ekliyor.
Araştırma iScience dergisinde yayınlandı.
Derleyen: Enis Yabar