2020 yazının başlarında İngiliz pop yıldızı Charli XCX, basit bir tweet attı: “Hyperpop nedir?” Bu terim, bu yıl Rina Sawayama’dan Dorian Electra’ya pek çok popçuyu tanımlamak için bolca kullanıldı. XCX, paylaşımının hemen ardından, “Müzik türleriyle özdeşleşmiyorum.” diye ekledi. Ancak attığı tweet, birçok insanın aynı şeyi sormasına yol açtı; hyperpop tam olarak nedir? Ve nasıl oldu da 2020’li yılların en çok konuşulan sesi hâline geldi?
Hyperpop; şu anda her yerde olan ve TikTok çağında yıldırım hızıyla genişleyen, mizahi, fütüristik ve aşırı bir pop müzik markası. Gergin, cızırtılı synth melodileri, autotune ve “earworm” melodilerinin yanı sıra gerçeküstücülük, Noughties’in geçmiş internet çağına duyulan nostalji ve bolca distorsiyonla büyülenmiş bir ses. Şarkılar kısa ve hızlı olma eğiliminde ancak bubblegum pop ve Eurohouse’dan hip-hop, trance, emo, hatta nu-metal’e kadar her şeyi içeren şaşırtıcı bir dizi stilistik ögeyi bir araya getirmeyi başarıyor.
Belki de çoğu insanın “bozuk” seslerden oluşan bu türü “gürültü” olarak adlandıracağı hyperpop, yörüngesindeki sanatçılar için bazı ciddi fırsatlar doğurdu. Daha önce müziklerini yatak odalarında üreten sanatçılar, artık büyük plak şirketleriyle anlaşıyor ve kapalı gişe turnelere çıkıyor. Pop eleştirmenleri ise bu mikro türün kalıcılık ya da etki yaratma şansı olup olmadığı konusunda kafa yormaya devam ediyor.
Hyperpop sanatçıları; en gösterişli, en uyumsuz ve en muhteşem uç noktalara itilmiş dijital müzik yapan, dönüşümlü bir figüran kadrosundan oluşuyor. Geçtiğimiz iki yıl içinde bu mikro tür, maksimalist sahne doğuşçuları 100 gecs’in aşırı popülerliği sayesinde hızlı bir yayılma gösterdi. SoundCloud ve Discord gibi dijital platformlarda çıkış yaptıktan sonra bu mikro tür, aniden önde gelen yayınlarda yer almaya başladı ve sanatçılar kendilerini Spotify ve Apple Music’in büyük çalma listelerinde buldu. Ki bu durum, hyperpop topluluğunun tutkuyla karşı çıktığı bir şirketleşme.
Spotify, Ağustos 2019’da büyük tartışmalara yol açan hyperpop çalma listesini oluşturdu. Bu sayede Discord kanallarına veya SoundCloud’a “glitchy” müziklerini yükleyerek kendilerine yer edinen bir dizi genç yeni sanatçı ve yapımcı tanınmaya başladı.
Bu terimle ilişkilendirilen sanatçılar, isteseler de istemeseler de TikTok trendleri ve özel Spotify çalma listelerinin de yardımıyla avangart ve pop listelerini aynı anda paylaşma eğiliminde. Çoğunun albümleri, yıl sonu listelerinde başı çekti: Charli XCX’in Mercury adayı how i’m feeling now, Rina Sawayama’nın kendi adını taşıyan ilk albümü Rina Sawayama ve PC Music etiketiyle türün “vaftiz babası” olarak kabul edilen AG Cook’un Apple albümü.

Ancak bu sanatçıları en gevşek kolektif terimler altında gruplandırmak bile hyperpop şemsiyesi altında yer alan muazzam çeşitliliğe kötülük etmek anlamına geliyor. XCX ve Cook’un fütüristik pop yeteneklerinin yanında Arca ve -eski bir PC Music üyesi- SOPHIE gibi sanatçıların daha ezoterik yeraltı elektronik müzikleri var. Grimes, Shygirl, Arca, Eartheater, Dorian Electra, Sega Bodega, Slayyter ve 100 gecs bu türün sanatçı örneklerinin yalnızca birkaçı. Aynı zamanda bu sanatçıların sıklıkla birbirleriye çalıştığı görülüyor. Bu da hyperpop’un adeta bir topluluk bilincinde olduğunu destekler nitelikte.
Bununla birlikte hyperpop’u, “Son Derece Çevrim içi” bağlamını ve LGBTQ+ gençler arasındaki önemini göz önünde bulundurmadan tam olarak anlamak imkansız. Türün kilit sanatçılarının çoğu trans. Aynı zamanda kuirlik ve hyperpop “ayrılmaz” olarak adlandırılıyor. Bu durum müzikte belirli şekillerde ortaya çıktı; türün vokal modülasyonu, sanatçıların sesleriyle cinsiyetin akışkanlığını keşfetmelerine olanak sağladı. Şakalar, göndermeler ve niş tartışmalar, şarkılarda sıklıkla yer alıyor. Örneğin hyperpop’un sürpriz hitlerinden biri olan osquinn imzalı bad idea doğrudan 15 yaşındaki bir gencin Twitter’da yaptığı bir tartışmadan kaynaklanıyor.
Hyperpop’un potansiyeli, 150.000 takipçiye sahip olan Spotify’da da kaybolmadı. Bu, Spotify standartlarına göre çok büyük bir sayı değil, ancak sonik ve yaratıcı açıdan farklı bir türün bu şekilde merkezileştirilmesi önemli. Spotify, bunu “topluluk tabanlı bir çalma listesi” olarak adlandırıyor ve türün önde gelen sanatçılarını düzenli olarak listedeki şarkıların küratörlüğünü yapmaya davet ediyor.

Ancak hyperpop’un her şeyi kapsayan markası bile sınırlamalara sahip. Hyperpop’un “vaftiz babası” AG Cook; çalma listesine J Dilla, Kate Bush ve Nicki Minaj gibi isimlerin şarkılarını eklediğinde hayranları ve sanatçılar tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Türle net bir bağı olmayan bu köklü sanatçıların daha küçük, daha türle alakalı sanatçıları ezdiğini düşünüyorlardı.
2019’da bir “sunucu hatası” Myspace’in arşivlerinden 50 milyondan fazla şarkıyı silmişti. Bu gibi nedenlerden dolayı, hyperpop gibi mikro türlerde yer alan ve sanatını internet ortamında icra eden sanatçılar, şirketleşme niteliğinde olan girişimlere genellikle karşı çıkıyor.
Yeni bir müzikal çığır açtığına inansanız da inanmasanız da, hyperpop’un çoğunlukla genç ve son derece tutkulu kitlesi için büyük önem taşıdığı açık. Bu topluluğun internet fandomunun ruhani doğasında nasıl bir yol izleyeceği, onun başarısı ya da felaketi olacak. XCX de dahil olmak üzere PC Music’in başlıca kahramanları, büyük ölçüde kendi yönleri üzerinde sahip oldukları kontrol sayesinde ilerlediler.
Hyperpop’u bir dizi spesifik parametre olarak görmek yerine, üzerine inşa edilip genişletilebilecek bir araç seti ve metodoloji olarak görmek türün geleceği açısından faydalı olacaktır. Rolling Stones’a göre etiketi ne olursa olsun, dijital önderlikli bu pop alanı mutant ve tedirgin bir demokrasi.
Bazı popüler hyperpop şarkıları:
Sega Bodega – Salv Goes To Hollywood
Ashnikko – Slumber Party ft. Princess Nokia
Derleyen: Görkem Süner