Dünya Tarihini Değiştiren 7 İlaç

Dünya ilaç
Destek Olun: Dijitaliyidir'de yayımlanan reklamları engellemek için AdBlocker kullanmazsanız bize destek olmuş olursunuz. Ayrıca ekibimize destek olmak isterseniz Google aracılığı ile destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
Aslıhan Yıldız
6 dk okuma süresi

İnsanlık, binlerce yıldır iyileşmek için sayısız yöntem denedi; ancak yalnızca birkaç ilaç, modern tıbbı kökten değiştirdi. İşte, dünya tarihini şekillendiren o yedi mucizevi ilaç ve bilinmeyen yönleri.

Detaylar haberimizde…

Paulescu’nun Pancreini Mi?

Dünya
İnsülinin keşfi: Kanadalı bilim insanları Frederick G. Banting ve Charles H. Best’in, 14 Ağustos 1921’de laboratuvarda diyabetli bir köpek üzerinde insülin testi yaptıklarını gösteren illüstrasyon. Görsel: Courtesy of the National Library of Medicine

İnsülinin keşfi, tıp tarihinde çığır açan bir gelişme olarak kabul edilir. Bu hormon bulunmadan önce diyabet hastaları, özellikle Tip 1 diyabetliler, genellikle genç yaşta hayatlarını kaybederdi. Bu nedenle insülinin izole edilmesi, yaşam süresini uzatan ve diyabetin seyrini kökten değiştiren bir dönüm noktası oldu.

Bugün bu önemli keşif çoğunlukla Kanadalı bilim insanları Sir Frederick G. Banting ve Charles H. Best’in ismiyle anılır. Ancak Rumen fizyolog Nicolae C. Paulescu’nun bu keşfi onlardan önce yaptığına dair güçlü kanıtlar bulunuyor.

Paulescu, 1916 yılında “pancrein” adını verdiği bir maddeyi pankreastan izole etti. Bu maddenin bugünkü insüline karşılık geldiği düşünülüyor. Ne var ki Paulescu’nun araştırmaları, I. Dünya Savaşı’na katılması nedeniyle sekteye uğradı. Bulgularını ancak 1921 yılında yayımlayabildi. Ancak tam bir yıl sonra Banting ve ekibinin yayımladığı çalışma, daha fazla yankı uyandırdı ve tüm ilgi onların üzerine yoğunlaştı.

Paulescu’nun çalışması yıllar boyunca gölgede kalsa da, insülinin keşfi konusundaki katkısı günümüzde giderek daha fazla takdir ediliyor. Bu durum, bilimsel başarıların yalnızca içerikle değil, zamanlama ve tanıtımla da ne kadar yakından ilişkili olduğunu gösteriyor.

Bayer: İki Doz Al, Sabah Görüşürüz!

Bayer Aspirini
Toz formda satılan, Bayer aspirininden erken dönem bir şişe.
Görsel: Bayer Şirketi

1899 yılında Farbenfabriken vormals Friedrich Bayer & Co. (daha sonra Bayer AG), aspirin adlı ağrı kesiciyi piyasaya sürdü. Aspirin, zamanla dünyanın en yaygın kullanılan ilaçları arasında önemli bir yere sahip oldu. Şirket, aspirinin etkin maddesi olan saf asetilsalisilik asidin sentezini Bayer’in kimyageri Felix Hoffmann’a atfediyor. Ancak, ilacın piyasaya sürülmesinden onlarca yıl sonra eski Bayer kimyageri Arthur Eichengrün, bu bileşiğin sentez sürecini kendisinin icat ettiğini, Hoffmann’ın ise yalnızca bu süreci uyguladığını iddia etti. Bayer ise Hoffmann’ın gerçek mucit olduğu görüşünde ısrarcı oldu.

Herkes Sakin Olsun!

Diazepam
Diazepam (Valium), yaygın olarak anksiyete belirtilerini azaltmak için kullanılır.
Görsel: U.S. Drug Enforcement Administration

1950’lerde sakinleştirici klorpromazinin (Thorazin olarak da bilinir) piyasaya sürülmesi, psikiyatride bir dönüm noktası oldu ve “psikofarmakolojik devrim”in başlangıcını temsil etti. Bu ilaç yalnızca etkili olmakla kalmadı—1964 yılına kadar yaklaşık 50 milyon kişi tarafından kullanıldı—aynı zamanda kaygı ve depresyon tedavisinde kullanılan sonraki ilaçların geliştirilmesine zemin hazırladı. Klorpromazinin nörotransmitterler ve reseptörler üzerindeki etkilerinin incelenmesi, beyinde sinir sinyallerinin nasıl iletildiği konusunda önemli bilgiler sunarak ruhsal hastalıklar ve bilişsel işlevler üzerine bilimsel anlayışta büyük ilerlemelere kapı araladı.

