Araştırmalar, insanlarda yaraların diğer primatlara ve kemirgenlere kıyasla üç kat daha yavaş iyileştiğini gösteriyor. Bu da atalarımızın evrimsel sürecin bir noktasında daha yavaş iyileşme yetisi geliştirmiş olabileceğini açığa çıkarıyor.
Devamı haberimizde…
Bilim insanları, insanlarda yaraların, en yakın primat kuzenlerimiz de dahil olmak üzere diğer memelilere kıyasla çok daha yavaş iyileşebileceğini söylüyor.
Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences dergisinde 29 Nisan tarihinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, insan yaralarının, insan olmayan primatlardaki aynı yaralanmalara kıyasla yaklaşık üç kat daha yavaş iyileştiğini tespit ettiler. Şempanzeler ve bonobolar (Pan paniscus), yaşayan en yakın akrabalarımız arasında yer alıyor.

İnsanlar ve şempanzeler arasındaki yara iyileşme hızlarındaki farkın, diğer primat türleri arasında ya da insan dışı primatlarla, kemirgenler gibi diğer memeliler arasında gözlemlenmemesi, bu fenomenin yalnızca insan soyunda ortaya çıkmış olabileceğine işaret etmektedir. Bu bulgu, insan evrimsel süreci içerisinde yara iyileşme mekanizmalarının diğer türlerden farklılaşarak daha yavaş bir biçimde evrimleşmiş olabileceğini düşündürmektedir.
Araştırmacılar makalede, “Bu bulgu, insanlarda gözlemlenen yavaş yara iyileşmesinin primatlar takımında yaygın bir özellik olmadığını ve insanlarda evrimsel adaptasyonların meydana gelmiş olabileceği olasılığını ortaya koymaktadır,” ifadelerine yer verdi.
İnsan Yarasının İyileşme Süreci
İnsanlardaki yara iyileşme süreci birkaç aşamada gerçekleşmektedir. İlk olarak, kanamayı durdurmak amacıyla pıhtılaşma meydana gelir. Bunu takiben, nötrofiller ve makrofajlar gibi bağışıklık hücreleri bölgeye yönelerek bakterileri yok eder ve ölü doku ile hücresel kalıntıları temizler. Sonrasında ise hasar görmüş dokunun onarımı başlar: Fibroblast hücreleri, yapısal destek ve dayanıklılık sağlayan bir protein olan kolajeni sentezler; besin maddelerinin taşınması için yeni kan damarları oluşur ve cilt hücreleri yaranın üzerini kapatmak üzere bölgeye göç eder.
Diğer memeliler, küçük farklılıklar dışında, yara iyileşme sürecini insanlarla büyük ölçüde benzer şekilde gerçekleştirir. Ancak bazı türler — örneğin sıçanlar, fareler, atlar ve kediler — “yara kontraksiyonu” olarak adlandırılan bir yöntemle iyileşir; bu yöntemde yaranın kenarları, dikiş atılıyormuş gibi birbirine doğru çekilir.
Yeni çalışmada araştırmacılar, yara iyileşme hızlarının insanlar, insan dışı primatlar ve diğer memeliler arasında nasıl farklılık gösterdiğini deneysel olarak incelediler.
Araştırmacılar, Kenya Primat Araştırma Enstitüsü’nde barındırılan, vahşi doğada yakalanmış zeytin babunları (Papio anubis), Sykes maymunları (Cercopithecus albogularis) ve vervet maymunlarında (Chlorocebus pygerythrus) yara iyileşmesini test etmişlerdir. Bu primatlara anestezi uygulanmış ve her bireye 40 milimetre (1,6 inç) uzunluğunda bir yara açılmıştır. Yaranın yüzey alanı, uzunluğu ve genişliği her gün düzenli olarak ölçülmüştür.
Şempanzelerdeki yara iyileşmesini değerlendirmek için araştırmacılar, Japonya’daki Kyoto Üniversitesi Kumamoto Korunağı’nda yaşayan beş şempanzede doğal olarak oluşmuş yaraların fotoğraflarını analiz etmişlerdir. Bu yaralar, üst ve alt ekstremiteler, sırt, kalça, karın, yüz ve elin sırtı gibi vücudun farklı bölgelerinde yer almakta olup, iki ila yedi gün aralıklarla fotoğraflanmıştır.
İnsan ve kemirgenlerdeki yara iyileşme hızı da değerlendirilmiştir. Japonya’daki Ryukyus Üniversitesi Hastanesi’nde deri tümörü operasyonu geçirmiş 24 gönüllü insanın yaraları her gün fotoğraflanmıştır. Sıçan ve farelerde oluşturulan yaralar ise laboratuvar ortamında izlenmiştir.
Araştırmacılar, dört insan dışı primat türü arasında yara iyileşme hızlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadığını ve bu türlerin yara iyileşme hızlarının sıçan ve farelerle de benzerlik gösterdiğini ortaya koymuştur. Buna karşın, insanlardaki yara iyileşme hızının, insan dışı primat türlerine kıyasla yaklaşık üç kat daha yavaş olduğu tespit edilmiştir.
“Elde edilen sonuçlar, primatlar takımının önemli bir kısmını oluşturan Cercopithecinae alt ailesine ait türler ile genetik ve filogenetik açıdan insanlara en yakın akrabalar olan şempanzeler arasında ortak bir yara iyileşme hızının bulunduğunu göstermektedir. Bu gözlem, insan dışı primatların benzer iyileşme hızlarını paylaştığını düşündürmektedir,” ifadesini kullanmışlardır.
Bu bulgular, insanların şempanzelerle paylaşılan son ortak atadan yaklaşık 6 milyon yıl önce ayrıldıktan sonra, göreli olarak yakın bir evrimsel dönemde daha yavaş bir iyileşme yetisi geliştirmiş olabileceklerini göstermektedir.
Daha yavaş iyileşme yetisinin evrimsel olarak gelişmiş olması ilk bakışta sezgisel görünmemektedir; çünkü iyileşmenin yavaş olması, yırtıcılardan kaçınma ve besine erişim gibi hayatta kalma becerilerini azaltabilir ve büyüme ile üreme için gerekli olan enerji kaynaklarını tüketebilir.

Araştırmalar Ne Diyor?
Araştırmacılar, insanların daha yavaş iyileşmesinin vücut kılları, deri kalınlığı veya ter bezi yoğunluğundaki farklılıklardan kaynaklanmış olabileceğini öne sürmüşlerdir. Ter bezlerinin yoğunluğundaki artış, vücut kılı yoğunluğunun azalmasına yol açmış olabilir; bu durum, cildin yaralanmaya karşı daha hassas hale gelmesine sebep olmuş olabilir. Bu durum, cildi korumak amacıyla daha kalın bir deri tabakasının evrimleşmesini tetiklemiş olabilir; bu da, dolaylı olarak, daha yavaş iyileşme hızlarına yol açmış olabilir. Araştırmacılar, insan sosyal gruplarının ve ilk tıbbi bitki kullanımlarının, yavaş iyileşmenin getirdiği dezavantajları hafifletmeye yardımcı olmuş olabileceğini önermektedir.
Ancak, bu yavaş iyileşmenin nedenlerini tam olarak anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Araştırmacılar, “İnsanlarda yara iyileşmesindeki gecikmelerin temel nedenlerinin daha kapsamlı bir şekilde anlaşılması, genetik, hücresel, morfolojik, fosil insan iskeleti verileri ile mevcut insan dışı primat verilerini entegre eden bütünsel bir yaklaşımı gerektirmektedir,” şeklinde ifade etmişlerdir.
Derleyen: Aslıhan Yıldız