Kimyasal Savaştan Kansere: Tehlikenin Yolculuğu

Burkitt lenfoması
Burkitt lenfoması hücreleri, hücreye dayalı bir tanı yöntemi olan “touch preparation” tekniği ile hazırlandı. Görsel: Dr. Ed Uthman

Azotlu hardallar, 1920’ler ve 1930’larda kimyasal savaş ajanları olarak geliştirildi. Ancak 1940’lara gelindiğinde, bu bileşiklerden biri olan mekloretamin (HN-2), savaşta kullanılmasının ötesinde, özellikle insan lenfomalarına karşı kanser tedavisinde etkili olduğu keşfedildi. 1949 yılında mekloretamin, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından kanser tedavisinde onaylanan ilk ilaç olarak tarihe geçti.

Nostaljik Ama Etkili: Antiretroviral

1987 yılında, ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) zidovudin (daha yaygın bilinen adıyla AZT) onayı, HIV/AIDS tedavisinde önemli bir dönüm noktası oldu. Hastalığı tamamen iyileştiremese de bu ilaç, AIDS hastalarının yaşam sürelerini uzatmayı başardı. AZT, aynı zamanda nükleozid ters transkriptaz inhibitörleri olarak bilinen antiretroviral ilaç grubunun ilk örneği olarak, HIV/AIDS tedavisinin temel taşlarından biri haline geldi. Bu ilaçların ve dünya genelinde erişiminin artmasının etkisiyle, 21. yüzyılın başlarında AIDS kaynaklı ölüm sayısında yıllık olarak belirgin bir düşüş yaşandı.

Dünya İçin Nüfus Kontrolü

28 günlük doğum kontrol hapı paketi.
Görsel: © cristi180884/Shutterstock.com

1920’lerin başında Avusturyalı bilim insanı Ludwig Haberlandt, hormonların hayvanlarda etkili bir doğum kontrol yöntemi olarak kullanılabileceğini öne süren bir makale yayımladı. Kendisinin bu hormon hazırlığını kısa süre içinde klinik denemelerde test etmiş olabileceği düşünülse de, doğum kontrolünü tabu sayan meslektaşlarının sert eleştirileriyle karşılaştı. Haberlandt’ın çalışmaları, 1932’de intihar etmesiyle aniden sona erdi. İki on yıl boyunca hormonal doğum kontrol yöntemleri üzerinde insanlarda klinik deneyler yapılmadı. Ancak bu süreç, sosyal aktivist Margaret Sanger’ın yoğun çabaları sonucu ilerledi. İlk doğum kontrol hapı ise 1960 yılında ABD’de onaylandı.

Hayat Kurtaran Beklenmedik Madde

Penicillium notatum ve Penisilin
Penisilin kaynağı olan Penicillium notatum.
Görsel: Carlo Bevilacqua—SCALA/Art Resource, New York

1928 yılında İskoç bakteriyolog Alexander Fleming, küflenmiş bakteriyel kültür plaklarını sterilize ederken, küf kolonilerinin çevresinde bakterilerin öldüğü temiz alanlar fark etti. Bakterileri yok eden bu küf toksitinin penisilin olduğu ortaya çıktı. Daha sonra Avustralyalı patolog Howard Walter Florey ile İngiliz biyokimyacı Ernst Boris Chain, bu maddeyi izole edip saflaştırarak, dünyanın en etkili, hayat kurtarıcı antibiyotiklerinden biri haline getirdiler. İlginçtir ki Fleming, kontaminasyondan faydalanmayı başardı; 1921’de antiseptik enzim lizozimi keşfetmesi de, kendi soğuk algınlığı mikroplarıyla kültür plakasını yanlışlıkla kontamine etmesinden sonra gerçekleşti.

Derleyen: Aslıhan Yıldız

Loading

Bu içeriği paylaş
Yorum bırak, puan ver